Dünya için sadece umut etmedik, harekete geçtik!
Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen Sürdürülebilir Hikayeler Webinar serisinin 2021 final buluşması özel konukların katılımıyla 28 Aralıkta gerçekleştirildi. Sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen Yeni Dönüşüm Hareketi’nin ele alındığı buluşmayla Festival 1. yılını tamamladı.
Inbusiness Dergisi olarak Ocak 2021'de Turkuvaz Medya Grubu öncülüğünde Birleşmiş Milletler'in (BM) 17 maddeden oluşan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğrultusunda önemli bir yolculuğa çıktık. INBUSINESS dergisinin kuruluş felsefesinde yer alan 'sürdürülebilir gelecek için çalışma' misyonumuzu gerçekleştirmek ve bu alanda kamuoyu oluşturmak için Küresel Umut Festivali'ni hayata geçirdik. Amacımız sadece bir durum tespiti yapmak değildi. Özellikle Türk iş dünyasının sürdürülebilirlik kapsamında geleceğe dönük stratejilerinin masaya yatırılacağı SKA'ar kapsamında yarının iş dünyasının nasıl olacağını da yetkin ve sorumlu uzmanlarla kamuoyuna aktarmak istedik.
Covid-19 nedeniyle fiziki buluşmaların imkansızlaştığı bu dönemde online gerçekleştirilen etkinlikler serimiz kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademiden pek çok önemli ve alanında uzman isme ev sahipliği yaptı. Geniş katılımla gerçekleşen webinarlarda izleyiciler SKA'lar hakkında önemli bilgileri ve gelişmeleri yakından takip etme fırsatı buldu. Yetkin isimlerin SKA'lar çerçevesinde geleceğe dair öngörüleri ve özellikle Türkiye'nin izlemesi gereken yol haritasıyla ilgili pek çok öneri ve tavsiye de Sürdürülebilir Hikayeler Webinar Serisi'nde izleyicilerimizle buluştu.
4,5 MİLYON KİŞİYE ULAŞTIK
Küresel Umut Festivali boyunca gerçekleştirdiğimiz "Sürdürülebilir Hikayeler" başlığı altındaki webinarlarla 170 konuşmacı, 45 özel oturum ve 25 panele ev sahipliği yaptık. Türkiye ve dünyadan önde gelen birey, kurum ve kuruluşlarının sürekli desteği ile sürdürülebilirlik konusuna her açıdan dikkat çektik. Küresel Umut Festivali kapsamında gerçekleştirilen webinarlarımız canlı olarak 12 bin 500 takip, Youtube üzerinden ise 4,5 milyon görüntülenme ve 2,6 milyon izlenme sayılarına ulaştı. Bir yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz webinarlar- da SKA'lar hakkında sadece Türkiye ve dünyadaki son gelişmeleri ele almakla yetinmedik aynı zamanda neler yapılması gerektiğini de tartıştık. Bu webinarlarda ilgili kurumlarda çalışan üst düzey devlet temsilcileri, özel sektör yöneticileri, alanında dünya çapında tanınan uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları söz aldı, tartıştı, geleceğe yön verecek fikirler ortaya çıkardı.
Küresel Umut Festivali kapsamında yaptığımız 11 webinarın başlıkları; Umut Veren Kadınlar, Su Pozitif Türkiye, Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam, Açlık ve Yoksullukla Mücadele, Eğitim, Karbon Nötr Gelecek, Sorumlu Tüketim ve Üretim, Sıfır Atık, Sürdürülebilir Kentler, Temiz Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma oldu.
Serinin 2021 final buluşması ise Türk Hava Yolları ve Türk Telekom ana sponsorluğunda, Bahçeşehir Koleji, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Ülker, Bagfaş ve Kargom Sende destek sponsorluğunda 28 Aralık 2021'de gerçekleşti. Sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yeni dönüşüm hareketinin ele alındığı buluşmayla festivalin 1'inci yılı da böylece tamamlanmış oldu. Şimdi sıra Küresel Umut Festivali'nin 2022 ayağında... Yeni yıl ile birlikte geleceğe daha olumlu bakarak bu seriyi sürdürmek niyetindeyiz.
