ODAKTAKİ STRATEJİ…

Belce Örü / INBUSINESS

İklim krizi ve sürdürülebilirlik alanında tüm dünyada artan bilinç iş dünyasını da kendi faaliyet alanlarında değişime zorluyor. 2015'te imzalanan Paris Anlaşması'ndan bu yana yüzlerce şirket iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik daha iddialı adımlar atıyor.

Küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma ve en geç 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşma hedefine dayanan Avrupa Yeşil Mutabakatı da Paris İklim Antlaşması'nın gücünü artırdı. AB, bu çerçevede tüm ekonomi politikasını yeniden şekillendiriyor. Birliğin karar alıcı organlarından biri olan Avrupa Komisyonu, yeşil ve sürdürülebilir ekonomi vizyonuyla enerjiden ulaştırmaya, demir-çelikten otomotive kadar pek çok sektörde karbon ayak izini en aza indirmek için ilave tedbirler geliştiriyor.

YENİ EKONOMİK FIRSATLAR

Temiz (sürdürülebilir) üretim ve çevre dostu ürün geliştirmek, kaynakta verimlilik ve yeniden kullanım iklim krizine karşı atılan adımlar içerisinde öncelikli sırada yer alıyor.

Sürdürülebilir üretim uygulamalarının yaygınlaştırılmasının ilk koşulu olarak ise ürün ve ambalajların yaşam döngüleri boyunca güvenli ve çevre için zararsız olacak şekilde tasarlanması görülüyor. Küresel sürdürülebilirlik danışmanlığı SYSTEMIQ tarafından COP26 kapsamında yayınlanan Paris Anlaşması Etkisi raporu yüksek karbonlu yatırımların çok riskli olduğuna değinirken, önümüzdeki 25 yılda net sıfır bir enerji sistemi kurmanın, küresel ekonomi için 26 trilyon dolarlık net fayda sağlayacağını belirtiyor.

DİJİTALLEŞME ÖNE ÇIKIYOR

Endüstri 4.0 ile bambaşka bir boyuta taşınan dijitalleşme, sanal ve gerçek üretim dünyalarını, daha yüksek esneklik, kalite ve verim için bir ekosistem yaratacak şekilde birleştirerek üretim süreçlerini dönüştürüyor. Dijitalleşme sayesinde sadece kağıt tüketimi veya somut metaryal kullanımı azaltılmıyor; yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi dijital teknolojiler enerji kaynaklarının verimli kullanılması ve akıllı bina sistemleri, atık yönetiminin düzenlenmesi gibi kritik ve sürdürülebilirlikle doğrudan ilişkili konularda da iş insanlarına yardımcı oluyor.

DÖNÜM NOKTASINDAYIZ

Deloitte'un hazırladığı 2022 CxO (Chief Experience Officer) Sürdürülebilirlik Raporu, iş dünyasında iklim krizini ciddiye aldığının en somut kanıtı. Üst düzey yöneticilerin ve şirketlerin iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularındaki eylemlerini incelemek için hazırlanan araştırmaya 21 ülkeden 2 bini aşkın C-level yönetici katıldı.

Rapora göre; üst düzey yöneticilerin yüzde 89'u iklim krizi yaşandığını kabul ederken, yüzde 63'ü organizasyonlarının bu konuda endişeli olduğunu belirtiyor. CxO'ların yüzde 79'u, dünyanın iklim değişikliğine yanıt verme konusunda dönüm noktasına geldiğine inanıyor. Bu oran sekiz ay önceki ankete göre yüzde 20 artmış durumda.

HER SEKTÖR ETKİLENDİ

Ankete katılanların yüzde 97'si, iklim değişikliğinin kurumlarını çoktan olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Yüzde 50'si ise bu durumdan operasyonlarının (iş modelleri, tedarik zincirleri vs) olumsuz etkilendiğini vurguladı. Katılımcıların yüzde 81'i, son 12 ayda yaşanan iklim olaylarından (aşırı sıcak, artan fırtınalar, orman yangınları vs) kişisel olarak etkilendiklerini söyledi. Katılımcılar, yasa düzenleyicilerin, hissedarların, tüketicilerin ve çalışanların da iklim krizine karşı harekete geçilmesi yönünde baskı yaptıklarını dile getirdi.

HAREKETE GEÇME ZAMANI

Deloitte'un raporuna dönecek olursak iş dünyası iklim krizinin her zamankinden daha çok farkında ve bu konuda elini taşın altına koymaya hazır. Zira Deloitte'un çalışmasına katılan CxO'ların üçte ikisi, şirketlerinin daha sürdürülebilir materyaller kullandığını ve enerji verimliliklerini artırdığını belirtirken, yarısından fazlası enerji verimliliği sağlayan, iklim dostu makineler, ekipmanlar ve teknolojiler kullandıklarını söyledi. Katılımcıların büyük bölümü hava yolu ulaşımını azalttıklarını vurgularken, çalışanlarına iklim değişikliği eğitimleri verdiklerini de kaydetti.

ÜRETİM İÇİN KRİTİK NOKTALAR

Sürdürülebilir üretimde dikkat edilmesi gerekenler: Hammadde kullanımının azaltılması, atık azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, çevreye duyarlı tasarım, ürün dayanıklılığının ve ömrünün artırılması, geri dönüşüm, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı...