Gölgeleri yetiyor

04:22 - 14.03.2025, Cuma

Onlar müthiş bir girişimci ruhla kurdukları şirketlerini onbinlerce çalışanı olan holdinglere dönüştürdüler

Sadece bununla da kalmayıp dünyadaki rekabette şirketleriyle birlikte ülke ekonomisini de öne taşıdılar. Günü gelince işlerini yeni nesle devrettiler. Bu geçiş sürecinin sağlıklı olması için işleriyle bağlarını tamamen koparmadılar, onursal başkan olarak elleri de gölgeleri de hala şirketlerinin üzerinde. Bugüne kadar onlarca kriz ve sayısız badire atlatan bu vizyoner iş liderlerinin rehberliğine her zamankinden çok ihtiyaç var. Hem geçmişten öğrendiklerini hem de bugün icracı olsalardı nelere odaklanacaklarını INBUSINESS'a içtenlikle anlatan onursal başkanlardan bugünün yöneticilerine ders niteliğinde mesajlar var.
Fatoş Bozkuş

Ekonomik ve sosyal hayatın en önemli yapı taşları, holdingler. Ve bunların kurucuları müthiş girişimler, vizyoner liderler. Sadece şirketlerini değil Türkiye ekonomisini de dünya ile rekabette öne taşıdılar. Kurup, belli bir büyüklüğe getirdikleri şirketlerini zamanı geldiğinde yeni nesillere emanet etseler de çoğu 'Onursal Başkan' olarak işleriyle bağlarını sürdürüyor.

Dünyadaki ilk örneklerine 20. yüzyılın başlarında rastlanan onursal başkanlık, Türkiye'de yeni yeni yaygınlaşan bir ünvan. Koç Holding'in kurucusu Vehbi Koç, Sabancı Holding'in kurucularından Sakıp Sabancı, onursal başkanlık ünvanını almış ilk iş insanlarından. Bugün Türkiye'de 30'un üzerinde holdingin onursal başkanı bulunuyor. Bazı gruplar vefat eden kurucularını onlara duydukları saygıyı göstermek adına onursal başkan olarak anmayı sürdürse de hem geçmişin mirasını hem de geleceğin vizyonunu birleştiren bu pozisyon, iş dünyasında süreklilik ve dengeyi sağlamada kritik bir öneme sahip.

Ülke ekonomisinin önemli dönemeçlerinin yakın tanığı olan ve çoğu ilk kuşak sanayici bu duayen isimler, tecrübelerini mevcut yöneticilerle cömertçe paylaşıyor. Günlük işleyişten çekilip onursal başkan olarak bir sonraki kuşağa bıraktıkları şirketlerde nesil geçişinin sert frenlere ya da dönüşlere neden olmaması için yöneticilerle çalışmaya devam ediyorlar. Nesil geçişi sürecinde büyük yol kazalarının önüne geçmek ve kurumlarının devamlılığını sağlamak için elerini de gölgelerini de şirketlerinin üzerinden çekmiyorlar.

Yeni bir yıla daha başlarken, belirsizliklerle baş etme ve her şeye rağmen fırsatları değerlendirme, yine yöneticilerin öncelikli gündeminde. Dolayısıyla gelecek stratejilerinin şekillendiği yılın bu döneminde, onlarca kriz ve sayısız badire atlatan onursal başkanların geçmiş ve geleceği harmanladığı vizyonlarına her zamankinden çok ihtiyaç var.

INBUSINESS'ın işte bu ihtiyaçtan hareketle hazırladığı Onursal Başkanlar dosyası sadece kendi şirketlerini değil, ülke ekonomisini de bugünlere taşıyan özel sektörün bu kıymetli deneyimini bugünün yöneticilerine açıyor. Hem geçmişten öğrendiklerini hem de bugün icracı olsalardı nelere dikkat edeceklerini içtenlikle anlatan onursal başkanların ders niteliğindeki mesajları şöyle:

Hüsnü Özyeğin

Fiba Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı

Türkiye için de dünya için de 2025 yılında en önemli gündemin ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli konularda alacağı tavır olacağını ifade eden Özyeğin, "Umarım kendisi yeni başkanlık döneminde Orta Doğu'da ve Ukrayna'da barışa katkı sağlayacak aksiyonlar alır. Şu anda ticari tarafta da yeni dönemle ilgili bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapılan spekülasyonların belirsizliği körüklediğini gözlemliyorum. Bekleyip göreceğiz" diyor.

KOLEKTİF AKIL

Fiba Grubu'nun Kurucusu Hüsnü Özyeğin 2019 yılında oğlu Murat ve kızı Ayşecan'a yönetimi devretti ve o tarihten itibaren de grubun Onursal Başkanı. Ancak hala Fibabanka'nın Yönetim Kurulu Başkanı ve Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak aktif çalışma hayatı devam ediyor.

Çocuklarının umduğu gibi çok iyi bir performans sergilediğini ve artık kendisi için günlük herhangi bir müdahaleyi gerektirecek bir konu olmadığını dile getiren Özyeğin, "Grubun şirketlerinin toplantı takvimleri bana iletiliyor, ben de istersem katılıyorum, bütçe ve mali performanslarını takip ediyorum. Dolayısıyla yönetimle sıklıkla bir araya geliyoruz diyebilirim. Grubumuzun tüm önemli stratejik konularında bana danışıldığı için gerekli kararların dışında da kalmıyorum ve Onursal Başkan olarak doğru konumlanmanın bu olduğunu düşünüyorum" diye konuşuyor.

Şirketle olan bağlarını her zaman güçlü tutan ve düzenli olarak yönetimle bir araya gelmeye devam eden bir diğer isim de Limak Holding Onursal Başkanı Nihat Özdemir. Bugünkü rolünün, ihtiyaç duyulduğunda veya gerekli gördüğü anlarda rehberlik etmeyi gerektirdiğinin altını çiziyor. Şirketin güçlü bir yönetim ekibi ve demokratik bir yönetim anlayışı olduğunu belirten Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürüyor:

"Bu da her konunun detaylıca tartışılmasına olanak tanıyor. Elbette, zaman zaman kritik konularda fikrimi paylaşmam gerektiği durumlar olabilir. Özellikle, uluslararası büyük projelere giriş veya stratejik yatırımlar gibi konularda, geçmiş tecrübelerimizden gelen bazı uyarılarımı iletirim. Ancak, bu tür durumlarda dahi yönetimin özerkliği önemlidir. Bizde kararlar kolektif aklın süzgecinden geçer ve bu kültürü korumak gerektiğine inanıyorum."

Günlük işlerin içerisinden çıkan Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu belli dönemlerde bilançoları inceliyor, yönetim kurulu toplantılarına katılıyor, yatırım planlamasında da yer alıyor. Günlük iş süreçlerinden uzaklaşınca, doğrudan işin içerisindeyken "işletme körlüğünden" dolayı dikkatini çekmeyen konuları daha iyi yorumlayıp, gördüğü aksamaları, önerileri yönetim kurulu başkanına aktarıldığını anlatan Konukoğlu, şöyle devam ediyor: "Onursal başkanın önemli kararların içerisinde olması, tecrübe ile dinamizmin bütünleşmesini sağlar, bundan da şirket avantajlı çıkar. Bu uygulama yönetim kademesine ve şirkete önemli kazanımlar sunuyor. Önceki başkan, yani onursal başkan ya da başkanlar, mevcut başkan ve sonraki dönem başkanı olacak şimdiki başkan vekili bir arada çalışıyor. Tecrübe (önceki başkan), icra (mevcut başkan) ve gelecek (şimdiki başkan vekili) bir arada yönetimin püf noktasını ve dinamizmi harmonize ediyoruz. Adeta yönetim akademisi gibiyiz."

Fikirlerine, deneyimlerine ihtiyaç duydukları anlarda tavsiyelerini yönetim kuruluna ilettiğini söyleyen Süzer Grup Onursal Başkanı Mustafa Süzer, onursal başkanların karar süreçlerinin görünmez fenerleri olduğunu aktarıyor.

Yönetim kurulu toplantılarına katılmaya çalışan ve kendi yaklaşımının yönetime güven duymak ve onların bağımsız karar alma süreçlerini desteklemek olduğunu anlatan Orhan Holding Onursal Başkanı İbrahim Orhan, "Fikrime ihtiyaç duyduklarında ise onların bana sormalarını tercih ederim. Görüşe ihtiyaç duydukları zamanlarda elbette tavsiyelerimi kendileriyle paylaşıyorum" diyor.

Gülman Group Onursal Başkanı Kemal Gülman ise "Yaşıyorum, okuyorum, görüyorum, duyuyorum, kendime göre bir sonuç çıkarıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse evet kararlara müdahale etmeye kalktığım zamanlar oluyor. Bazen mutabakata varıyoruz bazen Polat bildiği gibi yapıyor, sonuçta geminin kaptanı o" diye konuşuyor.