Projemizin gerçekleşmesi için desteklerini bizden esirgemeyen, en başından itibaren yanımızda bulunarak bize çok değerli desteklerini sağlayan Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'ye, değerli bakanlarımıza, Cumhurbaşkanlığı ofislerinin değerli başkanlarına, kıymetli bakan yardımcılarımıza, değerli büyükelçilerimize, Birleşmiş Milletler Ağı'nın yöneticilerine, bizimle olan tüm sivil toplum kuruluşlarına, değerli panelistlerimize, izleyicilerimize ve yanımızda olan tüm sponsorlarımıza da ayrıca çok teşekkür ediyoruz.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE 28 MİLYAR LİRALIK KAYNAK AYIRDIK
İbrahim Şenel - T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Başkanı
KUF 2021 Final Buluşması'nda özel oturumunda İbrahim Şenel, "Akdeniz havzasında yer alan Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenmesi beklenen ülkelerden biri" diyerek başladı ve şunları aktardı: "Bu bilinçle enerji, sanayi ve ulaşım sektörleri başta olmak üzere, ilgili alanlarda iklim değişikliği ile mücadele stratejimizi belirliyor, yeşil büyümenin sağlanması ve emisyon artış trendinin sınırlandırılması yönünde politikalarımızı hayata geçiriyoruz."
11'inci Kalkınma Planı'nda çevre kirliliğinin önlenmesine, iklim değişikliği ile mücadeleye, biyolojik çeşitliliğin ve doğal kaynakların korunmasına yönelik politikalara öncelik verildiğini söyleyen Turan; ulaşım, sanayi, tarım, enerji gibi sektörlerde yaklaşık 60 tedbir belirlendiğini paylaştı. "Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çevre mevzuatı ve standartları geliştirilerek, kurumsal ve teknik altyapı iyileştirildi. Emisyon kontrolü, biyolojik çeşitliliğin korunması, çevre kirliğinin önlenmesi ve kalitesinin iyileştirilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi konularında ülkemizde önemli ilerlemeler kaydedildi" dedi.
Şenel, konuşmasını ise şu sözlerle noktaladı; "Paris Anlaşması'na uyum sürecinde Sayın Cumhurbaşkanımız BM Genel Kurulu'nda, 2053 yılı net '0' emisyon hedefiyle Türkiye'nin Yeşil Kalkınma Devrimi'ni ortaya koydu. 2022 bütçesinde İklim Değişikliği'ne uyum için ayrılan kaynak yüzde 37 artırılarak 28 milyar liraya ulaştı. Başkanlığımız, Dünya Bankası ile 2022 sonuna kadar tamamlanmak üzere Yeşil Büyüme ve Sürdürülebilir Toparlanma İşbirliği Programı'nı başlattı. 2030 ve 2050 yılları için ülkemizin düşük karbonlu kalkınma senaryolarının geliştirilmesi, ilgili politika ve eylemler ortaya konulması, yatırım ihtiyacının belirlenmesi hedefleniyor."
PANEL: YEŞİL DÖNÜŞÜM İÇİN FİNANSMAN
Pandemide yeşil dönüşüm finansmanının ele alındığı "Yeşil Dönüşüm İçin Gerekli Kaynağı Nasıl Bulabiliriz?" webinarının ilk paneline ARGE Danışmanlık Ortağı Erkin Erimez'in moderatörlüğünde UNDP İstanbul Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Sahba Sobhani, Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, Etki Yatırım Danışma Kurulu (EYDK) Başkanı Şafak Müderrisgil ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı/Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin katıldı.
PORTFÖYLER ÇEŞİTLENİYOR
Etki Yatırım Danışma Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil, webinarın ilk panelindeki konuşmasında, iklim değişikliği konusunun pandemiyle birlikte ülkelerin odak noktası haline geldiğini belirtti. Yatırımcıların bir yandan yatırım portföylerini çeşitlendirirken bir yandan da gezegeni korumayı hedefleyen stratejiler geliştirmesinin beklendiğinin altını çizen Müderrisgil, İngiltere'de 2025 yılı itibarı ile konutların ısıtılmasında karbondan çıkış sürecinde 44 bin yeni işin yaratılmasının beklenildiğini söyledi.
YEŞİL ENERJİ SEFERBERLİĞİ
İklim krizinin yarattığı kötü gidişata dur demek için geliştirilen çözüm önerileri ülkelerin, şirketlerin hatta bireylerin kapsamlı ve topyekün bir dönüşeme hazır olmalarını zorunlu kılıyor. Dönüşümün az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için daha sancılı geçmesi bekleniyor. AB'nin yeşil dönüşüm için 100 milyar dolarlık bütçe ayırdığını aktaran UNDP İstanbul Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Sahba Sobhani, yaşanacak değişimin gelişmekte olan ülkelere sirayet etmesi için yaratıcı finansman araçları kullanılması gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti: "Yeşil finansman, yeni sisteme adaptasyon ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması yönünde kullanılacak. Burada sistem yeşil mutabakat özelinde vergiyi tabi kılıyor. Yeşil enerji finansmanı, iklim değişikliğine yönelik gücümüzü arttıracak, ayrıca okyanusları ve ormanları koruyacak erken uyarı sistemleriyle birlikte AB her türlü kaynağı sefer- ber etmeyi hedefliyor."
97 BANKA BİR ARAYA GELDİ
Glasgow'da düzenlenen COP26'nın aynı zamanda gezegenimizin geleceği açısından umut dolu taahhütlerin verildiği bir konferans olduğunu belirterek sözlerine başlayan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, "Küresel ekonominin sürdürülebilir işleyişinin sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadele için alınması gereken önlemlerin başında fosil yakıtlardan vazgeçilerek net sıfır karbon hedefine ulaşılması geliyor" dedi ve devam etti: "Garanti BBVA olarak imza attığımız net sıfır bankacılık birliği inisiyatifi de aynı amacın altına konumlandırılmış durumda. Bu birlik 2050'ye kadar borç verme ve yatırım portföyü oluşturma süreçlerini net sıfır karbon hedefiyle uyumlu hale getirmeyi taahhüt eden dünya çapında 97 tane bankayı bir araya getiriyor."
TÜRKİYE LİDERLİK EDEBİLİR
Louisa Vinton - UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi
2021'i tüm dünyada iklim afetlerinin yaşandığı bir sene olarak değerlendiren özel oturum konuğu Lousia Vinton, yaptığı konuşmada afetlerin hem sayılarının hem de boyutlarının artmasının bu konuda hazırlıklı olan ülkeleri bile çok zorladığını ifade etti ve "Pandemi yüzünden biraz ertelenmiş olsa da 2021 İklim Zirvyon koesi'nde sıfır emisnusuna odaklanıldı" dedi.
Ülkelerin sıfır emisyon konusunda aldıkları yolda aynı dili konuşmaları gerektiğine vurgu yapan Vinton, pek çok ülkede bunu ölçecek bir sistemin olmadığını dile getirdi. Sıfır emisyon konusunda yapılanları gözden geçirmek, ölçümler yapıp bütünsel bir programa geçmek gerektiğine dikkat çeken Vinton, "Gerek iklim gerek pandemi konusunda bir işbirliğine ihtiyacımız var" dedi. Vinton konuşmasını şöyle tamamladı: "Yeşil büyüme fikrinin yoğun biçimde gündeme gelmesi ve ekonomik fayda olarak ele alınması gerekiyor. Yeşil enerji mutlaka öncelik olarak belirlenmeli. Türkiye'nin bu konuda liderlik edebileceğini düşünüyoruz."
