Deneyim & akademi yine karşı karşıya

12:04 - 10.07.2023, Pazartesi

Dünyada büyüyen istihdam açığı ABD’deki iş ilanlarının büyük kısmından sabıka zorunluluğunu sildi. Kanada, önümüzdeki dönemde her sene 400 bin göçmen almak istiyor. Ülkedeki işverenlerin yüzde 80’i ise beceriyi akademik başarının önüne koyuyor. Yetkinliğe dayalı işe alım dünyada geçen yıl yüzde 63 arttı ama rakamları her ülke için ayrı değerlendirmek şart. Zira deneyim ve akademinin yeniden karşı karşıya olduğu bu tabloda Türkiye trendin bir parçası değil. İşte bu yüzden Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere’nin çıkarımları oldukça değerli

İpek Alpkökin Olgunsoy / INBUSINESS

Yapılan global araştırmalar son dönemde deneyime, akademik niteliklerden fazla değer verildiğini, beceriye dayalı işe alımın geçen yıl yüzde 63 arttığını gösteriyor. Kabul etmek gerek ki bu radikal bir oran. Ve bu rakamın hem işveren hem de çalışan için farklı bir anlamı var. Bu tablo, şirketler için yetenek havuzunu genişletmek anlamına geliyor. Çalışan tarafında ise lisans ve yüksek lisans derecesi olmayan yetişkinlerin üçte ikisinden fazlası için yeni kariyer fırsatları demek. Ancak işler her ülkede aynı mı sorusunun yanıtı muallak. Mesela Türkiye için aynı şekilde ilerliyor kanısına varmak pek de doğru bir yaklaşım değil. Zira nüfus, genç istihdam oranı, işsizlik rakamları çok farklı parametreleri beraberinde getiriyor.

İşte tam da bu nedenle Türkiye ve globalde insan kaynakları konusundaki en tecrübeli isimlerden biri olan, yılda bini aşkın mülakat yaparak önemli kurumlara C- Level yönetici istihdamında yol gösteren Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere'nin çıkarımları oldukça değerli. Çünkü global verileri yorumlamak için öncelikle yurt dışındaki İK ve istihdam stratejilerine bakmak gerekiyor. "ABD istihdam piyasasındaki son gelişimlerin Ortodoks olmayan bazı yaklaşımları gündeme almayı şart haline getirdiğinin altını çizelim" diyen Murat Yeşildere yurt dışındaki işe alım trendini şu şekilde anlatıyor: "Profesyonel kariyerlerini yıllar önce tamamlamış, altmışlı yaşların üzerindeki çalışanların geri çağırılması da bu trendin bir parçası, Amerikan işverenlerin, iş ilanlarında sabıka kaydı olanları teşvik etmeye başlaması da..."

Özetle ABD'li işverenler, boş koltukları doldurmak konusundaki çaresizliğini "kim olursan ol, gel" yaklaşımıyla gösteriyor. İstihdam konusunda, ABD kadar çaresiz olmasa da demografik trendler nedeniyle nüfus yetersizliği yaşayan ve önümüzdeki üç yıl içinde, senede 400 bin göçmen alma davetini dile getiren Kanada örneğine de dikkat çeken Yeşildere, "Indeed istihdam ajansının araştırması, işverenlerin yüzde 80'inin lisans derecesi ve sertifikasyonunun işe alımlarda artık önemsenmeyeceğini gösteriyor" diyor.

Yeşildere'ye göre Türkiye'de ise deneyim ve fonksiyonel tecrübelerden kazanılmış becerilerin ön planda olması bir haber değil. Ayrıca işsizlik oranları ülkemizi işverenlerin hükmettiği bir iş piyasası halinde tutuyor. Yani biz bu trendin tam ortasında değiliz. En azından her meslek dalı için...

21. yüzyıl ile birlikte insan kaynakları dünyasının yetkinliklerin ötesinde liderlik potansiyelini konuşmaya başladığını anlatan Yeşildere, "Pandemi bize dönüşebilir ve dönüştürülebilir liderlik kapasitesinin kompleks ortamlarda neden çok gerekli olduğunu acı örneklerle kanıtladı. Ancak liderlik gelişimindeki tanımın bu şekilde evirilmesi, istihdam ile ilgili işe alım verilerini eş hızda değiştirmiyor" diyor.

Yapay zeka ve istihdam

Beceriye dayalı işe alımın artması gözlemi gelecekte hem Türkiye hem de dünya için yapay zekayla birlikte bir kısım iş süreçlerinin yeniden yapılandırılmasını da beraberinde getiriyor. Buna göre tecrübe ve yetkinlik talebinin artacağı alanlar da yavaş yavaş belli oluyor.

"Başta yapay zeka (AI), mobil uygulamalar (app), veri bilimi, robotlar, 3-D yazıcılar, web tasarımı, giyilebilir teknoloji, network yönetimi, cloud (sulut), biyomedikal ve bilgi güvenliği önümüzdeki dönemde bilgi, tecrübe ve yetkinlik talebi artacak alanlar" diyen Murat Yeşildere; "Yeni çalışma alanlarında çalışanların uzmanlıklarını derinleştirmesi mesleki bilgi ve beceri gelişimi açısından büyük değer taşıyacak." Yeşildere ayrıca bu alanların yanında tıp, hukuk ve teknolojiyi içinde barındıran her türlü mühendislik dalına yönelik talebin de devam edeceğini öngörüyor.

Peki uzun vadede düşündüğümüzde işe alımlar konusunda akademik başarı ve yetkinlik arasında nasıl bir korelasyon olacak? "Ülkemizde genel üniversite mezuniyeti ve diploma elde etmeyle ilgili arzunun hala güçlü olduğunu görebiliyoruz" diyen Yeşildere, bu alanda ancak toplumun beklentilerinin yönetilmesinin değişimi mümkün kılabileceği görüşünde.

Özellikle mesleki eğitiminin, yüksekokul ve mesleki liseler üzerinden yaygınlaşması da Yeşildere'ye göre çok değerli olacak. "Üniversite diplomasının değil de kaliteli eğitimin, bilgi ve yetkinliği iş, hatta daha da önemlisi umut anlamına geldiğini toplumun ve özellikle gençlerin anlaması çok değerli bir kazanım olacak. Ancak bu sağlanabilirse, yüksek okul eğitimi ve sertifikasyon programlarına yönelik talep artabilir."

Şefkatli CEO dönemi başlıyor

Aslında Türkiye'de halen güçlü, süper kahraman CEO'ları görmeye devam ediyoruz ama gelecekte fark yaratanlar şefkatli CEO'lar olacak. Şefkatli liderlere ihtiyaç arttı ve artmaya da devam edecek. Şefkatin içeriğinde öncelikle empati yapmak, her konuda kendimizi karşı tarafın yerine koymak var. Şefkatin tanımı orada da bitmiyor, daha da ileri giderek, zor durumlarda karşı tarafın sıkıntılarını çözebilmesi için ona bir şekilde destek olmaya kadar uzanıyor.

BİZE ULAŞIN