“SAVUNMADA HALA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR”

11:41 - 17.03.2025, Pazartesi

Türkiye’nin savunma sanayi sektörü küresel pazarlardaki başarısını artırarak sürdürüyor.

1980'lerde Doğu Karadeniz projesi ile hayata geçirilen Samsun Yurt Savunma, yaptığı yatırımlarla bir yandan üretim kapasitesini artırırken diğer yandan ürün portföyünü ve pazarlarını genişletiyor. Sektörde küresel bir oyuncu olma hedefiyle İngiltere'de şirket satın alan ve ABD'de fabrika kuran SYS'nin yönetim kurulu başkanı Zafer Aral, "Savunmada hala yapacak çok işimiz var" diye konuşuyor.

Mustafa Orhun Çetin

Bugün 185 ülkeye ihracat yapar hale gelen sektör, Ocak-Kasım 2024 tarihleri arasında 5 milyar 761 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi. Gerçekleşen bu ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19'luk bir artış gösterdi. Savunma projelerinin sayısı ise son 10 yılda 2.5 katına çıktı.

1998 yılında Aral ailesi tarafından kurulan ve yerli tabancadan milli uçaksavara, orta kalibre toplardan uzaktan komutalı silah sistemlerine (UKSS) kadar birçok projenin de partneri olan Samsun Yurt Savunma (SYS) sektörün önemli oyuncularından biri. CANİK, markasıyla önemli hafif silah üreticilerinden biri haline gelen SYS'nin bugün Türkiye'nin yanı sıra ABD ve Birleşik Krallık da dahil toplam 7 üretim tesisi bulunuyor. Geçen yılı hem yatırımlar hem de dolar bazında yüzde 40 büyüme ile kapatmayı başaran SYS'nin CANİK dışında MECANIK, UNIROBOTICS gibi şirketler de yer alıyor. Tabii bir de 2022'de İngilizler'den satın alınan AEI Systems var. Burada devralınan teknoloji ve know-how sayesinde İngiltere'de üretilen 30x113 mm toplara ek olarak yıl içinde Türkiye'de de üretime başlamayı hedefleyen şirket, ilk çeyrekte Türkiye'den teslimatlara başlayacak.

2024 yılına dolar bazında yüzde 20 büyüme planıyla başladıklarını ifade eden Samsun Yurt Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Aral, beş yıl önce önlerine koydukları global şirket olma hedefiyle bugün ABD ve İngiltere'de de üretimler yaptıklarını ve 300 yıllık şirketler ile aynı ligde yarıştıklarını söylüyor. 2024'ü 185 milyon dolarlık ciroyla kapattıklarını ve bunun yüzde 95'inin ihracattan geldiğini de aktaran Aral ile yeni yatırım planlarını, dünyada ve Türkiye'de savunma sanayinin bugünü ve geleceğini konuştuk.

2024 yılı sektörünüz ve şirketiniz açısından nasıl bir yıl oldu? Dünyadaki ekonomik durumlar, bölgesel savaşlar sektörü nasıl etkiledi?

Küresel çapta 'stagflasyona' girilip girilmeyeceğinin konuşulduğu bir 2024 geçirdik. Ancak böyle bir dönemde dahi savunma sanayini bunun dışında değerlendirmek lazım. Çünkü dünyanın şu anki ekonomik gidişiyle yakından uzaktan alakası olmayan bir performans sergiliyor. Bunun en büyük nedeni belirli bölgelerde yaşanan savaşlar. Bu nedenle de ekonomik gidişatla eşleştirilmesi doğru değil. Bu durum Türkiye'de de böyle. Tahmin ediyorum ki savunma sanayi, 2024'ü gelişmesini en hızlı artıran sektör olarak bitirdi. Zaten Savunma Sanayii Başkanı'nın da açıkladığına göre hem ihracatta hem üretimde diğer sektörlerin yüzdesel artışının önüne geçmiş durumda. Biz de planladığımız seviyede ilerledik hatta biraz da üzerine çıkmış durumdayız. Üretimler aksamadan sürerken, artan siparişlere de uyum sağlamaya çalıştık. Samsun Yurt Savunma'nın (SYS) sadece Türkiye operasyonu sene sonunu yaklaşık 185 milyon dolar ciro ile kapatacak. Bunun yüzde 95'ten fazlası olan 175 milyon dolara yakını ihracattan geliyor. 2025 yılı için SYS'nin Türkiye'deki tesislerinde yıllık 450.000 ve ABD'deki tesisinde 100 bin olmak üzere 550.000 adet tabanca, yine Türkiye'deki tesislerinde 6 bin adet uçaksavar, İngiltere ve Türkiye'deki tesislerde toplam 250 adet orta kalibre top ve İstanbul'daki tesislerde silahların atış kontrol sistemlerinin üretim kapasitesi mevcut.