YATIRIMLAR DEVAM EDECEK
Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, Ticaret Bakanlığı tarafından AB'nin hedefleri doğrultusunda hazırlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nın ihracatta rekabetin korunması ve sürdürülebilir yatırımların ülkemize çekilmesi açısından büyük önem taşıdığını belirtti ve ekledi: "Türkiye Kalkınma Yatırım Bankası olarak stratejik öncelikleri doğrultusunda sürdürülebilir kalkınmaya, sürdürülebilir enerji, enerji verimliliği yatırımlarına ve teknolojik girişimlere yatırımlara öncelik veriyoruz. Yeşil sürdürülebilir kalkınmayı var gücümüzle desteklemek istiyoruz."
282,7 MİLYON İNSAN AÇLIK SINIRINDA
Nils Grede - BM Dünya Gıda Programı (WFP) Temsilcisi ve Ülke Direktörü
Özel oturum konuğu olarak katılan BM Dünya Gıda Programı Temsilcisi ve Ülke Direktörü Nils Grede, konuşmasına küresel açlığın endişe verici bir oranda artmaya devam ettiğini söyleyerek başladı. Nils Grede, "Son tahminlere göre 80 ülkede 282,7 milyon insan açlık sınırında. Bu 2019'a kıyasla yaklaşık yüzde 110'luk bir artışı temsil ediyor" dedi.
Üretilen tüm gıdaların üçte birinin yani 1 trilyon dolar değerindeki kısmının israf edildiğini ifade eden Grede, Evde Yetiştirilen Okul Yemekleri Programı'nın umudun en güzel örneklerinden biri olduğunu söyledi. Nils Grede, "Önemli bir sorun da mültecilik. Türkiye, 4 milyon mültecinin sadece güvende olmalarına değil, aynı zamanda birlikte yaşamalarına da izin vermeyi başardı. Onları kamplara kapatmadı. Mültecilerle Türklerin yan yana yaşamasının yollarını buldu. Dünyaya böyle bir şeyin nasıl olduğunu gösterdi. Böyle bir başarı sadece hükümet tarafından değil, aynı zamanda özel sektör ve genel olarak toplum tarafından inanılmaz bir çabayla üstesinden gelinebilir. Türkiye bunu sağladı" diye konuştu.
PANEL: KIRSAL KALKINMANIN GELECEĞE ETKİSİ
Kırsal kalkınmanın geleceğe etkilerinin ele alındığı "Kırsal Kalkınma Geleceği Nasıl Etkileyebi- lir?" webinarına UN-SDSN Koordinatörü Bahar Özay'ın moderatörlüğünde Uluslararası Tarımsal Kakınma Fonu – Avrupa ve Orta Asya Merkezi, Ülke Program Müdürü Doç. Dr. Taylan Kıymaz, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkan Vekili Dr. Muhammed Adak, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Halil Fatih Akgül, Ülker Operasyonel Mükemmellik, İSG, Kalite ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Abar ve Bagfaş Yönetim Kurulu Üyesi İpek Seviye Gençer katıldı.
YOKSULLUK İLE SAVAŞ KIRSALDA BAŞLIYOR
Webinarın ikinci paneli pandemi dönemine ve geçen yıla vurgu yapılarak açıldı. Uluslararası Tarımsal Kakınma Fonu - Avrupa ve Orta Asya Merkezi, Ülke Program Müdürü Doç. Dr. Taylan Kıymaz, "Ekonomiler durağanlığa girerken işini kaybedenler oldu; sönen ve parlayan sektörler ortaya çıktı" diyerek bu sürecin sonuçlarına dikkat çekti. "BM verilerine göre yoksulların 3⁄4'ü kırsalda yaşayan kişiler, dolayısıyla bu kesimlerin tarımsal üretimden daha fazla kazanç elde edebilmesi yoksulluğun ortadan kaldırılması konusunda en önemli araç olarak gözüküyor" diyen Kıymaz ekledi: "Yoksul kesimlerin kendi yeterliliğini sağlanması kırsalda tarımla olabileceği için de tarım ve kırsal kalkınma öne çıkıyor."
HİBEDE POZİTİF AYRIMCILIK
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Des- tekleme Kurumu Başkan Vekili Dr. Muhammed Adak kırsal ve ekonomi kavramlarına öncelik verdiklerini söyledi. Kırsal kalkınma programlarında özellikle kültür, sanat, turizm, el sanatları ve doğal potansiyel olan yenilenebilir enerji kaynaklarını da ekonomiye kazandırdıklarını belirten Dr. Adak, hedeflerinin kırsal alanda sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmek olduğunun altını çizdi. Kendilerine başvuruda bulunan gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyleyen Adak, kredi yoluy- la değil hibe yoluyla destek olduklarını da ekledi.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇÖZÜMÜ
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Fatih Akgül konuşmasında 2003'ten bu güne yürüttükleri Türkiye Grameen Mikrofinans Programı'nı (TGMP) anlattı. Kuruluş amaçlarının kadınları yalnızca ekonomik hayata kazandırıp kendi ayakları üzerinde durmalarına yardım etmek olmadığını söyleyen Akgül "Aynı zamanda dar gelirli kadınlarımızın verdiğimiz eğitimlerle yapmış oldukları mesleklerini sürdürülebilir kılmak da istiyoruz" dedi. Akgül, TGMP olarak uzun yıllardır yürüttükleri projelerle Türkiye'nin dört bir yanında birçok kadının ha- yatına dokunarak yoksulluğu azaltmaya çalıştıklarını ve kırsal kalkınmaya bu şekilde destek olduklarını da vurguladı.
TEDARİK ZİNCİRİ ETKİSİ
Ülker Operasyonel Mükemmellik, İSG, Kalite ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Aybar, dünyanın geleceği için sürdürülebilir hammadde tedariğinin çok önemli olduğunun altını çizdi. Aybar, yerel tedarikçilerden alım yapmaya ve yerel kalkınmaya destek olmaya çalıştıklarını belirtti ve ekledi: "Kullandığımız hammaddenin yüzde 99'unu bitmiş ürüne çevirerek global çapta alanımızda en iyiler arasında yer aldığımızı görüyoruz."
KALKINMA İÇİN BİLİNÇLİ TARIM
Bagfaş Yönetim Kurulu Üyesi İpek Seviye Gençer, kırsal kalkınmanın sağlanması için gübre üretiminin de artması gerektiğinin altını çizdi. Gençer, Türkiye'de yılda yedi milyon ton gübre kullanıldığını ve tarım ülkesi olmayan Avrupa ülkelerinde bile bu sayının çok daha yukarılarda olduğunu ifade etti. Gençer, yanlış gübre kullanımının Türkiye'de çok yaygın olduğunu ve bilinçli tarım için doğru gübre kullanımı konusunda bilgilenmeye ihtiyacımız olduğunu belirtti.
YERYÜZÜNÜ ÇOCUKLARIMIZDAN ÖDÜNÇ ALDIK
Faruk Kaymakçı - Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Bakanı Büyükelçi
Özel oturumda konuşma yapan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın gelecek nesiller için de bir yol haritası sunduğuna dikkat çekti. Kaymakcı, konuşmasında "Kalkınma hedeflerine ulaşmak için çok taraflı işbirliği kilit öneme sahip. Finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yenilikçi uygulama ve çözümlerin geliştirilmesi ihtiyacı ön plana çıkıyor" dedi.
Türkiye'nin SKA'nın bütüncül bir yaklaşımla kalkınma planlarına ve sektörel stratejilere entegre ederek hayata geçirmeyi ve izlemeyi önceliklendirdiğini de belirten Kaymakcı "Dışişleri bakanlığımız, Avrupa Birliği başkanlığımız tüm kurumlar bu yönde ciddi çabalar gösteriyor. Yalnızca vatandaşlarımızı ve ülkemize sığınanları değil tüm dünya halklarının sürdürülebilir yaşamı için ciddi bir politika yürütüyoruz. En az gelişmiş ülkelerin destekçisi ve kalkınma ortağıyız" dedi.
PANEL: YEŞİL MUTABAKATA HAZIRLIK
Küresel Umut Festivali'nin ilk yıl dönümünde gerçekleşen Büyük Buluşması EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Global Ticaret Hizmetleri Lideri Sercan Bahadır moderatörlüğünde gerçekleşen 'Yeşil Mutabakata Nasıl Hazır Olacağız?' paneli ile son buldu.
