Lüksün geleceği...
Uzayda Konaklama, Valizsiz Yaşam, Keten Yatlar…Lüksün geleceğinde bizleri başka neler bekliyor?
Özge Dinç / INBUSINESS
Çağın gündemi, lüksün gündemini de belirliyor. Henüz 2000'lerde bile uzay seyahatleri bilimkurgu kitaplarının konusuydu, markaların plastikten dönüştürdükleri ürünleri milyon liraya satabileceğini hiç aklımıza getirmezdik, hele uzun uçuşların 'karbon izi utancı'na sebep olacağını, hiç! Yarın bizi daha da fazlası bekliyor.
HERKES İÇİN UZAY
2001'de bir Rus Soyuz aracıyla dünya yörüngesinde bir uzay uçuşu yapan Dennis Tito, çocukluk hayali için 20 milyon dolar harcayarak ilk uzay turisti oldu. Onun ayak izlerini takip eden dünyanın en zengin iki insanı Jeff Bezos ve Elon Musk, ondan 20 yıl sonra devreye girince uzay uçuşları sektörü hız kazandı, gelecekte ise bizleri hepimizin uzaya uçabileceği günler bekliyor.
Amazon'un kurucusu Jeff Bezos, temmuz ayındaki uzay uçuşu için mart sonunda üç aşamalı bir müzayede gerçekleştirmişti, bundaki amacı, uzay uçuşlarına insanların ne kadar para vereceğini görmekti; paraşütle inişi de içeren uzay uçuş için verilen tekliflerden biri, 28 milyon dolardı (toplam 5 bin 200 teklif aldı); Jeff Bezos, şu ana kadar 100 milyon dolarlık satış yapıldığını belirtiyor.
Elon Musk'ın SpaceX'i ise 2022 uçuşu için her bir koltuğu 55 milyon dolara satacağını duyurdu. SpaceX, 2023'te Japon trilyoner Yusaku Maezawa ve bir grup sanatçıyı Ay'a götürmeyi planlıyor, sonraki hedefi ise Mars. Space Adventures, uzay yolculuklarının gidecek insanlar için 10 günlük bir eğitim gerektiğini belirtirken Ay'a yolculuğun maliyetinin 700 milyon dolar olabileceğini öngörüyor. En uygun seçenek şimdilik, yeni nesil VSS Imagine. Bu roket, 110 kilometre yüksekliğe çıkacak ve yerçekimsiz ortamda konuklarına altı unutulmaz dakika yaşatacak. 2022'de turlara başlaması planlanan VSS Imagine'de bir koltuğun 250 bin dolar civarında satılması bekleniyor.
Uzay turizmi, lüks merakın yeni adı. Öyle ki bu alanın 2030'da 3 trilyon dolar değerlemeye ulaşacağı tahmin ediliyor. Şu an milyonerlerin devrede olduğu bu üst düzey deneyimin halka da ulaşması ise uzak bir gelecek değil; üstelik bu alana yapılan yatırımın meyvelerini 'Dünya'daki' yolculuklarımızda da alacağız. Örneğin uzay yolculuklarını erişilebilir hale getirmek için yeniden kullanılabilir roket teknolojisini test eden SpaceX'in Starship roketiyle 100 kişiyi Şanghay'dan New York'a gibi dünyanın bir ucundan diğer ucuna sadece 39 dakikada götürmek mümkün olacak.
Merak edenler için uzay yolculuğunun nasıl bir his olduğunu şöyle anlatıyor eski NASA astronotu Jeffrey A. Hoffman: "Uzayda olmak eğlenceli. Dünya'da kalan bizler için hayal etmesi zor olan ağırlıksızlık hissi inanılmaz hoş. Sürekli bir sevinç halinde olmak vücudunuzu çok farklı hissettiriyor. Bence giden insanların döndüklerinde anlattıklarından sonra geri kalan insanları da burada tutmak mümkün olmayacak."
UZAYIN İLK OTELİ
Dünya'nın ilk uzay oteli 2027'de açılacak. Kaliforniyalı şirket Gateway Foundation, 2026'da Dünya atmosferine bir cruise uzay gemisi şeklindeki otelini inşa etmeye başlayacak. Voyager Station adlı bu otel, Dünya yörüngesinde dönen bir tekerlek şeklinde olan ve asansör şaftlarıyla birbirine bağlanan 24 modülden oluşacak ve eski eski pilot John Blincow'un kurduğu Orbital Assembly Corporation tarafından inşa edilecek. Otelin 30 metrekarelik 12 odası, üç gün ya da bir ay kiralanabilecek ve 16 kişi için 500 metrekarelik odalar da bulunacak. Otelin restoranında da Tang ve dondurularak kurutulmuş dondurma gibi "uzay klasiklerinin" bulunacağı belirtiliyor.
