En değerli yatırım...
Eğitim-öğretimdeki sınırlar pandemiyle kalktı. Yaşam boyu öğrenme, uzaktan veya hibrit eğitim, dijital derslikler, artırılmış gerçeklik ve yapay zeka destekli modeller hayatımızda çoktan yer etti. Eğitim artık değişime ayak uydurabilme becerisini kazandırmaktan geçiyor…
Belce Örü / INBUSINESS
Son yılların popüler yazarı Yuval Noah Harari, 2018'de kaleme aldığı 'Hat Kids Need To Know to Succeed in 2050' isimli makalede şu cümlelere yer veriyor:
"2050'nin dünyasına ayak uydurabilmek için teknik becerilerinizi kullanıp yeni ürünler ya da fikirler üretebilmekten çok, kendinizi tekrar tekrar üretebilmek zorunda kalacaksınız. En önemli beceri ise değişime ayak uydurabilme, yeni şeyler öğrenme ve sıra dışı durumların üstesinden gelebilmek olacak."
Pandemi ise insanlığın değişime ve sıra dışı durumlara ayak uydurabilme becerisini gözden geçirdiği bir dönem oldu. Bu süreç her sektörü derinden etkilese de pandemide en büyük dönüşüm eğitimde yaşandı. Dünyanın hemen hemen her yerinde okullar uzun bir süre kapalı kaldı. Milyonlarca öğrenci kitle iletişim araçları veya internet üzerinden eğitime devam etti. Hem aileler hem öğretmenler hem de sektörün diğer temsilcileri Harari'nin değindiği gibi bu değişime ayak uydurmaya çalıştı.
EN ÇOK K12 ETKİLENDİ
Çalışan ebeveynlerin ve öğretmenlerin sorumluluğu pandemi sürecinde arttı. Öğretmenler gibi bu süreçte daha fazla zorluk yaşayan öğrenci gruplarının başında k12 geliyor. Teknolojik araçlarla arası epey iyi olduğu için "Dijital Yerliler" olarak adlandırılan 16- 24 yaş arasındaki yüksek öğretim kurumu, lise ve ortaokul öğrencileri için EBA üzerinden sürdürülen online eğitime geçişte sıkıntı yaşamazken özellikle okuma yazmayı yeni öğrenenler ve ana sınıfındakiler için bu süreç epey sancılı oldu. Ayrıca gelir farklılığı nedeniyle teknolojiye ve internete erişimi kısıtlı olan öğrenciler eğitim hayatından uzaklaştı. Eğitimde fırsat eşitsizliğinin giderilmesi adına da MEB, EBA destek noktalarının oluşturulması, ücretsiz tablet dağıtılması, sadece dijital ortam üzerinden değil kitle iletişim araçlarıyla da eğitime devam edilmesi gibi çeşitli çalışmalar yürüttü.
YAŞAM BOYU ÖĞRENME
Günümüzde eğitimin hedef kitlesi yeniden tanımlanıyor. Zira teknoloji ilerledikçe birçok meslek tarihe karışıyor, bilgi ve becerilerin sürekli tazelenmesi gerekiyor. Bu da her yaştan bireyin eğitime kendini kapatmamasından geçiyor. Online eğitim son dönemin en çok yatırım çeken ve girişim üreten alanlarındandı. Farklı alanlarda kendinizi geliştirebileceğiniz aşçılık, müzik gibi hobi dersleri, farklı ülkelerdeki hocalarla iletişime geçme şansı elde edeceğiniz yabancı dil kursları, sertifika programları veya doğrudan MIT, Harvard gibi dünyaca ünlü üniversitelerde eğitim alma şansı...
METAL YAKALILAR GELİYOR
Uzmanlara göre gelecek 10 yılda 50 milyon insan yeni iş kollarına sahip olacak ve bugünkü üretim araçlarının yerini büyük oranda 3D yazıcılar alacak. Artık robotlar yani metal yakalılar; sadece mavi yakalı kesimin işlerini değil, beyaz yakalılara özgü işlerde de kullanılmaya başlanacak. Özellikle yapay zekâ, robotik, artırılmış gerçeklik mühendisleri, veri yorumlayıcıları ve veri mühendisleri gibi birçok meslek gelecekte revaçta olacak.