Panelde konuşan TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Başkanı ve Yeşil Mutabakat Görev Gücü Başkanı Fatih Özkadı, Türkiye'de sürdürülebilirlik stratejisini, iş yapış biçimlerine uyumlamak konusunda önemli bir çaba olduğunu söyledi. Özkadı, "COP 26 sonrasında hızla 2050 karbon nötr hedefi ile ilgili gerek ülkelerin gerekse şirketlerin bir değerlendirme içine girdiğini hatta zamanla bunun bir yarış kapsamı içinde olacağını düşünüyorum" dedi ve şöyle devam etti:
"Kritik endüstrileri ve istihdamı sağlamanın temel kolaylaştırıcı noktaları olarak bu süreci görmeliyiz. Gümrük Birliği güncellenmesine ihtiyacımız var ve Yeşil Mutabakat'ın gerekliliklerini mutlaka yerine getirmeliyiz."
DÖNÜŞÜM HIZLANMALI
Yeşil Mutabakat kapsamında atılacak adımlarla karbon emisyonunu sıfıra getirerek bu vergilerden muaf duruma gelmemiz gerektiğini ifade eden Özkadı, şunları söyledi: "EU Emissions Trading System (EU ETS) bir an öce kurularak emisyon karbon ölçüm sistemi devreye alınmalı. Karbon düzenlemesinin ülkemiz sanayine vergi olarak yansımasının önünü kesmeliyiz. ETS sistemi kurulduktan sonra, buradan elde edilen fonun düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve sanayinin ihtiyacı olan Yeşil Dönüşümde kullanılacak şekilde düzenlenmesini bir zaruret görüyorum." Özkadı, pandemide birçok ülke tedarik zincirindeki aksaklık nedeniyle üretimde zorluk yaşarken Türkiye'nin esnek üretim kabiliyeti sayesinde bu süreci en zararla atlattığını belirterek yerli ve katma değerli üretimin önemini vurguladı.
İNOVASYON İHTİYACI
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu ise Yeşil Mutabakat'ın dışında kalan ülkeler ve şirketlerin oyunun dışında kalacağını söyledi. Burada tedarik zincirini nasıl çalıştırılacağının önemli olduğunu vurgulayan Eroğlu, Çin'deki bazı kısıtlamaların elektrik kesintilerine yol açtığını ve kömür bazlı üretimin tekrar yapılmak zorunda kalındığını hatırlattı. Lojistik konusunun önemine vurgu yapan Eroğlu şunları aktardı:
"Yeşil Mutabakat ve iklim değişikliği ile mücadelede gelecekte kısa mesafeler tercih edilecek ve üretimin yakın noktalarda olması gerekecek. Bu da önemli bir model değişikliği getiriyor. Plastik sektörü olarak bizim araçların hafiflemesi noktasında yeni ürünler, izolasyon, güneş pilleri, rüzgar güllerinin üretilmesi gibi konularda inovatif ürünler geliştirmemiz gerekecek."
Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Firmaların kredibilitesinde çevreye olan etkileri de önem kazanacak. O nedenle tüm endüstri tedarik zinciriyle birlikte yeniden konumlanmalı."
Atık konusunda plastik sektörünün bu sürecin içinde aktif olarak yer alması gerektiğinin de altını çizen Eroğlu, Türkiye'nin bu ürüne yönelik ham madde ihtiyacından kaynaklandığını ifade etti ve Avrupa'da Türkiye'nin Almanya'dan sonra en büyük ikinci plastik mamul üreticisi olduğunu aktararak her sene ülkemizde 10,5 milyon ton plastik üretildiği bilgisini paylaştı. Bu noktada 2022'de devreye alınacak depozito sisteminin oldukça önemli olduğunu söyledi.