İhracatı ağırlıklı hangi ülkelere gerçekleştiriyorsunuz?

Dünyanın hemen hemen her yeriyle çalışıyoruz. Güney ve Kuzey Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Güney Doğu Asya'ya ihracat yapıyoruz. Ancak ana pazarımız Amerika ve Avrupa ülkeleri. İhraç pazarlarımızı artırmak için yılda dünya çapında 17-18 fuara katılıyoruz. Fuarları özellikle müşterilerle temas noktası olarak görüyoruz. Ayrıca B2B iş birliklerini de bu fuarlarda geliştiriyoruz.

Aral, "Samsun Yurt Savunma'nın konsolide cirosu 250 milyon doların üzerine çıktı. Hedefimiz en kısa zamanda 300 milyon doları geçmek" diye konuşuyor.

Peki bu yıla hangi hedeflerle başladınız?

Ocak 2025 itibarıyla ABD'deki fabrikamız devreye girmiş oldu. Bu tesisin de ekosistemimize katılması ile Samsun Yurt Savunma'nın konsolide cirosu 250 milyon doların üzerine çıkmış oldu ve hedefimiz en kısa zamanda 300 milyon doları geçmek olacak. Hem Türkiye hem de yurt dışında gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ile grup içerisinde çalışan sayısının 2025 yılında 1.100 kişiye çıkacağı bütçelendi. Söz konusu sadece Türkiye'deki operasyonumuzda 2024'te 2023'e nazaran dolar bazında yüzde yüzde 20'nin üzerinde büyüdük. 2025 yılında konsolide büyümenin yine yüzde 25'in üzerinde olmasını öngörüyoruz.

Samsun Yurt Savunma bünyesinde kaç şirket bulunuyor?

Türkiye'de CANİK, MECANIK, UNIROBOTICS, CANİK Academy, ABD'de CANiK USA, İngiltere'de de AEI Systems ve Fransa'da CANİK EU olmak üzere SYS bünyesinde 7 şirket bulunuyor. CANiK'in, Samsun'da bulunan fabrika grubunda 3 fabrikası vardı. Yakın zamanda dördüncü fabrikasında da üretimler başladı. İstanbul Çekmeköy'de ise bir merkez ofis ve akademi görevi görecek tesisimizin inşası sürüyor. Burası eğitim tarafında dünyanın sayılı merkezlerinden biri olacak. 25 bin metrekare kapalı alana sahip. 2026 Mart ayı gibi tamamlanması ve devreye alınması planlanıyor. ABD'deki fabrikamızın da test üretimlerini tamamlaması ile de yakın zamanda seri üretime de başladı. ABD'de kurulu bu tesis sadece hafif silah üretimi için değil ekosistemimizde yer alan ağır makineli tüfek ve topları da üretebilecek şekilde tasarlandı.

Bünyenizdeki şirketler arasında saydığınız AEI Systems'i 2023 yılında İngilizlerden resmen aldınız. Bu satın alma size ne kazandırdı?

AEI Systems, çok eskiden beri İngiltere ve kolonilerinin ordularının hava ve deniz platformları için orta kalibre toplar üretiyor. Bu yatırım ile hedeflerimizden biri; İngiltere'de yatırım yaparak İngiliz ordusu ve müttefikleri için daha da önemli bir tedarikçi olmak diğer amacımız ise Türkiye'deki tesislerimizi de kullanarak yıllık üretim adetlerini artırmak. Aslında bu hareketin hem bize hem de Türkiye'ye büyük bir faydası var. Orta kalibre toplar dünyanın değişen savaş konjonktüründe büyük öneme sahip. Kavuştuğumuz bu kabiliyeti sadece orada değil Samsun'da kurduğumuz dördüncü fabrikaya taşıyarak Türkiye için de büyük bir stratejik hamle yapmış olduk. Türkiye'deki üretim teknolojisi ile bu alandaki İngiliz bilgi birikimi bir araya gelince önemli bir oyuncu haline geldik.

İngilizler'in bu kadar stratejik bir ürün üreten tesisi size satarken herhangi bir şartları olmadı mı?