TEKNOLOJİDE KADIN
Eğitim her kademe için hareketliliğini artırıyor. Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) yapay zekâ üretiminde kadınların rolünü artırmak amacıyla Türkiye'nin önde gelen markalarıyla birlikte kadınlara özel bir eğitim programı başlatıyor. Program kapsamında 30 kadın yönetici ve 32 üniversite mezunu genç kadına dört ay boyunca online eğitim kuruluşu Udacity ile birlikte oluşturulan yapay zekâ eğitimleri verilecek. Öney, Dünya Ekonomik Forumu'nun da vurguladığı gibi yakın gelecekte 1 milyar insanın ihtiyacı olacak yetenekleri geliştirmek için başlatacakları programla teknoloji sektöründe uzman insan çeşitliğini artırmayı, bu alanda sayıca az olan kadınları hedeflediklerini de söylüyor.
PANDEMİ ETKİLEDİ
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), COVID-19 salgını nedeniyle okul eğitiminin aksamasından dolayı beceri kaybı yaşandığını ve küresel ekonominin bu durumdan olumsuz etkileneceğini açıkladı. OECD genelinde öğrencilerin yüz yüze eğitimden yoksun kalmasının sadece ABD ekonomisinden uzun vadede 15,3 trilyon doları silebileceği öngörülüyor.
Öte yandan Statista'nın raporu 2020'de 1,2 trilyon dolar olarak tahmin edilen küresel eğitim hizmetleri pazarının 2027'ye kadar 1,9 trilyon dolara ulaşacağını gösteriyor. Fakat pandemide olduğu gibi gelecek yıllarda da teknolojiye erişim eğitimdeki alternatif seçenekleri değerlendirme anlamında herkes eşit fırsatlara sahip olamayacak gibi gözüküyor.
KİŞİYE ÖZEL ÖĞRENME
Gelecekle ilgili senaryoların büyük kısmı pandemiyle birlikte hızlandırılmış biçimde yer aldı. Artık dinleyen ve yönlendirmeye yanıt veren öğrencilerle dolu bir odanın önünde duran öğretmen kavramı tarihe karışmaya başladı. Ancak eğitimin sadece bundan ibaret olmadığı da anlaşıldı. Birçok meslekte kişiye özel planlar varken eğitimde de benzer yöntemlerin gelecekte devreye gireceği öngörülüyor. Herkese uyan öğrenme modeli yerini, öğrenmeye yoldaşlık ederek kolaylaştıran öğretmenler ve kendi öğrenmelerini kontrol edecek öğrencileri içeren yöntemler alacak.
HYFLEX MUCİZESİ
Eğitim dünyası yeni döneme ayak uyduran yatırımları hızla hayata geçiriyor. Bunlardan bir tanesi de Sabancı Üniversitesi tarafından hizmete açıldı. İş dünyasının esnekliğine ayak uyduran yüksek lisans derslerini hedef alan eğitim teknolojine yönelik yatırım yapan Sabancı Üniversitesi Türkiye'nin ilk dijital kampüsünü Altunizade'de faaliyete geçirdi. Bu kampüste Sabancı Üniversitesi öğrencileri, Hyflex teknolojisi sayesinde kampüste birebir ya da sınıftaymış hissi yaratan bir dijital ortamla bulundukları yer-den eğitim alabilecek.
Kampüsün çalışmalarına üç yıl önce başladıklarını belirten Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, "Teknolojik altyapısıyla dünyada az sayıda örneği bulunan ve Türkiye'de bir ilk olan kampüsümüz ile Sabancı Üniversitesi tüm iş dünyasına daha yakın olacak. Amerika'nın IVY Ligi'ne baktığınızda da bu tip dijital kampüs örnekleri çok az görünüyor. Bu kampüsümüzle böyle bir lige de girmiş oluyoruz" dedi.
ÜST LİGE ÇIKTIK
Sabancı Holding'in dijital dönüşümüne liderlik yapan Sabancı DX'in de aynı kampüste bulunduğunu hatırlatan Güler Sabancı, bunun bir tesadüf olmadığına dikkat çekti. Bu kampüs ile üniversitenin iş dünyasına daha yakın olacağını belirtti.
SANAYİ İLE İŞ BİRLİĞİ
Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici üniversitenin en güçlü olduğu alanlardan birinin dijital teknolojiler olduğunu vurgulayarak şöyle diyor: "Güçlü yönlerimizi eğitimdeki köklü deneyimimizle birleştirdik. Dijital Kampüs, bize aynı zamanda sanayi partnerlerimizle de birlikte çalışmak ve yeni uygulamalar geliştirmek için ideal bir ortam sağlayacak, üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendirecek bir buluşma noktası olacaktır."
ASIL DEĞİŞİM HENÜZ BAŞLAMADI
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Yücel, "Benim bir hayalim var" diyerek eğitime dair gerçekleştirmek isteklerini anlatmaya başlıyor. Anlattıkları kulağa bir hayalden ziyade hayata geçmesi olası gelecek planları gibi geliyor.
Hayalinin "Türkiye'nin ilk dijital okulunu açmak olduğunu" söyleyen Yücel, iştahla anlatmaya devam ediyor: "Haftada 44 saat ders alan bir öğrenci bunun 25 saatinde okula gidecek, beş saat uzaktan eğitim alacak, kalan 14 saatte ise dışarıda olacak. Türkiye'de seracılığın nerede yaygın olduğunu gidip yerinde öğrenecek, hayvancılığın en çok yapıldığı yere arkadaşlarıyla gidip yerinde gözlemleyecek, teknoloji merkezlerine gidip teknolojinin nasıl üretildiğini bizzat üretenden dinleyecek. Kendisi de üretmeye çalışacak."
Teknolojinin daha özel ifadeyle yapay zeka ürünlerinin eğitimde ders işleme şeklini, eğitim materyallerini, kitapları ve hatta sınavları değiştirmeye başladığını söyleyen Yücel, konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Fakat asıl değişimi bundan sonra göreceğiz. Herkes, her ülke, her kurum yeni stratejiler oluşturmaya başladı. Eğitim odaklı teknolojinin nasıl gelişeceğini, nerelere varacağını çok yakında göreceğiz."
YAPAY ZEKA ÜRETİMİ
Bahçeşehir Üniversitesi'nin pandemi ilan edildiğinde online eğitime geçen ilk üniversite olduğunu altını çizen Yücel, Bahçeşehir Koleji ve Uğur Okulları'nın büyük bir hızla bu sürece dahil olduklarını söylemeden geçmiyor. 10 yıldır dijitale yatırım yapan BAU bu yatırımların karşılığını Yücel'in de ifade ettiği gibi pandemi sürecinde aldı. Yaklaşık 150 mühendis ve yazılımcı tarafından geliştirilen yapay zeka tabanlı Metodbox isimli dijital platform üniversitede halihazırda kuruluydu. BAU eğitimcileri bu platfrorm için özel içerikler üretmiş, öğrenciler bazı dersleri bu platformdan işliyordu.
Metodbox'un yanı sıra Türkiye'de eğitim odaklı görüntülü konuşma uygulaması SeeMeet'i geliştiren ilk kurum olduklarının da altını çiziyor. Yücel, bugünden hareketle geleceğe dönük eğitim modelinden bahsederken Türkiye'nin de global arenada öne çıkması için teknolojiyi, yapay zekayı öncelikle yalnızca tüketmemesi, üretmesi gerektiğini ifade ediyor. "Bu nedenle Ar-Ge çalışmaları çoğaltılmalı, üniversite endüstri iş birlikleri artırılmalı" diyor ve ekliyor: "Pandemide edindiğimiz tecrübeyle doğru öğrenme modellerini keşfedip teknolojiyi üretmeye odaklanmalıyız."
SÜRÜKLEYİCİ GELECEK
Geleceği ne şekillendirecek sorusuna Tink Kurucusu Zeynep Dereli, bir çırpıda "yapay zeka" yanıtını veriyor. Sonra da anlatmaya başlıyor: "Yapay zeka kavramı artık hızla hayatımızın bir parçası haline geliyor. Bu bağlamda, kısaca STEAM-fen, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik alanlarının bir araya gelerek ortaya çıkan çok disiplinli çalışmaların merkezinde algoritma eğitimi gelmektedir. Sadece birkaç yıl içinde yapay zeka, robotik, nanoteknoloji ve 3D baskı gibi teknolojilerdeki gelişmeler çoğu mesleği değiştirecek. Çok çeşitli meslekler, temel becerilerinin bir parçası olarak yaratıcılık, mantıksal akıl yürütme ve problem duyarlılığı gibi daha yüksek düzeyde bilişsel yetenekler gerektirecektir."
