RUSYA’YA YATIRIM YAPACAKLARA TAVSİYELER…
Türk yatırımcılar Rusya Ukrayna savaşıyla birlikte kritik bir karara hazırlanıyor. Bir yandan yatırım fırsatı oluşturan Rusya’dan gelen teklifler, diğer taraftan Avrupa ve ABD’nin tavrı iş insanları için yeni bir dönemi işaret ediyor. Sanayicilerden perakendecilere birçok sektörden iş insanının adım atmaya hazırlandığı Rusya’da iş yapmanın 8 kuralını deneyimli patronlar anlattı…
Volkan Özsoy / INBUSINESS
Bu yılın Şubat ayında başlayan Ukrayna savaşı nedeniyle özellikle Avrupa ve ABD'nin yoğun yaptırımlarına maruz kalan Rusya ekonomisinde kan kaybı her geçen gün artıyor. Yaptırımlar nedeniyle onlarca yabancı fon yatırımcısı, şirket ve marka Rusya'dan çekilme veya faaliyetlerini geçici olarak durdurma kararı alırken, Rusya Merkez Bankası verilerine göre, ilk çeyrekte ülkeden sermaye çıkışı yüzde 266 artarak 64,2 milyar dolara yükseldi.
Raporda, ülke ekonomisindeki dönüşümün zaman alacağı vurgulanırken, Rus şirketlerinin farklı pazarlara yöneleceği, tedarik zincirlerinin yeniden inşa edileceği ve normalde ithal edilen ham madde ve parçalarda ikame aranacağı ifade edildi.
Elbette fonların haricinde, uluslararası reel sermaye ve markaların da her geçen gün birbiri ardına terk ettiği ülkede, ihtiyaçlar da artmaya başladı. AVM'lerin yöneticileri Türk markalarıyla yoğun bir temas trafiği başlattı. Yakın coğrafyamızdaki, dünyanın en büyük ülkelerinden biri olan Rusya'da yaşanan bu durum, Türk şirketleri için gerçekten imkanlara vesile olur, iş dünyamız bunu fırsata çevirebilir mi?
İşte biz de merak ettiğimiz bu soruların cevabını öğrenmek için Rusya'da yatırımları bulunan şirket sahipleri ve sektör temsilcilerinden mevcut durum hakkında bilgi alarak, öngörülerini dinledik ve Rusya'ya yatırım yapacak olanlara tavsiyelerini öğrendik.
GÖRÜNDÜĞÜ KADAR KOLAY DEĞİL
Ahmet Nazif Zorlu, Adnan Dalgakıran ve Süleyman Orakçıoğlu gibi deneyimli iş insanları bu ülkede yatırım yapmanın göründüğü kadar kolay olmadığı konusunda hemfikir. Üstelik üretici olmak da yaptırımlar nedeniyle başlıca büyük sorunlardan biri. Zira Rusya'da üretilen ürünleri, başta Doğu Avrupa'dakiler olmak üzere hemen hiçbir ülke boykot nedeniyle satın almak istemiyor. Üstelik dalga dalga yayılan bu boykot, Avrupa'ya ihracat yapan üreticiler için de endişe yaratıyor. Yani, "Türkiye'de üretenin AB'ye yaptığı mevcut ihracat da yaptırımlar nedeniyle her an tehlikeye girebilir" kaygısı da dile getiriliyor. Ancak iş insanları böyle bir tehlike yaşamadan nasıl hareket edeceklerine yönelik görüşmeler yürütüyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Başkanı İsmail Gülle, yaptırımlar nedeniyle Rusya'dan çıkan markalar yerine ülkeden davet aldıklarını söylüyor. Gülle, savaşın başlamasının ardından dünyanın önemli markalarının yaptırımlar nedeniyle Rus pazarından çekildiğini hatırlatarak "Rusya'da birçok AVM'de mağazalar boşaldı. Ruslar, Türk firmalarına teklifler götürmeye başladı. Özellikle mağazaları yarı fiyatına Türk firmalarına vermek istiyorlar" diyor ve ekliyor: "Damat, LC Waikiki, İpekyol, gibi markalarımıza teklifler yapıldı. Büyük marketler raflarında Türk ürünlerinin olması için görüşüyorlar. Rusya 150 milyon nüfuslu büyük bir pazar" diye konuşuyor.
ZORLU: KESİN GÜVENCE İSTEYİN FABRİKA KAPATIP GELDİM
Zorlu Holding'in Rusya'da tekstil, enerji ve beyaz eşya alanında yatırımları mevcut. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, ülkede yatırım yapmanın kolay olmadığından dem vuruyor.
Zorlu'ya göre birçok handikapları var bu ülkede yabancı yatırımcı olmanın. Hukuksal konularda ve iletişim kurmada sorunlar yaşadığını bu nedenle de yıllar önce kurduğu beyaz eşya fabrikasını kapattığını anlatıyor.
