Uçan otoya ne zaman bineceğiz?

10:56 - 22.12.2021, Çarşamba

İlk otomobili 1885 yılında üreten Carl Benz'in Benz-Patent Motorwagen'dan sonra otomobil dünyası her gün gelişmeye devam etti. Geldiği noktaya kadar gelecekte bizi bekleyenler de heyecan uyandırıyor.

Koray Kodal / INBUSINESS

Otomotiv endüstrisi üretimden satışa geleneksel iş modelini sürdürse de perde arkasında büyük bir değişime sahne oluyor. Bir yandan sürdürülebilirlik, iklim krizi ve emisyon kuralları gibi çevresel sorumluluklar hiç olmadığı kadar öncelikler arasına girmiş durumda. Diğer taraftan mobilite ile kuşatıldığımız dünyaya doğru büyük bir yarış var.

Gündem elektrikli ve hibrit ünitelere sahip otomobillerin işgali altında. Elektrikli otomobillerin şarj konusu geliştirilmeye devam ederken, araçlar arasında enerji paylaşımı, hareket halindeyken şarj olabilmeleri gibi kablosuz şarj konusunda da çalışmalar sürüyor. Elektrikli otomobiller için gerekli olan kaynakların kısıtlı olması farklı yakıt arayışlarını da beraberinde getiriyor.

F1 Baş Teknik Sorumlusu Pat Symonds'un yaptığı açıklamaya göre, F1 için geliştirilen, laboratuvar üretimi, sürdürülebilir bio yakıt ile içten yanmalı motorların daha parlak bir geleceği olabileceği belirtiliyor. Geleceğin ulaşım yöntemleri arasında ihtiyaca yönelik çözümlerin çeşitleneceği, birbirleriyle iletişim içinde olan araçların trafikte otonom olarak yol alacağı, araç paylaşımının artacağı genel görüşleriyle birlikte gelecekte bizleri nelerin beklediği ve markaların da stratejilerini mercek altına aldık.

GÜVEN TAM: - TOGG

Türkiye'nin yerli otomobili TOGG'un yollara çıkması için gün sayılırken gelen her yeni bilgiyle heyecan katlanıyor. Modüler bir platformun kullanıldığı TOGG markası altında farklı boyutlarda otomobiller üretilebilecek. Arkadan itişli olan model 200 HP, dört tekerlekten çekişli olan ise 400 HP olarak açıklanıyor. Ön ve arkada birer motoru bulunan dört tekerlekten çekişli otomobilin 0-100 km/s hızlanması için 4,8 saniye verisi açıklanıyor.
300 veya 500 km'lik menzil hedefiyle birlikte 30 dakikadan kısa sürede yüzde 80 doluluğa ulaşmasını sağlayacak hızlı şarj teknolojisinin de kullanılacağı belirtiliyor. 8 yıllık batarya garanti süresi sunulacağı belirtilen TOGG ailesi henüz yollara çıkmadan güven kazandı. Fabrika inşası hızla devam ederken, bir yandan da prototip modelin de testleri sürüyor. Araçların ise 2022 yılı sonunda üretim bantlarından ineceği açıklandı.

ÇIKARTILABİLİR BATARYA: ACM CITY ONE
Alman firma ACM (Adaptive City Mobility), dört kapılı, modüler yapıdaki şehir otomobilinde diğerlerinden farklılaştığı nokta bataryalarının çıkartılabiliyor oluşu. ACM City One konsepti de modüler platformunda istenilirse dört kapılı yolcu taşıyan bir otomobil istenirse arkası yükleme alanı olarak tasarlanan hafif ticari araç olarak da üretilebiliyor. 3,6 metrelik uzunluğuyla tam bir şehir otomobili olarak tasarlanan ACM City One, 950 kg ağırlığında. 34 HP gücündeki elektrikli motoruyla 110 km/s hıza ulaşabilen ACM City One, 24 kWh bataryaları, her biri 2.5 kWh kapasiteli birer çanta biçiminde bagaj zemininde yer alıyor. 3 dakikada tam dolu bataryalarla değiştirilebiliyor oluşu da önemli bir avantaj sunuyor. 2023 yılında üretim bantlarından inmesi bekleniyor.