Dereli'ye göre bugünün iş faaliyetlerinin yarısı 2050'ye kadar otomatikleştirilebilir. Bunun okullarımızın ve üniversitelerimizin hizmet etmek için tasarlandığı dünyadan çok farklı bir dünya olduğunu söyleyen Dereli, "Makineler bizi daha bilinçli olmaya, daha eleştirel düşünmeye ve kendimizi çok daha net ve sofistike bir şekilde ifade etmemize itecek" diyor. Bu düşüncesini ise şöyle açıklıyor:
"Eğitimde yapay zeka ile insan olmanın anlamı olan her şeyin yeşermesini göreceğiz. Bu değişimlere ayak uydurmak için eleştirel düşünme, takım çalışması, doğru bilgiyi bulma, zorlu sorunları çözme, yaratıcı düşünme ve duygusal zekamızı geliştirme becerilerine sahip olmamız gerektiğine dikkat çekmek isterim."
Bugünün dünyasında bilginin kalitesini ve doğruluğunu eleştirel olarak değerlendirmemiz ve onu nasıl kullanacağımız konusunda etik kararlar vermemiz gerektiğini ifade eden Dereli, giderek karmaşıklaşan küresel sorunlara çözümler bulmak için yaratıcı düşünmemiz gerekeceğini vurguluyor.
Kendisinin belirttiği bir diğer nokta algoritma ve yazılım donanım eğitiminin ilköğretim düzeyine kadar indirgenmesi dijital geleceğin inşası açısından çok önem olduğu. "Öncelikle, teknoloji ile 'fabrika okul modeli'nde yüzlerce yıldır eğitimde var olan sınıf engelleri ortadan kalkacak" diyor.
Dereli'nin gelecekteki dünya düzeni kurgusunda esas noktayı insanlık için çalışmak oluştuyor. "Bu formülü hayata geçirmek için yaratıcı düşünen, hayal kurabilen ve teknolojinin imkanlarını kullanarak bunları hayata geçirebilen çocuklara ya da geleceğin büyüklerine ihtiyacımız var" diyor ve ekliyor: "Bir sonraki sınır, tamamen sürükleyici bir öğretim deneyimidir."
ERİŞİLEBİLİR EĞİTİM:
Füsun Çürüksu - ÖRAV Genel Müdürü
2008'de alanında ilk STK olarak kurulan ÖRAV, 13 yıldır bu doğrultuda 81 ilde 220 binden fazla öğretmene ulaştı. Video konferans sistemleri, ders planlama, ölçme değerlendirme, oyun ve oyunlaştırma uygulamaları gibi pek çok teknolojik araç bugün artık çok yaygın bir şekilde tüm öğretmenler tarafından kullanılmakta. Örav'ın uzaktan eğitim platformu eKampüs'ün son bir yıl içerisinde aktif kullanıcı sayısı 15 binden 33 bine yükseldi. ÖRAV Genel Müdürü Füsun Çürüksu, "Bilginin her an erişilebilir olduğu, öğrenmenin dijital yollarla olsa da sosyal-duygusal etkileşimler içeren yapılarda tasarlanması, sosyal bir varlık olan insan için her dönem gerekli olacaktır" diyor.
KURUMSAL EĞİTİM :
Ahmet Hançer -Enocta CEO'su
Kurumsal ve dijital eğitim sektörü, pandemideki belirsizliğe rağmen, Türkiye'de ivme kaydederek ilerlemeyi başardı. Dijital öğrenmenin artık hayatın akışının bir parçası olduğu anlaşıldı. Buna karşın kurum çalışanları için ayrılan kişi başı eğitim bütçeleri henüz uluslararası seviyenin çok altında. Bu çelişki hem zayıf hem de gelişime açık yönümüzü oluşturuyor.