"SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞ MODELLERİ ARTIK ZORUNLULUK..."

02:27 - 13.07.2022, Çarşamba

Şirketler, sürdürülebilir iş modellerinin artık bir zorunluluk, bir hayatta kalma stratejisi olduğunu iyi bilmeli. Oyunun sürdürülebilirlik üzerine yeniden kurulduğu bir ortamda, sürdürülebilir iş modelleri, artık bir zorunluluk.

Ahmet Dördüncü / Global Compact Türkiye Başkanı

Pandeminin etkisinin azalarak devam ettiği ancak geride bıraktığı birçok sosyal, ekonomik ve çevresel sorunla mücadele ettiğimiz bir döneme girdik. Dünya genelinde artan yoksulluk, derinleşen eşitsizlikler bugüne kadarki birçok başarımızı geri götürürken; aşırı hava olayları, afetler ve iklim krizinin diğer yıkıcı etkileri artarak devam ediyor.

Önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın yeni düzeni; iklim değişikliği ile mücadele, yeşil ve döngüsel ekonomi, kaynak verimliliği, eşitsizliklerin azaltılması gibi konular ekseninde yeniden inşa edilecek. Bugünün eylemleri ve kararları gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağımızı belirleyecek.

Öte yandan içinden geçtiğimiz krizler, büyük dönüşümler için önemli bir dönüm noktası olabilir. Üretim ve tüketim alışkanlıklarımızı, iş yapış şekillerimizi sorguladığımız bu süreçte iklim değişikliği gibi hepimizi etkileyen, ama bir türlü üzerine kararlılıkla gidemediğimiz küresel riskler, hem iş dünyasının hem de devletlerin gündeminde hızla üst sıralara tırmandı. Pandemi sadece küresel ekonomiyi sarsmakla kalmadı, aynı zamanda modern dünyayı şekillendiren küreselleşme, dijital dönüşüm, jeopolitik rekabet gibi dinamiklerin yörüngesini değiştirdi.

Bugüne kadar sadece ekonomik karın peşindeki yaklaşımlara dünyamızın nasıl cevap verdiğini gördük. Edindiğimiz tecrübeleri, bugünkü teknoloji ve know-how ile birleştirerek, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın (SKA) sunduğu yol haritasının üzerine inşa etmeliyiz. Bu noktada da tüm paydaşlara ayrı rol ve sorumluluklar düşüyor.

ULUSLARARASI REKABETİN YENİ KOŞULLARI

İş dünyası; sahip olduğu kaynaklar, geniş coğrafyalara yayılan değer zincirleri, inovasyon yapma ve bunu ölçeklendirme kapasitesi ile iş dünyası SKA'lara ulaşmamızda önemli bir aktör olarak karşımıza çıkıyor. İyi haber ise sürdürülebilirlik riskleri iş dünyasının hiç olmadığı kadar gündeminde. UN Global Compact 2021 CEO anketi sonuçlarına göre CEO'ların yüzde 70'i, Covid-19'un kurumsal sorumluluğun önemini artırdığını söylüyor. Yüzde 73'ü, sürdürülebilirlik konusunda harekete geçme baskısının önümüzdeki üç yılda önemli ölçüde artmasını bekliyor. Tüm bu bulgular bize iş dünyasının, içinde bulunduğumuz krizlerden çıkışta önemi gittikçe artan rolüne işaret ediyor.

İş dünyası çevreden hem çok etkilenen hem de çevreyi en çok etkileyenler arasında yer alıyor. Her sene doğal afetler kaynaklı riskler şirketlerin maliyetlerini artırırken, çevrenin ve kaynakların tahribatı operasyonların devamlılığını tehlikeye atıyor. Öte yandan AB Yeşil Mutabakatı, Taksonomisi, Finansal Olmayan Direktif, Paris İklim Anlaşması, COP26'daki sonuçlar gibi uluslararası alandaki gelişmeler iş dünyasının dönüşümünü zorunlu kılıyor. Artık uluslararası rekabetin sürdürülebilirlik üzerinden şekillendiği bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla uluslararası rekabette hayatta kalabilmek için şirketlerin sürdürülebilirliği stratejilerine bir an önce entegre etmesi gerekiyor.