Otelin tasarımcısı Tim Alatorre, tasarımda Kubrick'in "2001: A Space Odyssey" filmine gönderme yaptığını belirtiyor. Aklımıza geldiği gibi uzay giysili astronotların servis yapmayacağını özellikle vurgularken de ekliyor: "Otel, uzayda olmanın eğlenceli yanlarını vurgulasın istiyoruz. Ağırlıksız ortamda basketbol oynamak ve yemek yemek gibi."
Oteli inşa edecek şirketin kurucusu Blinclow bu otelin insanları şu konuda düşündürmesi gerektirdiği fikrinde: "Halk, uzay yolculuğunun altın çağının çok yaklaştığını fark etmeli. Hızla geliyor." Bu arada ilk uzay otelinin uzaya SpaceX'in Starship roketiyle götürülmesi planlanıyor.
KRIPTO PARA DÖNEMİ
Peki dünyada durum nasıl? Sürdürülebilir seyahatin yükselişiyle birlikte en ilginç gündem, kripto paranın seyahatlerde de kulllanılmaya başlanması. Bahar 2021'de Nashville'deki Bobby Hotel'in kripto ödeme sistemi BitPay'le ödeme alarak kripto para ile ödeme alan ABD'deki ilk bağımsız otel olmasının ardından Bitcoin'in nisan ve ekimdeki rekor yükselişiyle birlikte Berkeley Travel, Pavillon Hotels Grubu, Kessler Grubu gibi şirketler kripto para ödemesini kabul etmeye başlamıştı (dünyanın ilk global özel jet şirketi PrivateFly ise 2014'ten bu yana Bitcoin'i kabul etse de bu yıl içinde kripto para kullanımının şirkette yüzde 1'lerden 13'lere çıktığını hayretle belirtiyor).
Dünyanın en büyük seyahat websitelerinden Travala.com kripto para kullanımının aydan aya arttığını ifade ediyor, yılın ikinci çeyreğinde yaklaşık 10 milyon dolarlık rezervasyonların % 70'i kripto para ile yapılmış. Havayollarında ise 2014'te airBaltic'ile başlayan serüvene LOT Polish Airlines ve Virgin Galactic katılmış durumda. Web analitiği şirketi SimilarWeb'e göre geçen yıl "seyahat" ve "kripto para" aramaları neredeyse hiç yapılmıyorken bu yıl sadece haziranda 3.200 arama yapılmış. Kripto paranın seyahatte kullanılmasının gelecekte de hızla artış göstereceği aşikâr, bir artış oranı öngörmek ise güç; bu artışın en önemli nedeni ise, kripto paranın döviz gibi çevrilmeye ihtiyaç duymaması ve dalgalı kurlardan etkilenen ülkelerde dalgalanma riski olmadan ödeme imkânı sunan bir seçenek olması.
BAVUL TAŞIMAYA SON
Fütürist Ray Hammond da The World in 2040 adlı çalışmasında gelecekteki seyahatin hiç olmadığı kadar hızlı, kolay ve daha ekolojik-sürdürülebilir olacağını öngörüyor. "Artırılmış gerçeklikle evimizdeyken gezeceğimiz otel odaları, restoranlar, festivaller; yüz tanıma sistemiyle check-in, robot bell-boy mümkün olacak," diyor Hammond. En ilginç maddelerinden biriyse 2040'ta otele gitmeden önce ölçülerinizi vereceğinizi ve siz gittiğinizde 3 boyutlu baskıyla sizin için bastıkları giysilerin size verileceğini söylemesi. Yani gelecekte artık bavul da taşımayacağız. Bunun yanında seyahat planlamasının da daha kolay olacağını söylüyor Hammond: "2040 yılına kadar, kişisel yazılım asistanları, gezginlerin seyahatlerini çevrimiçi olarak rezerve etmelerine yardımcı olacak ölçüde akıllı olacak ve gezginlerin ihtiyaçlarını karşılamak için çok destinasyonlu seyahat planlamasının tüm karmaşıklığıyla başa çıkabilecek. Seyahat aynı zamanda bir listeden görülecek yerleri işaretlemek yerine, macera, tatmin ve yeni beceriler öğrenme ile ilgili olacak."