Norm Holding Onursal Başkanı Nedim Uysal da Yönetim Kurulu'nun kararlarına saygı gösterip tecrübesini paylaşmaktan da geri durmayanlardan. NG Holding Onursal Başkanı Nafi Güral, yönetim kuruluyla her fırsatta tecrübelerini paylaştığını dahası aile anayasasının amir hükmü gereğince yılda 4 kez aile meclisinde hem ailevi hem de işlerin gidişatını konuştuklarını ifade ediyor.

Nihat Özdemir

Limak Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı

Yakın geçmişte, tüm dünyanın eş zamanlı olarak çok zorlandığı en önemli dönemin Covid-19 pandemisi olduğunu belirten Özdemir, "Bu süreç, ekip olarak dayanışmanın ve hızlı karar alabilmenin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi. O günleri, zorlukları aşarak nasıl güçlendiğimizi hatırlamak; bugün karşımıza çıkan her türlü yeni zorluğa karşı da bize ilham veriyor" diye konuşuyor.

ONURSAL BAŞKANLARDAN
YÖNETİCİLERE ÖNERİLER

Sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve yapay zekadaki gelişmeleri yakından takip edin

Yenilenebilir enerji ve depolama teknolojilerine yatırım yapın

Asya Pasifik ve Afrika gibi yükselen ekonomilerdeki büyüme fırsatlarını araştırın

İnovasyonu destekleyen girişimlere yatırım yapın

2025'i yenileme yatırımlarıyla değerlendirin

Ar-Ge ve patent konularında iddialı bir yol haritası belirleyin

Güçlü bir ekosistem kurun

Çevre dostu üretim ve yeşil teknolojilere odaklanın

Tarım ve gıda alanındaki fırsatları değerlendirin

Yetenekleri Türkiye'de tutacak ve onları motive edecek şartlar oluşturun.

Abdulkadir Konukoğlu

Sanko Holding Onursal Başkanı

"Türkiye ve sanayici, ekonomik krizlere karşı deneyim sahibi. Bunun da etkisiyle hızlı pozisyon alabiliyoruz. Zorluklar liderleri yetiştirir, zorlukları yaşaya yaşaya krizleri de aşmasını bildik" diye konuşan Konukoğlu, "2026 yılına girdiğimizde yatırım hamlesi yaşayacağımızdan şüphem yok. Suriye'nin yeni döneminde Türkiye ve Türkiye özelinde Gaziantep önemli misyon üstlenecektir. İş dünyası Suriye'deki gelişmeleri takip edip hızlı karar almalı"diyor.

YAPAY ZEKA VE İKİZ DÖNÜŞÜM

1970 ve 80'ler, 5 Nisan 1994, 2001, 2008, depremin yaşandığı 1999 ve 2023, pandemiyle geçen yıllar.... Bütün bu zorlu yılları atlatarak şirketlerini bugünlere getiren onursal başkanların ortak görüşü, Türkiye ekonomisi ve sanayicisinin, ekonomik krizlere karşı deneyim sahibi olduğu ve bunun da etkisiyle hızlı pozisyon alabilme kabiliyetlerinin geliştiği yönünde... Nihat Özdemir bunu "Krizleri aşarak nasıl güçlendiğimizi hatırlamak; bugün karşımıza çıkan her türlü yeni zorluğa karşı da bize ilham veriyor" sözleriyle özetliyor.

Peki ya bugün icracı olsalardı ajandalarındaki en önemli gündem maddeleri neler olurdu? Kendisi için öncelikli gündem konularının sürdürülebilirlik, yapay zekanın iş hayatında oynadığı rol ve dijital dönüşüm olacağını söyleyen Nihat Özdemir şöyle konuşuyor: "Dünya, özellikle karbon nötr hedefleri ve yapay zeka gibi alanlarda hızla değişiyor. Bu gelişmeleri yakından takip ederek fırsatları değerlendirmek, uzun vadeli başarı için kritik önemde. Ayrıca, endüstri toplumlarında robotların daha büyük bir rol oynamaya başladığını görüyoruz. Türkiye'de bu konuda da daha fazla somut gelişme görmemiz gerektiğine inanıyorum. Ben de özellikle yapay zeka uygulamaları, girişimcilik ve uluslararası piyasalardaki dinamikleri takip etmeye; şirketimizin bu alanlarda nasıl konumlanabileceğini düşünmeye vakit ayırıyorum."