Değişen paydaş beklentileri de şirketleri bu konuda daha somut adımlar atmaya zorlayan bir başka faktör. Yatırımcılar, çalışanlar ve tüketiciler; şirketlerin toplumsal ve çevresel etkisini de takip ediyor. Kararlarını alırken bu etkiyi de dikkate alıyor. Tüketicilerin yüzde 83'ü, şirketlerin en iyi ESG uygulamalarını aktif olarak şekillendirmesi gerektiğini düşünüyor. Özellikle yeni nesil tüketiciler, "Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu söylüyorsunuz ancak çözümü için gerçekten ne yapıyorsunuz?" diye soruyor, atılan adımların yarattığı etkiyi görmek istiyor. Dolayısıyla tüketiciler artık bir ürünün ya da markanın sadece faydasına bakmıyor, şirketin topluma veya çevreye nasıl katkılar sunduğuna da önem veriyor. Diğer taraftan baktığınızda artık 'paydaş kapitalizmi' kavramı ele alınıyor. Büyüme ve karlılık odaklı bir yaklaşımdan paydaş odaklı, değer üretimine doğru bir anlayışa ilerliyoruz.

YENİ STRATEJİ

Tüm bu değişen rekabet koşulları ve paydaş beklentilerine cevap verebilmek için şirketler, sürdürülebilir iş modellerinin artık bir zorunluluk, bir hayatta kalma stratejisi olduğunu iyi bilmeli. Oyunun sürdürülebilirlik üzerine yeniden kurulduğu bir ortamda, sürdürülebilir iş modelleri, artık bir zorunluluk.

Ayrıca bir risk ve fırsat yönetimi. Dolayısıyla şirketler de sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk konularını yönetim kurulu seviyesinde ele almalı, stratejik ve bütüncül bir yaklaşımla tüm iş ve operasyon süreçlerine entegre etmeli, taahhütlerini paydaşlarına sunmalı. Önümüzdeki dönemde ancak somut ve iddialı adımlarla taahhütlerinin arkasında durarak ilerlemelerini ölçen ve raporlayan şirketler hayatta kalabilecek.

İDDİALI HEDEFLERE İHTİYACIMIZ VAR

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak, 2030 gündemini yakalamak için sekiz yıldan az bir süremiz kaldı. Artık şunu biliyoruz: SKA'lara ulaşmak için daha iddialı ve gerçekçi hedefler koymaya ve acilen harekete geçmeye ihtiyacımız var. Bugün sayısı her geçen gün artan şirketler pek çok alanda hedeflerini açıklıyor.

Örneğin, COP26 öncesinde net sıfır hedefi açıklayan şirket ve hükümetlerin sayısında hızlı bir artış oldu. Bu çok önemli bir gelişme olmakla birlikte, bu hedeflerin gerçekçiliği, nasıl ve ne zaman sonuca ulaşacağı çok sorgulanan bir konu oldu. Açıklanan hedeflerin karbon ofsetlemeyi yani salınan karbonun telafi edilmesinden ziyade karbon salımını azaltması gerekiyor. Nitekim konferansın bitiminde BM Genel Sekreteri verilen hedeflerin bilimselliğini test edecek ve doğrulayacak, uzmanlardan oluşan bir 'Net Zero Expert' grup kurulacağını açıkladı.

Bu oluşum verilen hedeflerin ölçülebilmesi ve raporlanabilmesi için, yani gerçekten nihai hedef olan 1.5 derecenin tutturulabilmesi için çok önemli bir misyonu yerine getirecek. Özetle, 'Greeenwashing' riskinin bertaraf edilebilmesi için açıklanan hedeflerin somut, ölçülebilir ve şeffaflıkla raporlanabilir olması büyük önem taşıyor.