İngiltere'deki fabrika kapanmadan istihdam artmaya devam etmeli ve İngiltere'den ihracat daha da artırılmalı. Bizden istedikleri bunlar oldu. Üstelik hedefimiz bugünkü satışın kısa zamanda dört katına çıkması. Ayrıca Türkiye'de edindiğimiz bilgi birikimi kullanılarak, AEI Systems'ın fabrikasındaki yenileme çalışmaları da devam edecek. Yaptığımız yatırımla AEI Systems'ın hem üretim kapasitesini hem de verimliliğini artırdık. Burası bir top fabrikası, ancak ülkemizdeki Kırıkkale tesisleri gibi büyük bir ölçeğe sahip değil. Buna rağmen, kendi içinde mükemmel bir altyapıya ve büyük bir deneyime sahip İngiliz mühendisleri barındıran değerli bir üretim merkezi.

Bu yaptığımız yatırım ile İngiliz ve Türk mühendisliğini bir araya getirmiş olduk. Belli topları Türkiye'de de üreteceğiz ve çok daha geniş bir coğrafyada ürünlerimizin kullanılmasını sağlayacağız. Bu yatırım, stratejik anlamda envanterimize büyük bir değer kattı. Hedefimiz ise yılın ilk çeyreğinde Türkiye'den de teslimatlara başlamak.

MEŞAKKATLİ
BİR SEKTÖR

Türkiye'de savunma sanayinin katma değeri en yüksek sektörlerden biri olduğunu söyleyen Zafer Aral, "İhracatta ortalama kg bedeli 1.5 dolar. Otomotiv sektöründe 10, tekstilde 7-8 dolar, markalı tekstilde 15 dolara çıkar. Beyaz eşyada 10 doların altında. Savunma sanayinde ise Türkiye ortalaması 65 dolar. En yüksek bedele sahip, ki ardından altın ve ziynet gelir onları işlemeseniz bile değerli. Bizim şirket olarak 2024 ortalamamız ise 126 dolar. Biz bunu 200 dolara çıkarmak istiyoruz. Bu rakamları görünce herkes sektöre girmek istiyor ama kuralları yerine getirmelisiniz. Bu iş, para, insan ve teknoloji işi değil, hepsinin bir araya getirilip iğne oyası gibi işlenmesi gerekir, meşakkatlidir" diye konuşuyor.

Samsun'daki tesislerinizden fabrika grubu diye bahsettiniz. Bu tesisler ne kadar büyüklüğe sahip?

Teknolojik açıdan çok gelişmiş bir tesis inşa ediyoruz. Dört fabrikanın toplam kapalı alanı 100 bin metrekare. Dördüncü fabrikanın tek başına 20 bin metrekare kapalı alanı var. Yaklaşık 60 milyon dolarlık bir yatırımla bitirmiş olacağız. Bu yatırım ile beraber bu zamana kadar Samsun'daki toplam yatırımımız 250 milyon doları geçmiş durumda. Bizim yaptığımız yatırımlarımız arsa ve binalara değil, teknolojiye ve insana.

Son 5 yıl sizin için nasıl geçti ve önümüzdeki beş yıl için neleri planlıyorsunuz?

Bundan yıllar önce küresel bir şirket olmaya karar verdik. 2020 yılına kadar yaptığımız yatırımlara ek olarak 2020 yılında 155 milyon dolarlık bir bütçe ile bütün dünyadaki yatırımlarımız için bir program hazırladık. 2024 yılı sonu itibarıyla bu yatırımın 105 milyon dolarlık kısmını gerçekleştirdik. Söz konusu yatırımı 2027'e kadar tamamlamayı hedefliyoruz.

Peki bu programa göre hedeflerin neresindesiniz?

Belirlediğimiz hedeflere ulaşmak üzere olduğumuzu görüyoruz. Globalleşme sürecini tamamladık. Artık Türkiye, ABD ve İngiltere'de var olan bir ekosisteme sahibiz. Yatırım planımızı tamamladıktan sonraki beş sene içinde globalde şu anki bulunduğumuz pozisyonun çok daha üstünde yer edinmiş olacağız. 2025 yılında yatırım yaptığımız orta kalibre toplarda en yüksek satış ön gördüğümüz modelleri Türkiye'de üretir hale geleceğiz. Aynı paralelde kuleler ve uzaktan kumandalı komuta sistemlerine de odaklanıyoruz. Bunlar dünyanın yeni savaş teknolojileri ve UNIROBOTICS şirketimiz bu alanda mükemmel bir Ar-Ge merkezi. Bu şirketlerimizi savunma şirketi olarak değil bir teknoloji şirketi olarak görüyoruz.

MECANIK aslında ana alanınız dışında üretim yaptığınız bir marka değil mi?