İbrahim Orhan

Orhan Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı

Hangi sektör olursa olsun, rekabet gücünü kaybetmemek için yatırım, verimlilik artışı ve inovasyonun şart olduğunu söyleyen Orhan, insan kaynağının bir kurumun en büyük sermayesi olduğunun altını çizerek "Türk otomotiv sektörü gibi dönüşüm içinde olan alanlar için ise finansmandan bile önemli olan insan kaynağına yapılan yatırım" diye de ekliyor.

EKOSİSTEM KURMAK

Bugün icracı olsa ajandasının öncelikli gündeminin hem şirketi hem de toplumu daha sürdürülebilir bir geleceğe hazırlamak olacağını belirten Murat Vargı, diğer maddeleri ise şöyle sıralıyor: "Yenilenebilir enerji ve enerji depolama teknolojilerine yatırım, dijitalleşme ve teknoloji odaklı inovasyonlar, yapay zeka ve otomasyon konularını, Asya-Pasifik ve Afrika gibi yükselen ekonomilerde büyüme fırsatlarını araştırmak, geleceğin sektörlerinde inovasyonu destekleyen girişimlere yatırım yapmak önceliğim olurdu."

Abdulkadir Konukoğlu ise icracı olsa ne yapacağını tek cümleyle özetliyor: "Yenileme yatırımlarına devam eder, 2026 yılına hazırlık yapardım."

"Eğer icracı olsaydım bu yıl kriz senaryoları ve fırsat değerlendirme mekanizmalarını sürekli güncel tutardım" diyen Nedim Uysal ise "Ar-Ge ve patent üretimi konularında iddialı bir yol haritası çizerdim. Bizi teknoloji ihraç eden bir ülke haline getirecek yatırımları hızlandırırdım. Tek bir şirketin ya da sektörün başarısı yeterli değil; güçlü bir ekosistem kurmalıyız. Bu ekosistemi yaratırken tedarikçilerimizi, iş ortaklarımızı ve müşterilerimizi kapsayan bir yaklaşım benimserdim. Özellikle KOBİ'lerin ve girişimcilerin teknolojiye uyum sağlamasını desteklemek için kaynaklar ayırırdım" diye konuşuyor.

İbrahim Orhan da Uysal'la benzer düşüncede. O da kurumlar arası diyalog ortamını her zaman açık tutmak gerektiğini, karşılıklı güvene dayalı bir iş birliği kültürü oluşturarak ortak değer yaratmanın önemli olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Çünkü aynı gemideyiz ve birlikte seyahat ediyoruz."

Kemal Gülman ise teknoloji temelli yatırımlara daha fazla odaklanacağını ifade ederek, "Elon Musk ile tanışmak için harekete bile geçerdim" diye konuşuyor.

Murat Vargı

MV Holding Kurucu ve Onursal Başkanı

"Eğer 2025'te icracı bir pozisyonda olsaydım, ajandamın öncelikli gündemi hem şirketi hem de toplumu daha sürdürülebilir bir geleceğe hazırlamak olurdu" diyen Vargı, özellikle yenilenebilir enerji, yapay zeka ve dijitalleşmeyi ön planda tutup, aynı zamanda jeopolitik ve ekonomik riskleri de göz önünde bulundurarak dengeli bir strateji izlenmesi gerektiği önerisinde bulunuyor.

Ünvana Bakış Farklılığı

Türkiye'de ve dünyada onursal başkanlık pozisyonunun, şirketlerin kurumsal yapısına, kültürüne ve kurucuların vizyonlarına bağlı olarak farklılıklar gösterdiğini anlatan Sabancı Üniversitesi ARAMA kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Oğuz Babüroğlu, "Bu farklılıklar, ünvanın işlevi, yetkileri, resmi statüsü ve kullanımı açısından belirgin hale geliyor" diyor. Peki hangi ülkede nasıl bir algısı var bu ünvanın?

Türkiye: Onursal başkanlık, kurucunun şirketle manevi bağını koruması ve nesiller arası geçişte istikrarı sağlaması için sıkça tercih edilir.

Japonya: Daha geleneksel bir yaklaşımla, onursal başkanlık (meiyo kaicho) saygı ve nezaket ifadesidir, ancak genelde yönetime karışılmaz.

ABD ve Batı Avrupa: Daha kurumsal yapılarda, onursal başkanlık ünvanı çok sınırlı bir role sahiptir ve genelde yönetimden tamamen ayrılmayı ifade eder.