ATIKSIZ GELECEK
Lüks sektörlerin geleceğinde iki konu öne çıkıyor: Biri, uzay seyahatinde de olduğu gibi teknoloji, diğeri ise doğanın geleceği için sorumluluk üstlenme. Teknolojinin ilk adımı, Christie's'de Beeple'ın eserinin 69,3 milyon dolara satılmasının ardından NFT'deki ve saatten başlayarak gelenekselliğiyle bilinen lüks alanlarda dijital sanatçılarla işbirliğinin giderek artması; ikinci kısımda ise Panerai'nin zirveye taşıdığı yüzde 98 sürdürülebilir saat, dönüştürülmüş giysiler, her gün bir yenisi eklenen sıfır emisyonlu yatlar, tamamen elektrikli otomobil başlıklarının dikey artış göstermesi yer alıyor. Öyle ki, Rolls-Royce, Mercedes, BMW, Volvo gibi çoğu lüks otomobil markası, Avrupa'nın elektrikli otomobile getirdiği teşvikler ve Paris Antlaşması'yla getirilen kısıtlamalar ve cezalardan da ötürü, 2030'da sadece elektrikli otomobil üreteceğini duyuruyor. Aynı kaygı; atıksız mutfak, vegan mönüler artışıyla gastronomide de gündemde. Geçen yıllarda dünyanın en iyi restoranı seçilen Elevon Madison Park'ın bu yılın haziranında her şeyi sil baştan değiştirip tamamen vegan mönüye geçmesi, bu trendin artarak devam edeceğinin de göstergesi.
3 BOYUTLU BASKIYLA YAT
Futureyachts platformunun yaptığı araştırmaya göre, gelecekte 3 boyutlu baskı yatın gündemindeki konulardan biri olacak; hatta Kanadalı yat tasarımcısı Gregory C Marshall, 2050'da gövde ve güvertenin bile bu baskı yöntemiyle yapılabileceği fikrinde.
Yine ekolojik malzemeler, otomobil, yat ve saatte artış gösterecek uzmanlara göre. İsviçreli şirket Bcomp'un yüzde 75 karbondioksit tasarrufu sağlayan ve daha uygun maliyetli keten tohumdan yapılan ürünleri, halihazırda yatlarda ve Tesla gibi otomobillerde kullanılıyor, kompozit uzmanı Paul Riley'e göre, bunun iki ila üç yıl içinde anaakım yatçılığa gelişini de göreceğiz. Yine yat için vazgeçilmez olan reçinenin azlığı sebebiyle bitki bazlı karbon ürünlerine geçiş de öngörülen trendler arasında.
SADECE DİJİTAL MODA MARKALARI
Moda ile ilgili en ilgi çekici konu ise, şu an alımda yüzde 30 yer alsa da 10 yıl sonra tamamının alıcı konumda olacağı bilinen "teknoloji odaklı" Z kuşağına seslenen "tamamen dijital" markalar. Bunlardan biri, "Sadece dijital, asla fiziksel olmayacak" sloganıyla çıkan The Fabricant. Kaynak tüketmemek için sadece, hayal gücünü yansıtan dijital koleksiyonlar yapan marka yakın zamanda Puma'yla da işbirliği yaptı. Edelkoort, dijital moda markalarının sayısının hızla artacağını öngörüyor.
DÖNÜM NOKTASI: 2030
2030, bütün lüks alanlar için önemli bir tarih niteliğinde; çoğu otomobil ve yat markasının 2030'da tamamen elektrikli araçlara döneceğini belirtmiştik. Birkaç yıldan bu yana artan ve Chopard'ın başını çektiği etik altın, laboratuvarda üretilmiş etik pırlanta kullanımı için de hedef bu yönde. Dünyanın en lüks saat ve mücevher marka ve grupları Cartier ve Kering Group, Responsible Jewellery Council'la işbirliği içinde bir konsey kurdu: Watch and Jewellery Initiative 2030. Bu konseyin amacı, düşük karbonlu bir geleceğe doğru toplu bir yolculuğa başlamak ve endüstrinin gezegen ve insanlar için olumlu sonuçlar yaratmasını sağlamak için dünyanın dört bir yanındaki saat ve mücevher markalarını bir araya getirmek. 2030 için çalışmalar başladı bile.