ENERJİDE BUMERANG ETKİSİ

12:32 - 14.11.2022, Pazartesi

AB, Rusya’ya uyguladığı enerji yaptırımları ile adeta kendisini vurdu. Uzmanlar, her ne kadar depolarındaki doluluk oranı yüzde 85’e ulaşmış olsa da, kışın çetin geçmesi halinde Avrupa’nın zorlanacağı görüşünde. Şimdiden pek çok ülkede protestolara neden olan krizin, sanayi ve gıda güvenliği sorunlarını da doğurarak, en az 3-4 yıl sürmesi bekleniyor.

Sema Kaya / INBUSINESS

Rusya'nın gaz vanalarını kapat- ması sonucunda Avrupa'yı vuran enerji yetersizliği, dramatik olaylara sahne oluyor. Fabrikalar daha az enerji harcamak için işçilerini kısmi izne çıkarıyor, işletmeler daha az fatura için karanlıkta çalışıyor, tüketiciler kemer sıkma politikası izleyerek ödeyecekleri bedellerin önüne geçecek önlemler alıyor.

Kısacası, bu kış AB ülkeleri için çok çetin geçecek. Mevcut durumu değerlendirmek gerekirse; AB'nin, Rusya'dan Ukrayna ve Kuzey Akım üzerinden gelen ve ihtiyacının yüzde 45'ini sağlayan 155 milyar metreküplük doğal gazı LNG ya da başka alternatif enerji kaynakları ile ikame etmesinin mümkün görünmüyor. Şu anda depolardaki doluluk yüzde 85'e inmiş durumda. Enerji tasarrufu önlemleri, verimliliği arttırmak için bir önlem olsa da derde deva olması pek de mümkün görünmüyor.

DURAKLAMA DEVRİ BEKLENİYOR

Rusya'dan Ukrayna ve Türkiye üzerinden Slovakya ve Bulgaristan'a akmakta olan gaz toplamın yüzde 9'u civarında olduğunu belirten The London Energy Club Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, "Arzın olmaması bir yana enerji fiyatlarındaki yedi kata varan artış hane halkını, sanayii ve de elektrik üreticilerini felç etmiş durumda. Özellikle dünyanın ihracat motorlarından birisi olan Almanya ucuz Rus gazı ve geniş Çin pazarına dayalı ekonomik modelini gözden geçirmek zorunda. Bence AB için önümüzdeki iki yıl 'duraklama devri' olacak" diyor.

Gelişmelere bağlı olarak petrol fiyatlarının bir süre daha 100 dolar seviyesinin hafif altı ve üstünde seyredeceği görüşünde olan Öğütçü, şöyle devam ediyor: "OPEC ve Rusya'nın liderliğini yaptığı OPEC dışı ülkeler koalisyonu küresel piyasaları üretim artışı ve düşüşü marifetiyle kontrol edebiliyor. ABD ve diğer petrol tüketicisi İEA ülkeleri de stratejik rezervleri piyasaya sürerek fiyatları dengeleme çabası içinde."

LİTYUM, NİKEL, KOBALT DÖNEMİ GELİYOR

Petrolde üretim ve tüketim hala günlük 100 milyon varil civarında. Günümüzde petrol rezervlerinin bölgesel dağılımına bakıldığında Orta Doğu bölgesi yüzde 48,5 ile dünya petrol rezervlerinin neredeyse yarıya yakınına sahip. İkinci sırada yüzde 19,8'lik rezerv ile Orta ve Güney Amerika geliyor. Yüzde 13,3'lük rezerv ile Kuzey Amerika takip ediyor. Bu rezerv tablosu, petrolde rekabetin hangi coğrafyalarda yaşanacağının da işareti gibi. Enerjinin jeopolitiğinin değişeceğinden de bahseden Mehmet Öğütçü, "Petrol ve doğalgaza geçmişte yatırım yapılmamış olması önümüzdeki 3-4 yıl zarfında arzda darboğaz yaratabilir. Şayet elektrikli araçlar beklenenden hızlı devreye girerse tabii ki petrol talebi de o ölçüde azalacak. Doğal gazda halen bin metreküp fiyatı 2 bin 500 dolar civarında. Kış mevsiminde 4 bin dolara kadar yükseleceği tahmin ediliyor. Petrol fiyatları ile arasındaki bağ çoktan koptu" diye ekliyor.