Deneyimli iş insanı Zorlu, Rusya'da yeniden yatırıma geçmek için mutlaka bir güvence sağlanmasını tavsiye ediyor. Rusya'nın çok zor bir pazar olduğunu belirterek devam ediyor: "Hatta öyle zor ki, bırakın yeni yatırımı, bu ülkedeki beyaz eşya fabrikamızı bile kapattık. Enerji yatırımımızdan da memnun değiliz. Doğrudan yatırım yapan bir yabancı şirket olarak, derdinizi anlatamıyor, hakkınızı arayamıyorsunuz. Düşünün, üretim yapmak için hammadde ithal ediyorsunuz, yüzde 12 gibi gümrük vergisi ödemek zorun- da kalıyorsunuz. Bu sadece bir örnek. Ben senin ülkende fabrika kurup istihdam yaratıyor, vergi ödüyorum ama yaşadıklarım nedeniyle rekabet edemiyorum. Olacak iş değil!"
Zorlu'nun bu ülkeyle ilgili düşünceleri sadece savaş süreciyle ilgili değil. Özellikle yabancı yatırımcının, başka ülkelerdeki gibi el üstünde tutulmadığından yakınıyor.
DALGAKIRAN: EKONOMİ HIZLA ZAYIFLIYOR
Rusya'da deyim yerindeyse her şeyin güllük gülistanlık olduğu uzun yıllar öncesinde yatırım yapan sanayicilerden biri de, Dalgakıran Makine Sanayi ve Ticaret AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran.
Kendisine de aynı şekilde, "Rusya'daki yatırımınızdan memnun musunuz, yeni yatırım düşünüyor musunuz?" sorusunu yönelttiğimiz Dalgakıran, "Mem-nun-duk!" diyor heceleyerek... Ülkenin çok önemli bir potansiyeli olduğunu anlatıyor. Dalgakıran'a göre Rusya kolay vazgeçilecek bir ülke değil ve üstelik makine sektörü için de çok önemli bir pazar. İşte bu potansiyeli görerek, yaklaşık 20 yıl önce Rusya'da fabrika kuran ve kompresör üretiminde önemli oyunculardan biri olan Dalgakıran, savaş başlayana dek bu coğrafyada çok başarılı olduklarının altını çiziyor.
Ancak Rusya'da bir fabrika kurmak, deyim yerindeyse her babayiğidin harcı da değil Dalgakıran'a göre. "Gerçekten çok zor" diyen Dalgakıran, "Bir fabrikayı kurmak bile ağır bir problem. Zira çok fazla bürokratik engelle karşılaşıyorsunuz ve üstelik süreç çok yavaş işliyor" diye konuşuyor.
Rusya'da ekonominin hızla zayıfladığını belirten Dalgakıran, "Üstelik Rusya ile iş yapanlara da ambargolar gelebilir" diyor.
HACIHALİLOĞLU: YENİ BİR KAPI AÇILDI
Tarım alanında dünyayı besleyen Rusya, Türk ithalatçılarının da en önemli pazarı. Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika pazarlarında 20'ye yakın ülkeye transit ticaret gerçekleştiren, Türkiye'de buğday tedarik pazarının büyüklerinden Taban Gıda'nın da alım yaptığı en büyük ülke Rusya.
Taban Gıda Ceo'su Hasan Hacıhaliloğlu, "Savaş nedeniyle bazı firmaların Rusya'da faaliyetleri daralacağından bizim için ciddi fırsatlar söz konusu" diyerek ekliyor: "2021'de Rusya'dan 1 milyon 170 bin 427 metrik ton buğday alımı yaptık. Yaptırımlarla ülkeden çekilmeler oldu. Bu gelişme Taban Gıda olarak daha güçlü varlık göstermemizi sağlayacak. Pastadaki payımız artacak."
Rusya'da yeni bir yatırım için kolları sıvayan şirket, bunun için Rusya'nın buğday havzası olan Rostov bölgesini hedef aldı. Hacıhaliloğlu, "Öncelikle buğdayı alıp temizleyeceğimiz bir tesis satın almak için teklif verdik. Böyle bir tesis alıp sonrasında ise fabrika kurmak istiyoruz" diyor.
ORAKÇIOĞLU: HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAMAYIN!
Rusya söz konusu olunca akla ilk gelen sektörlerden perakende için bu dönem oldukça hareketli. Bunun için perakendenin önemli oyuncularından Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu'nun kapısını çalıyoruz.
Orakçıoğlu, yaklaşık 10 yıl önce bu ülkeye yatırım yapan ve kalıcılık sağlamış isimlerden. Halen ülkede beş mağazası bulunan Orakçıoğlu, Rusya'nın yatırım için çok zor bir ülke olduğunu anlatarak giriyor konuya...
Üstelik ilk yatırımında çok büyük bir talihsizlik yaşadığını vurgulayarak, "Ülkeye ilk adım attığımızda uçak krizi patladı. Zaman zaman çok hayal kırıklığı, acı deneyimler yaşadık. Yine de sabırla devam edip, zorlukların üstesinden gelmeyi bildik" diye konuşuyor.
