2030’A 8 HASAT DÖNEMİ KALDI!

02:56 - 13.07.2022, Çarşamba

Açlığa Son hedefine ulaşabilmek için önümüzde sekiz hasat dönemi var. Dünyanın tahıl ambarları olan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ise halihazırdaki durumu daha da kötüleştiriyor.

Dr Ayşegül Selışık / FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı

Birleşmiş Milletler'in 2030 yılına kadar küresel tahahhüdü olarak öngörülen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın (SKA) kalbinde 'Açlığa Son' yatar. Ancak, 2030'a sekiz yıl kalmışken bu hedefe ulaşabilmek oldukça zor görünüyor...

Birleşmiş Milletler'in en iddialı girişimlerinden biri olan 2030 Gündeminin ya da yaygın adıyla SKA'la- rın ikincisi 'Açlığa Son' verilmesini hedefler. 2030'a kadar, açlığa son vermek ve özellikle yoksullar ve bebekler gibi toplumun en kırılgan durumda olan insanları başta olmak üzere herkes için yıl boyunca güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya erişim sağlamak ana madde iken, bu ana maddenin sekiz alt maddesi daha bulunuyor.

Bir bütün olarak hedef, başta en savunmasız durumdakiler ve yoksullar olmak üzere dünya nüfusunun tamamının, yeterli, kapsayıcı ve güvenli gıdaya ulaşmasını sağlamak, bunun için tarımsal verimliliği en az iki katına çıkarmaktır. Ancak maalesef bugün geldiğimiz noktada, 2030'a sekiz hasat dönemi kalmış- ken bu hedefin oldukça gerisindeyiz.

PANDEMİ VE İKLİM ETKİSİ

Başta iklim krizinin etkileri ile mücadele, yerel ve bölgesel çatışmalar, Covid-19 pandemisi gibi gibi nedenlerle, 2018'de kadar gerilemekte olan dünyadaki açlık çeken insan sayısı bu tarihten sonra yeniden tırmanışa geçti. Gıda ve Tarım Örgütü'nün ( FAO) her sene hazırladığı Dünyada Gıda ve Tarımın Durumu Raporu'na göre (SOFA) Covid-19'un etkisiyle zarar gören tarımsal sistemler ve tedarik zincirleri açlık çeken insan ordusuna 130 milyon kişi daha ekledi ve FAO rakamlarına göre bu sayı 820 milyonu buldu.

ALARM ZİLLERİ ÇALDI

Dünya tahıl ticaretinin en önemli iki ülkesi Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz, küresel çapta tahıl ticaretini etkiliyor. İki ülke birlikte buğday ticaretinin yüzde 30'unu, mısır ticaretinin de yüzde 10'unu karşılıyor. Bunun yanı sıra, bu iki ülke, arpa üretiminde, ayçiçeği ve kolza yağı gibi ürünlerde yine küresel ticaretin önemli aktörlerinden.

Dünya gübre üretimi ve ticaretinin en büyük aktörü Rusya olduğu için gübre ve hammaddesi doğal gazın bu krizden olumsuz etkilendiği gözetildiğinde, bu krizin gıda ve tarımsal ürün girdi fiyatlarına yansıması kaçınılmaz görünüyor.
FAO'nun bu konuda hazırladığı bir tahmine göre bu durum dünya gıda fiyatlarını ve hayvan yemi fiyatlarını şu anki seviyesinden yüzde 8 ila 22 oranın da artırması bekleniyor.

Son olarak en büyük tahıl üreticilerinden Hindistan'ın da dış ticarete kapılarını kapatması, FAO raporlarına göre gıdada dışa bağımlı olan 45 ülkedeki mevcut durumu daha da kötüleştirecek. Sadece bu ülkelerde değil, dünyanın gelişmiş ülkelerinde dahi buğday krizinin etkileri yakından hissedilecek.

161 MİLYON AÇLIK PENÇESİNDE

2021'in başında Küresel Gıda Krizi Raporu yayımlandığında, henüz daha ortada Rusya-Ukrayna savaşı yokken, dünyada akut açlık çeken insan sayısı 155 milyon olarak açıklanmıştı. Aynı yılın eylül ayında yenilenen rakamlar bu sayının 161 milyona çıktığını gösteriyordu. Rapora göre, toplam 44 ülke bu kronik açlığın pençesinde.

Diğer taraftan FAO raporlarına göre Rusya ve Ukrayna'dan tahıl ihracatına neredeyse tamamen bağımlı 27 ülke var. Bunun haricinde 30'dan fazla ülke için de en önemli tahıl ve gıda kaynağı yine bu iki ülke. İki ülke arasındaki krizin küresel düzeyde açlık ve gıda güvencesizliği üzerindeki büyük baskısı ve sonuçlarını yakında göreceğiz.