Davut Doğan

Doğanlar Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı

Yapay zeka, endüstri 4.0 gibi teknolojik dönüşümlerin üretim yöntemleri ve iş modellerinde köklü değişikliğe neden olduğunu söyleyen Doğan, bu hızlı değişime ayak uydurmak için sürekli olarak öğrenip kendini geliştirdiğini aktarıyor. Doğan, "Siber güvenlik riskleri göz ardı edemeyeceğim kadar önemli bir konu haline geldi. Girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi de Türkiye ekonomisinin büyümesi için kritik öneme sahip" diye konuşuyor.

KAVRAMIN DOĞUŞU VE İLKLER

Bugün sadece şirketlerde değil, spor kulüplerinde, üniversitelerde ve STK'larda da organizasyonu kuran veya emeği geçen kişiler bu ünvanla onurlandırılıyor. Peki bu ünvanın nasıl oluştuğunu biliyor musunuz? Onursal başkanlık kavramı, kurumsal liderlerin aktif yöneticilik rollerinden çekilmelerine rağmen şirketleriyle olan bağlarını sürdürme ihtiyacından doğuyor. Bu kavramın kökenleri, sanayi devriminden sonraki döneme ve özellikle aile şirketlerinin büyüdüğü 19. yüzyıla kadar uzanıyor. Sanayileşme ile birlikte büyüyen şirketlerin kurucuları uzun süre liderlik pozisyonlarında kalsa da bu liderler yaşlandıkça ya da aktif rollerden çekilmeye karar veriyor. Ancak bazı şirketlerde yönetimde istikrar sağlamak amacıyla onursal başkanlık gibi bir ara çözüm geliştiriliyor. Tahmin edileceği üzere onursal başkanlık özellikle aile şirketlerinde daha yaygın bir uygulama. Bu ünvan, şirketin kurucusunun deneyimlerinden yararlanılmasını ve şirketin kurucusunun vizyonunun korunmasını sağlarken, yeni neslin liderlik becerilerini geliştirmesine olanak tanıyor. Büyük şirketlerin ve holdinglerin kurumsallaşma süreçleriyle birlikte, onursal başkanlık, hem bir sembolik değer hem de kurucunun stratejik rehberlik sağlamaya devam etmesini mümkün kılan bir mekanizma olarak benimseniyor.

İlk onursal başkanın kim olduğu bilinmese de bazı isimler bu kavramın öncüsü olarak kabul ediliyor:

-19. yüzyılda ABD'nin en büyük çelik üreticilerinden biri olan Carnegie Steel'in kurucusu Andrew Carnegie. Kendisinin aktif iş yaşamından çekildikten sonra şirketin stratejik vizyonununu desteklemeye devam ettiği biliniyor. Cranegie, aynı zamanda hayırseverlik faaliyetlerine odaklanarak modern onursal başkanlık anlayışına da örnek olmuş biri.

-Dünyanın ilk milyarderi olarak bilinen John D. Rockefeller da, Standard Oil'in liderliğini yeni nesillere devrettikten sonra şirketin stratejik rehberliğini sürdürüp, Rockefeller ailesinin iş dünyasındaki etkisini korumasında etkili olan kişilerden.

-IBM'in kurucusu Thomas J. Watson, şirketi devasa bir teknoloji devi haline getirdikten sonra aktif yönetimden çekilse de şirketin genel stratejik doğrultusunu etkileyen bir onursal başkan rolüne geçtiği biliniyor. Bunlar ABD'deki bilenen örnekler.

-Japonya'da ise onursal başkanlık kavramını popülerleştiren isimlerden biri, Matsushita Elect-ric Industrial Company'nin (bugünkü Panasonic) kurucusu Konosuke Matsushita olarak bilini-yor. 1970'lerde aktif yönetimden çekilen Matsushita, şirketin kültürünü ve vizyonunu koruya-rak onursal başkan olarak rehberlik etmeye devam ediyor.

Mustafa Süzer

Süzer Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı

Türkiye'nin uluslararası alanda yaptığı ticari iş birliklerinin kendilerine yeni pazar imkanları sunduğu için takiplerindeki konular arasında yer aldığını ifade eden Süzer, "2025 yılında da ülkemiz ekonomisinde çözüm bekleyen birçok meselemiz var. Bu meseleleri daha çok çalışarak ve güç birliğiyle aşacağımıza yürekten inanıyorum" diyor.

BİZE ULAŞIN