SOMUT VE ÖLÇÜLEBİLİR ETKİ YARATMAK

Sürdürülebilirlik çok paydaşlı, çok katmanlı ve iş birliği gerektiren bir konu. Sözlerin tutulması için iş birliklerinin kurulabileceği platformlara ve istişareler ile geliştirilecek politikalara ihtiyaç var. UN Global Compact, şirketlere sürdürülebilirlik yolculuğunda destek olurken, onlara küresel iş birliği platformları sunuyor.

UN Global Compact, sorumlu şirketlerle birlikte sürdürülebilir kalkınma yolunda somut ve ölçülebilir etki yaratmayı amaçlıyor. Stratejisi; şirketlerle birlikte somut ve iddialı hedefler belirlemek, yol haritası hazırlamak, ilerlemeyi ölçmek ve en önemlisi paydaşlarla iş birliği yaparak etkiyi büyütmek üzerine kurulu. Bunu, iş dünyasının dönüştürücü etkisinin en yüksek olduğu alanlarda şirketleri öncelikli olarak harekete geçirerek ve ilerlemeyi ölçerek yapmayı hedefliyor. UN Global Compact önceliklendirdiği yedi alanda (iklim değişikliği ile mücadele, insan hakları, çalışma standartları ve insana yakışır iş ve toplumsal cinsiyet eşitliği, dönüşümsel yönetişim, yolsuzlukla mücadele ve SKA entegrasyonu) küresel çapta hedeflerini ve temel performans kriterlerini belirledi.

Bu hedeflere ulaşmak için şirketlerin yerel ve küresel bağlantılar kurabileceği, birbirinden öğrenip, işbirliği yaparak kolektif eylemi hızlandırabileceği platformlar sunuyor. Bunun yanı sıra sunduğu uzman ağı, eğitimler, kaynaklar, öz değerlendirme araçları ve hızlandırma programları ile şirketlere hedef belirleme, ilerlemeyi ölçme ve raporlama süreçlerinde destek oluyor.

Global Compact Türkiye, UN Global Compact'in dünya genelindeki 69 yerel ağından biri. Küresel öncelikleri yerel ihtiyaçlara adapte ederek, Türkiye'de iş dünyasının daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için çabalarına katkı sağlıyor, Türkiye iş dünyasını sürdürülebilir kalkınma için harekete geçiriyoruz. Öncelikli çalışma alanlarımız; çeşitlilik ve kapsayıcılık, çevre, sürdürülebilir finans, toplumsal cinsiyet eşitliği ve inovasyon. Ülkemizde, bölgemizde ve küresel seviyede gerçekleştirdiğimiz etkinlikler, sunduğumuz program, kaynak ve araçlarla üyelerimizin sürdürülebilirlik alanında gelişimini desteklerken; hem yerelde hem de küresel ölçekte iyi uygulamaların paylaşılması ve işbirliklerinin kurulması için bir platform görevi görüyoruz.

ÜÇ ÖNEMLİ DERS

Önümüzdeki dönemi inşa ederken pandemiden çıkarmamız gereken üç ders var. Birincisi hızlı hareket etmeliyiz. İkincisi beraber hareket etmeliyiz. Üçüncüsü etkili ve kapsayıcı liderlik yaklaşımı ile hareket etmeliyiz. Bizlerin görevi bu liderliği yapmak, iş birliklerini kurmak; sorumluluğumuz ise geleceğin liderlerini yetiştirmek olmalı.

Belirsizliklerle dolu, zorlu bir dönem daha bizleri bekliyor. Ama umutlu olmak için de nedenlerimiz çok. Gelecekte geriye dönüp baktığımızda bu dönemi sadece krizlerle değil, daha iyi bir gelecek için bir dönüm noktası olarak anacağımızı ümit ediyorum.

BİZE ULAŞIN