TEHDİT DEĞİL FIRSAT
UN-SDSN Türkiye Direktörü Dr. Tamer Atabarut günümüzde ekonomik kalkınmadan söz ederken çevre ve sosyal boyutların göz ardı edilmediğini söyleyerek sürdürülebilir kalkınmanın giderek daha fazla önem kazandığını ifade etti. "AB, 2050 yılına kadar karbon nötr olurken; istihdamı artıracak, refah sağlayacak ve sürdürülebilirliği ön planda tutacak" diyen Atabarut ekledi; "Bu denkleme sosyal adalet ve kapsayıcılık kavramları dahil edildi. Buradan hareketle yeşil mutabakat yol haritası ortaya çıktı."
Yeşil dönüşümü sağlamak için dijital dönüşümü gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Atabarut şunları söyledi:
"Ancak AB'nin Yeşil Dönüşüm şartlarını ihracatta tehdit olduğu kadar fırsat olarak da görmemiz lazım. Bize bir kaldıraç gerekiyor. Bu bir motivasyon olabilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarında yeni bir işgücüne ihtiyacımız var. Öte yandan vergiler yerine AB'nin bu konuda destek olacak fonlarından yararlanmak üzere diplomatik çalışmaları da yapmamız gerek."
SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİK BÜYÜME
Bahar Güçlü - T.C. Ticaret Bakanlığı, Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı
Ticaret Bakanlığı, Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü özel oturum konuşmasında Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyada yeşil dönüşüme yönelik olarak yaşanan gelişmeleri ve Türkiye'de Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda atılan adımları anlattı.
Güçlü, "İklim değişikliğinin gözle görülür hale gelen yaşadığımız etkileri ile beraber ekonomik büyümenin sürdürülebilir biçimde sağlanması hedefinin dünya ekonomisinin tüm aktörleri tarafından benimsenmekte olduğu bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası ticaretin önde gelen aktörlerinin AB'nin ardından Amerika, Çin, Güney Kore, Japonya gibi ülkelerin yeşil dönüşüm hedeflerini peş peşe açıkladığı 2 yıllık dönemden geçtik. Ülkemizde 2053 yılı hedefine yönelik karbon nötr hedefini beyan etti" diye konuştu.
İhracatçılarımız için de önem arz eden sınırda karbon düzenleme önerisinin pakette yer aldığına dikkat çeken Bahar Güçlü, "Açıklanan taslakta 5 sektör kapsama dahil edildi. AB'nin emisyon ticaret sistemine paralel bir sistemin hayata geçirilmesinin hedeflendiğini görüyoruz. İthalatçılar ve ihracat yapanların bu düzenlemelerle AB'nin sistemine göre fiyatlandırılan sertifikalar satın alması gerekecek. Bu düzenlemelerden en çok etkilenecek ülkelerden biri de Türkiye olacak" dedi.
ÇOCUKLARIMIZ YENİ DÜNYANIN AKTÖRÜ
Özlem Dağ - Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü
Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ Küresel Umut Festivali'nin Büyük Buluşması'nda yaptığı taahhüt konuşmasında 'İklim Müfredatı Çerçevesinde Eğitimde Sürdürülebilirlik' konusundaki yaklaşımlarını anlattı.
Doğayla insanın bağını koparmanın sonuçlarını yaşadığımızı ifade eden Özlem Dağ, geç kalmış olsak da iklim değişikliğine hala dur deme şansımız olduğunu söyledi. Doğanın yasalarına ve ihtiyaçlarına göre her adımımızı düzenlemek zorunda olduğumuza dikkat çeken Dağ, "Eğitim yoluyla bu bilinci yeni nesillere aktarmak durumundayız. Biz okullarımızda çocuklarımızın tıpkı alfabeyi, matematiği öğrenir gibi sürdürülebilirliği öğrenmeleri için çalışıyoruz" dedi.
Dünya Vatandaşlığı programı kapsamında SKA'ları dersleriyle eşleştirdikleri bir sistem içinde öğrenimlerine devam ettiklerine dikkat çeken Dağ, "144 kampüste 100 binin üzerinde öğrencimiz bu deneyimi yaşıyor. Bu kapsamda iklim değişikliği modelini başlattık. Anaokulu seviyesinden itibaren, çözümün bir parçası olmayı öğretiyoruz ve bu davranış değişikliğini oluşturmayı hedefliyoruz. Bir diğer projemiz gıda israfıyla ilgili. FAO'nun eğitim setini kullanarak çocuklarımıza gıda israfını anlatıyoruz" dedi.