Peki perakende sektörü için fırsat ve teklifler var mı? sorusuna "Evet" diyerek yanıt veriyor Orakçıoğlu... Hatta yakın zamanda, Rusya'nın önemli AVM'lerinin yöneticileri, Türkiye'deki perakende sektörüne teklifler getirdiğini söylüyor: "Ama şunu başta söylemeliyim ki, Rusya kolay bir pazar değil. Hakikaten yatırım yapılması zor bir ülke. Rusya'daki AVM yöneticileri, Hintli firmalar ve bizlerle görüşmeler yaptı. Belli bir dönem kira mu- afiyeti ya da cirolar üzerinden kira teklifinde bulundular. Ancak maliyetler oldukça yüksek ve mağaza dekorasyonları gibi işler de kolay değil. Müşteri tarafında da zorluk yaşanıyor. Mesela bir erkek ceketinde kol boyu uzun olmayınca satamazsın. Kadın koleksiyonlarında da gösterişli ürünler yapmanız gerekiyor."
GÜLTEPE: GELECEKLER, HAZIRLIKLI OLUN
Rusya'da yatırımın zor olduğu görüşüne katılan diğer isim de İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe. Ancak Gültepe'ye göre yaşanan süreç nedeniyle Rusya'dan sektöre talep mutlaka gelecek. Savaş nedeniyle sektörün Rusya'ya ihracatı ilk çeyrekte yüzde 30'lara varan oranda kan kaybetse de bunun geçici bir durum olduğunu düşünüyor.
Rusya'daki hazır giyim ve perakende sektörünün çalacağı tek kapının Türkiye olduğunu ısrarla savunan Gültepe, özellikle Merter, Laleli ve Osmanbey başta olmak üzere sektörün kümelendiği bölgelere çok net bir çağrı yapıyor:
"Gelecekler, hazırlıklı olun! Zaten salgın nedeniyle dünyadaki tedarik zincirinde büyük kopmalar yaşandı. Şimdi bir de savaş ve yaptırımlar dönemi yaşanıyor. Dolayısıyla bu ülkenin iş yapacağı başka alternatifi yok gibi. Hem lüks hem de orta seviye markalarla ilgili mutlaka Türkiye'yi seçecekler. Özellikle Merter, Laleli ve Osmanbey bölgelerine büyük talep olacak. O yüzden sektöre, öncelikle üretim anlamında, 'hazırlıklı olun' çağrısı yapıyorum."
Bir de sektörün Rusya'ya yatırım yaparak üretime geçme alternatifini soruyoruz Gültepe'ye yanıtlıyor: "
Rusya zaten savaş öncesinde de kendine özgü farklı dinamikleri, koşulları olan bir ülkeydi. Şimdi bir de mevcut durum nedeniyle oradaki yatırım iklimi daha da zorlaştı. Kısa vadede öncelikle, kendi ülkemizde üretip, oraya satmanın alternatif yollarını aramalıyız."
ÖNCEL: DAHA RUSYA'DAN ÇIKAN MARKAMIZ OLMADI
Peki bu sorunun tam tersini soralım: Rusya'dan savaş nedeniyle çıkış yapan BMD üyesi firmalar var mı ya da söz konusu durum nedeniyle ciro kayıpları yaşanıyor mu? Öncel'in bunlara cevabı net:
"Rusya'da BMD üyesi 32 markamız 655 mağazası ve 2 bin 500 civarında satış noktası bulunuyor. Savaştan kaynaklanan bir nedenle çekilen olmadı. Bütün markalarımız faaliyetlerine devam ediyor. Diğer yandan hayat ve alışveriş normal akışında devam ediyor. Savaşın ilk iki-üç haftasında ciro kayıpları oldu. Ancak Batılıların mağazalarını kapatmalarının ardından birçok markamızın cirosu savaştan önceki dönemin de üzerine çıktı."
ÖNER: ALTYAPISAL ÖNLEMLER KRİTİK
Savaşın, Türkiye için yeni yatırım kapıları açtığı bir gerçek. lojistik sektörünü direk etkileyen savaş, taşımacılık rotalarında önemli bir değişikliği gündeme getirdi. KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner "Ukrayna'daki savaş uluslararası ticareti ve özellikle denizyolu taşımacılığı rotalarını etkilemeye devam ediyor" diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: "Bölgeyle ticaretin yavaşlaması, limanlarda elleçlenen yükleri olumsuz etkiliyor. Bu duruma ek olarak, hava ve karayolu taşımacılığı da artan maliyetlerle karşı karşıya. Ukrayna geçişi kapandığı için Türk TIR'ları Gürcistan üzerinden ilerlemeye yöneldi, bu durum da büyük tıkanıklıklara yol açtı.
Birçok tır Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan sınırında kaldı. Ancak, Avrupa'nın Rusya üzerinden ticareti durdurmasının Türkiye açısından olumlu bir yanı olduğunu da söylemek mümkün. Türkiye'nin 'Bir Kuşak Bir Yol' projesine sunduğu en önemli girişim olan Orta Koridor'daki demiryolunun stratejik önemi vurgulanmış oldu. Bu noktada, Orta Koridor'a yönelik gerekli altyapısal önlemlerin alınması kritik önemde."