AB YENİDEN ABD'NİN ŞEMSİYESİ ALTINDA

Gazprom'un KuzeyAkım 1 Boru Hattı'ndan gaz akışını bilinmeyen bir tarihe kadar durdurması dünya enerji arenasında farklı oyuncuları da gündeme getirdi. Şöyle ki, enerji çevreleri Rusya'nın artık önümüzdeki yıldan itibaren AB'nin enerji radarından çıkacağı ve Rusya'sız bir enerji arz akışı planlandığı görüşünde. Bu durumun kazananının ise ABD olması bekleniyor. Çünkü ABD yüksek petrol ve doğal gaz üretimine sahip olduğu için bu oyunda en rahat görünen taraf. Dahası, daha önce girmek için Rusya ile rekabet ettiği AB pazarında LNG tedarikçisi olarak bir numara konumunda. Bu avantajlı durumu oldukça iyi kullanıyor ve istediği fiyattan satışa sunabiliyor. Daha da önemlisi enerji gündemindeki bu değişim ile AB siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlarda yeniden Washington'un şemsiyesi altına girmesi dikkat çekici...

KISA SÜREDE İKAME KAYNAK ZOR

2021'de AB, Rusya'dan 155 milyar metreküp doğal gaz ithal etti. Bir başka ifadeyle AB ithal ettiği doğal gazın yüzde 45'ini, tükettiği gazın yüzde 40'ını Rusya'dan ithal etti. AB Rusya'dan ham petrol ve kömür gibi diğer enerji emtialarını da ithal ediyor. Toplamda bakıldığında ise AB'nin Rusya'ya büyük bir bağımlılığı söz konusu. Gerek LNG it- halatı, gerekse boru hatları ile diğer ülkelerden ilave it- halatla birlikte 155 milyar metreküplük Rus gazının en en iyi ihtimalle 55-60 milyar metreküplük kısmının başka kaynaklarla ikame edileceğini belirten MOBEN Danışmanlık Kurucusu Emin Emrah Danış ise, AB'nin Rus gazının yerini doldurmak için hala üçte iki oranında gaza ihtiyacı olduğunu ve bunun tamamının kısa sürede ikame edilmesinin mümkün olmadığını söylüyor.

Yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının artırılması, verimlilik için kısa sürede bir alternatif değil. Bu nedenle kömür ve nükleer santrallerin kapatılma tarihlerinin uzatılması Avrupa'da tartışmaların odağındaki konulardan birisi. Şunu da ilave etmek gerek. AB'nin depolarındaki yüzde 85'lik doluluğun soğuk bir kış geçirilmesi halinde yeterli olmayacağına değinen Danış, şöyle devam ediyor: "LNG seçeneği var ama yeterli LNG terminali yok. Almanya aralık ayına kadar terminal yatırımını tamamlamayı planlıyor. Batı Avrupa'da da iç bölgelere LNG aktarmak yeterli boru hattı olmadığı için kolay değil."

AB'NİN ÖNÜNDE ZOR 3-4 YIL VAR

Doğal gaz sadece elektrik üretimi ve ısınmada için değil, sanayi açısından da önemli. Yaşanan bu kriz en çok da endüstriyi vuruyor. Özellikle de yüksek ısı gerektiren ağır sanayi, hammadde ve gübre üreten tesislerde endişe verici gelişmeler yaşanıyor. Diğer taraftan bu sıkıntıların tarımda üretimin düşerek devamında gıda krizine yol açmasının mümkün olduğunu söyleyen Danış, "AB'de hükümet protestoları artabilir. Belki de Yeşil Mutabakat'ın 5-6 yıl ertelendiğini göreceğiz. AB'nin bu krizden çıkması en az 3-4 yıl sürer. Çünkü alternatif enerji olarak yenilenebilir yatırımlarını artırsa bile bir RES 3-4 yılda tamamlanıyor, bir GES paneli ise bir yılda teslim ediliyor. AB birçok ülkeden hidrojen de tedarik edebilir. Bu noktada ise Türkiye önemli rol oynayacak" diye ekliyor.

AVRUPA SORUNU

Avrupa enerji sektöründe yaşanan gelişmeler, Türkiye'ye değişik açılardan yansıyor. Öncelikle Rusya ile Avrupa arasındaki ilişkilerden kaynaklı yaşanmakta olan arz sorunu bakımından Türkiye'nin daha farklı bir konumda olduğunu söyleyen Enerji Ticareti Derneği (ETD) Başkan Vekili Mustafa Karahan, bu açıdan Türkiye'de doğalgaz akışının kesilmesi ve fiziksel olarak doğalgaz tedariği konusunda sorun yaşanmasının beklenmediğini belirtiyor. Bununla birlikte gerek tedarik edilen doğal gazın maliyetinde yaşanan artışların gerekse Avrupa ile ithalat ilişkilerimiz dolayısıyla artan maliyetler ile ortaya çıkan enflasyonist ortamın Türkiye'ye yansıması kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Karahan, şunları anlatıyor:

"Sonuçta Türkiye birincil enerji kaynakları açısından ithalat yapması kaçınılmaz olan bir ülke ve bu kaynakların fiyatları uluslararası piyasalarda oluşuyor. Ülkemizde serbest piyasa işleyişi ve kamu otoritesinin fiyatlar da dahil olmak üzere piyasa üzerindeki belirleyici rolü, Avrupa'dan biraz daha farklı. Dolayısıyla enerji fiyatlarındaki artışlar doğrudan tüketiciye yansımayabiliyor gibi görünse de en nihayetinde oluşan yük devletin hazinesinde birikiyor. Bu birikimin kapasitesinin de bir sınırı olacak ve sonuçta fiyatların maliyetler üzerinde bas- kısı mutlaka olacak."

TÜRKİYE AÇISINDAN NELER BEKLENİYOR?

-Türkiye'nin petrol ve doğal gaz arama çalışmaları, yenilenebilir enerji için yeni büyüme ve finansman modelleri geliştirmesi, iklim değişikliği ve Yeşil Mutabakat ile ilgili somut adımlar atmış olması önemli.

-Son Putin-Erdoğan görüşmesinde doğal gaz öde- melerinin yüzde 25'inin (yaklaşık 2,5 milyar dolar) ruble olarak yapılması karara bağlandı. Fakat bu anlaşmanın katkısı sınırlı olacak. Çünkü yıl sonuna kadar enerji ithal faturamızın 100 milyar dolara çıkması bekleniyor. Geçen yıl bu rakam 50 milyar dolar idi.

-Yıl sonuna kadar Türkiye Almanya'nın önüne geçerek Gazprom'un en büyük alıcı konumunu kazanacak. Tabii ki bunun getireceği riskler de var fırsatlar da.

ENERJİDE OYUN DEĞİŞİYOR

-Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi nedeniyle birçok ülke Rusya'dan petrol ithalatını azaltırken Asya'daki en büyük iki alıcı olan Hindistan ve Çin rekor hacimde Rus petrolü aldı.

-ABD, İngiltere ve birçok Avrupalı şirket Ukrayna'daki savaş sonrası petrol alımlarını durdururken bu durum Moskova hükümetini Asyalı alıcılara yöneltti. Hint petrol ithalatındaki payı yüzde 0.2 iken bugün itibarıyla yüzde 10. Çin, günlük 2 milyon varil ile Rusya'nın en büyük petrol müşterisi oldu.

-Avrupa ve ABD dışındaki dinamik ekonomiler Rusya'dan daha fazla enerji alarak enerji ticaretinin yönünü değiştirdiler. Batı'nın Rusya'sız yeni enerji arz mimarı ile dünyanın geri kalanın arz mimarisi giderek farklılaşıyor.

TERMİK SANTRALLER DEVREYE ALINIYOR

Rusya-Ukrayna Savaşı ile daha da derinleşen küresel enerji fiyatları artışı ve enerji arzı krizinin Avrupa başkentlerine kaça mal olduğunu hesaplamaya çalışılıyor. Hane halkı ve işletmeleri, evleri ve fabrikaları pahalı enerji fiyatından korumak adına seferber edilmiş kaynak için 500 milyar euro telaffuz ediliyor.

Uzmanlar, son bir yılda Avrupa'nın harcamak zorunda kaldığı 500 milyar euroyu, Avrupa'nın 'yeşil enerji dönüşümü' ve enerji kaynak çeşitlendirilmesi için kullanılsaydı, enerji krizini gündeminden çıkarmış olacağını belirtiyor. Rusya, Avrupa'ya enerjiyi tümüyle keser ise en fazla etkilenecek ülkeler Almanya ve İtalya gözüküyor. Fransa ise nükleer enerji ile süreci dengeleme gayreti içerisinde. Almanya başta olmak üzere, diğer ülkeler ise kömür termik sanTrallerini tekrar devreye aldı. Şunu da belirtmek gerek, 19 Eylül'de AB Komisyonu belirli türden gübreler, hayvan yemleri, ahşap ürünleri, çimento ve kömür ile diğer katı fosil yakıt ürünlerinin Rusya'dan ithali ve taşınması üzerindeki yasağı kaldırdı. Rusya ve Ukrayna'dan gübre tedarikinin de başlamaması halinde, tüm dünyayı halen önemli bir tarımsal üretim tehdidi bekliyor.

BİZE ULAŞIN