Aksesuar, giyim, avcılık ve silah sporlarıyla ilgili giyim başta olmak üzere pek çok ürün üretip satan bir marka. Bu marka ile son kullanıcıya dokunuyoruz. Dünyada böyle bir trend var. Küreselde sektöründe ilk beş firmadan biriyiz. Sadece silah ile değil silah aksesuarları alanında da yer almamız gerekiyor. Aynı sahada maç yapabilecek kabiliyette olduğumuzu göstermeliyiz. Çünkü onlar zamanında bu hareketi yaptılar. Bizim de o lige çıktıysak bunun hakkını vermemiz gerekiyor.

ABD'deki tesisiniz kendi yatırımınız mı satın alma mı? Bu yatırımda amacınız neydi?

Tamamen kendimiz inşaatını yaptık. 20 bin metrekare kapalı alanı var. İlk aşamada 40 milyon dolarlık bir yatırım ama 2 sene sonunda ek olarak 20 milyon dolarlık yatırım planlıyoruz. Dünyanın savunma harcamasını düz hesap düşündüğünüzde yıllık 2.5 trilyon dolar. Bu harcamanın ABD 850 milyar dolarını, Çin 150 milyar dolarını, Rusya 100, İngiltere 90 milyar dolarını, Türkiye ise 20 milyar dolarını gerçekleştiriyor. Global olmaya karar verdiyseniz, 2.5 trilyon doların içinden pay almak istiyorsanız bir kere menşeinde olmanız lazım. Biz bugün ABD ve İngiltere'nin içindeyiz. Topladığınızda 1 trilyon dolarlık bir pazardayız. Bu bizim ana hedeflerimizden biriydi, girdik parçası olduk. Bundan sonrası bizim performansımıza bağlı.

Şirket yatırım yaptığı orta kalibre toplarda en yüksek satış öngördüğü modelleri bu yıl Türkiye'de üretir hale gelecek.

Başka sektöre girme gibi bir niyetiniz var mı?

İnanın Türkiye'de savunma sanayinde yapılacak çok şey var. Biz 70 senelik sanayici bir aileyiz. Kayseri'de 1955'te başlamış babam sanayiciliğe. Savunma sanayine 1998-99 yıllarında giriş yaptık. Ancak piyasaya girip ihracata başlamamız 2009'a dayanır. O ilk 10 senede üç gıda tesisimiz Samsun Yurt Savunma'ya çalıştı. Onlar kazandı, bu tarafa yatırım yapıldı. Ar-Ge, insan yetiştirme ve eğitime zaman ayırdık. O 10 senede ekip kurma, makine altyapısı oluşturma ve tecrübe edinme ile geçti. Aral ailesi olarak farklı bir sektöre geçsek de hiç kimse bizim ekonomik ve iktisadi yapımızda bir değişim hissetmedi. Ne bankalar ne yükleniciler... Çok güzel yumuşak bir geçiş yaptık. Tek örnektir bu Türkiye'de. Mersin'deki fabrikayı Kervan Gıda'ya, Keşan'dakini ise Migros'a sattık. Bu fabrikalar da duruyor hala, yani bu geçiş gıdada üretimi de istihdamı da bozmadı. Biz parayı bulur yatırım yaparız. Dolayısıyla savunma sanayinde yapacak daha çok iş var.

Kızı ve oğlu da işin başında

Zafer Aral'ın babası eski Sanayi ve Ticaret Bakanı merhum Cahit Aral. Ancak ailenin köklü bir sanayi geçmişi var. Zafer Aral, tatillerde babasının yanında iş seyahatlerine gittiğini söylüyor. Babasının Sakıp Sabancı ile çok yakın olduğunu, Üzeyir Garih'le sınıf arkadaşı, Turgut Özal'la ise Honeywell'de beraber olduklarını aktaran Zafer Aral, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Babamla beraber olmak ufkunuzu açar, Türkiye'yi tanırdınız. Bir de babanız varken çınar, dağ vardır başınızda. 'Sıkıntı olabilir, problemler çıkabilir. Nasıl olsa babam var' diye düşünür hep insan. Babam hayattayken rahattım, stratejik kararlarda yanınızda bir rehber oluyor. Babamdan sonra ben baba oldum. Bu büyük bir sorumluluk. Hata yapsınlar ben karışmam ama stratejik hatalara da müsaade etmem. Oğlum Utku ABD'de şu an, CANİK'in başında. Kızım Didem, dış ticaretin başında. Kardeşim İsmet de UNIROBOTICS, MECANIK ve CANiK Academy şirketlerinin yönetiminde, faaliyetlerle ilgili çalışıyor. Bana görev veriyorlar, "Şunu yap!" diyorlar. Ben de yardımcı olmaya çalışıyorum."

BİZE ULAŞIN