Açlığı sonlandırmada en büyük araçlarımızdan biri hiç kuşkusuz israf ve gıda kaybını önlemek. Gıda israfı ve kaybı, dünya genelinde atık veya kayıp nedeniyle zayi olan ya da israf edilen gıdanın miktarı senede yaklaşık 1,3 milyar ton. Bu miktar, yerkürede üretilen toplam gıdanın üçte birine karşılık geliyor. Kü- resel çapta gıda kaybı ve israfının ekonomik maliyeti de 1 trilyon doları buluyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki kayıpların yüzde 40'ı hasat ve işleme düzeylerinde gerçekleşiyor. Gelişmiş ülkelerde ise kaybın yüzde 40'ı perakende ve tüketici düzeyinde gerçekleşiyor.

YILDA 93 KİLO İSRAF EDİLİYOR

Son yapılan çalışmalara göre maalesef Türkiye'de de israfın boyutları can acıtan miktarlarda seyrediyor. Türkiye'de bir yılda, 19.1 milyon ton gıda kaybı ve israfı var. Kişi başı 93 kg olan yıllık gıda israfımız, ülke olarak toplamda 7,7 milyon tonu buluyor. Türkiye'de en çok kayıp ve israf yüzde 53 ile sebze ve meyvelerde yaşanıyor.

Bunu sırasıyla, tahıllar (yüzde 5) ve yağlı tohumlar ile baklagillerdeki (yüzde 4) israf oranları izliyor. Türkiye'de meyve sebzedeki israf ve kayıp kişi başına yılda 125 kg'ı buluyor. Bir yılda oluşan 9-10 milyon tonluk sebze-meyve atığı Türkiye'nin yıllık ihracatının yaklaşık 4 katına karşılık geliyor. Ve tek bir günde maalesef 4.2 milyon adet ekmek çöpe gidiyor.

ÇÖZÜM YEREL VE ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİNDE

Gıda kaybı ve israfı küresel bir sorun ve bu nedenle çözümü, sırasıyla ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde çaba gerektiriyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, gıda arz zincirlerinin güçlendirilmesi ve altyapı, ulaştırma, gıda sanayi ve paketleme sanayine yatırım yapılması gerekiyor. Bunu başarmak için hem kamuya, hem de özel sektöre görevler düşüyor. FAO olarak gıda kaybı ve israfını önlemeye yönelik hem Türkiye'de hem de dünyada birçok önemli çalışmamız var.

Özetle, iklim değişikliği, Covid-19 pandemisi, savaş ve çatışmalar tarım-gıda sistemleri üzerindeki baskıyı artırıyor. Bunun sonuçlarını açlık ve yoksulluğun artmasında ve bölgeler arasındaki uçurumların derinleşmesinde görüyoruz. Bu olumsuz gidişatı tersine çevirmek için FAO olarak ulusal ve küresel ölçeklerde birçok program ve proje yürütüyoruz. Ancak, içinde bulunduğumuz tablo tek bir kurumun veya örgütün altından kalkabileceğinin çok ötesinde. Bu nedenle, her düzeyde işbirliği ve dayanışmanın önemini vurgulayarak bütün paydaşlarımızı daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşam için birlikte çalışmaya çağırıyoruz.

FAO İSRAF VE GIDA KAYBI İLE MÜCADELENİN ÖN CEPHESİNDE YER ALIYOR!

Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 2 Çerçevesinde, Küresel Gıda Kayıpları Endeksi ile bu konudaki en güncel verileri sağlıyoruz.
-Dünyada ve Türkiye'de GIDAYI KORU (Save Food): Gıda Kayıp ve İsraflarının Azaltılması Küresel Girişimi çatısı altında projeler yürütüyoruz

-FAO ve Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda kaybı ve israfının zararlı etkileri konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek ve Türkiye'deki gıda tedarik zinciri boyunca bu sorunu çözmek arzusuyla harekete geçti. Ve bu çerçevede Gıdanı Koru isminde ortak bir ulusal kampanya başlattı.

-Yine perakende sektöründe büyük bir market zinciri ile Otel ve konaklama (HORECA) sektörüne yönelik olarak israf ve kaybı önlemeye yönelik bir kılavuz hazırladık.

-FAO-Türkiye Ortaklık Programı çerçevesinde yakın zamanda imzalarını attığımız önemli bir projemiz daha var: Gıda Kayıp ve İsrafının Ölçülmesi ve Azaltılması Teknik Platformu. Bu projeyle Türkiye genelinde kilit onemdeki israf ve kayıp noktalarını belirleyerek bunların önlenmesine yönelik eylem planımız var.

-Ülkemizin de dahil olduğu FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisimiz aracılığıyla Orta Asya ülkeleri ve Türkiye'de Gıda Kaybı ve İsrafının Azaltılması projesiyle de çalışmalarımızı ve deneyimlerimizi paylaşmayı istiyoruz.

-Toprak Mahsülleri Ofisi koordinasyonunda yü- rütülen Ekmeğini İsraf Etme Kampanyası (2013) ile de başarılı bir çalışmaya imza atmıştık.

-Yine bu kapsamda 2017'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Sıfır Atık Projesi (Eylül 2017) de ses getiren bir çalışma oldu.

BİZE ULAŞIN