SU POLİTİKALARI OLUŞTURULMALI
Prof. Dr. Lütfi Akça - Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Lütfi Akca, özel oturumda yaptığı konuşmada suyun çok önemli bir kaynak olduğunun altını çizerek, 'Sürdürülebilir Su Yönetimi' kavramının artık çok acil ve önemli bir noktada değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Akca, "Sürdürülebilir Su Yönetimi'nde kaynak olarak suyun ikame edilebilmesi mümkün değil. Yenilenebilir bir kaynak olmasına rağmen, iklim değişikliği sebebiyle yenilemede büyük sorunlar yaşıyoruz. Su kaynak olarak kalkınma faaliyetlerinin merkezinde yer alıyor" dedi.
Akca, yeryüzünde su kaynaklarının 10 binde 3'ünün kullanılabilir bir durumda olduğunu ve geriye kalan sudan yararlanılamadığına da dikkat çekerek, su stresi altında yaşayan bölgeler için bütünleşik yönetimlerin acil olarak oluşturulması gerektiğini vurguladı. Akca, "Küresel ısınma sebebiyle, ani yağışlar, taşkınlar ve sel olaylarının arttığını görüyoruz. Bu yağışlar su kaynağı olarak geri dönmüyor. Su havzalarındaki arz talep oranları negatif etkileniyor ve arzın talebi karşılamaması gerçeği ile karşılaşıyoruz. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, 'bütünleşik su yönetimi' çok daha fazla önem kazanıyor. Bütünleşik su yönetimi, sürdürülebilir su yönetimi politikalarıyla sosyal açıdan topluma suyun dengeli ve adil dağıtılması suya erişimin finansal açıdan da desteklenmesi gerekiyor" dedi.
Su Kanunu'nun halihazırda taslak olarak çalışıldığının altını çizen Akca, çok acil ve derinlemesine su politikalarının oluşturulması ve yasalaşmasının artık ertelenemez bir gerçek olduğunu söyledi.
BANGLADEŞ ÖNCÜ ROLE SAHİP
Mustafa Osman Turan - T.C. Dakka Büyükelçisi
Bangladeş'in dünyanın en fakir ülkesi olarak başlayıp gelişen bir ülkeye dönüştüğünü ifade eden Turan, "Bangladeş iklim değişikliğinden de çok etkilenecek olan delta niteliğinde bir ülke. Deniz seviyesi yükseldiği takdirde topraklarının büyük bölümü sular altında kalacak. Fakirliği azaltmış bir ülke ve iklim değişikliği konusunda da BM'de öncü bir rol oynuyor. Dünyada 47 en az gelişmiş ülke var, bunların bir kısmı Bangladeş gibi mezun oluyor ve onların gelişmesinin en önemli aracı teknoloji. Türkiye bu konuda da rol aldı ve BM ile birlikte Gebze'de en az gelişmiş ülkeler için 'Teknoloji Bankası' kurdu" dedi.
BM Kalkınma Amaçları doğrultusunda 2018 yılında özel sektör ve girişimciler ile BM, Katar Kalkınma Fonu gibi desteklerle mültecilerin sorunları üzerinde çalıştıklarını ifade eden Mustafa Osman Turan, Bangladeş ve Uganda'da bu program doğrultusunda çalıştıklarını hatırlattı.
Ayrıca Türkiye'nin Bangladeş'e desteğinden bahseden Turan şunları aktardı: "Bölgedeki sahra hastanesinde Türkiye'den gelen hekimler hastalara bakıyor. Geçen sene bu hastanede bir yangın çıktı. Türkiye iki ayda hastaneyi yeniden yaptı. Turkovac aşısının Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanması da Bangladeş'te büyük bir ilgiyle karşılandı."