TAŞIMA İÇİN SAHNEDE: POLESTAR

Volvo'nun elektrikli otomobil markası olan Polestar, elektrikli kargo aracı Urban Sled ile şehir içi taşımacılığında nasıl yönlenebileceğini bizlere gösteriyor. 25 km/s hıza ulaşabilen 180 kg'lik taşıma kapasitesi sunabilen araç 2.2 kWh'lik bataryaya sahip.

3 D YAZICIYLA ÜRETİM : ZUV

Doğaya zarar vermeden geri dönüşüme sokulması gereken materyaller, geleceğin otomobillerinde kullanımı artacak. Bu konuda ZUV markası plastik atıklardan geri dönüştürülerek üretilen bir gövde kullanıyor. Üç tekerlekli, elektrikli araç 3D yazıcı kullanılarak üretilebiliyor. Bu tip araçların artması uygun maliyetle şehir içi ulaşım ve kargo nakliyesi sorunlarına çözüm olacaktır.

İÇTEN YANMALIYA VEDA: MERCEDES-BENZ EQG CONCEPT

Yollara hızlı bir şekilde birçok elektrikli otomobil çıkartmaya başlayan Mercedes-Benz'in en ilginç konseptlerinden biri, EQG Concept. İlginç olmasının sebebi, markanın kült modellerinden biri olan G Serisi'nin de içten yanmalı motora veda etmesi. Dayanıklılık konusunda referans niteliğindeki bir otomobilin elektrikli altyapı ile iddiasını sürdürebileceğini gösteriyor.

AKILCI ÇÖZÜM: TOYOTA C+WALK T

150 mm yükseklik ile kolay iniş-biniş sağlayan üç tekerlekli araç tek kişilik alanı kaplamasıyla şehrin kalabalığında için yayalarla da iletişim içinde olan akılcı bir çözüm olarak planlanmış. Çıkarılabilir lityum iyon bataryaya sahip araç, yaklaşık 2.5 saatte tamamen şarj edilebiliyor. Ortalama bir yayanın yürüme hızlarında ilerlediğinde, tek şarj ile yaklaşık 14 km yol kat edebiliyor. 0.59 metre dönüş yarıçapıyla ise olduğu yerde dönüş yapabilme avantajına sahip.

HEYECANLI BEKLEYİŞ: FOXTRON

Apple için iPhone üreten Foxcon'un elektrikli araçları yollara çıkmaya gün sayıyor. Önümüzdeki yıl Çin'de yollara çıkması planlanan aracın Model C ve Model E konseptleri heyecan uyandıran verilere sahip. Crossover karoserindeki Model C, 700 km menzil sunarken, 0-100 km/s hızlanmasını sadece 3.8 saniyede tamamlıyor. Model E ise Pininfarina tasarımıyla oldukça sportif görünen dört kapılı bir sedan. Dijital aynalar kullanılan Model E'nin mobil bir ofis gibi kullanılabilmesi için koltukları 1+2 olarak ayarlanabiliyor. 750 HP gücüyle 2,8 saniyede 0-100 km/s hızlanma sağlayan otomobilin menzili 750 km olarak açıklanıyor.

SAATTE 75 KM: CITROEN AMI

Türkiye yollarında boy göstermeye başlayan ancak henüz resmi olarak satışına başlamamış olan Citroen AMI tam bir şehir içi mobilite çözümü. 2,41 metre uzunluğunda, iki kişilik elektrikli otomobil olan AMI, 45 km/s maksimum hıza ulaşabilen, 16 yaşındaki sürücülerin B1 ehliyeti ile kullanabildiği bir otomobil. Şebeke hattı 220 V'den 3 saatte tamamen şarj olabilen AMI ile 75 km mesafe yol almak mümkün.

OTONOM SÜRÜŞ: JAGUAR LAND ROVER PROJECT VECTOR

Geleceğin ulaşım yönetiminin araç sahipliği ve paylaşım konularının birlikteliğiyle süreceğini belirten Jaguar Land Rover markası yetkilileri, sıfır emisyon planları gereği yeni mobilite çözümlerinden Project Vector ile de geleceğe ışık tutuyor. Jaguar Land Rover'ın 4 metrelik kompakt boyutlu modüler araç konsepti, elektrikli altyapısıyla otonom sürüş sunuyor. Motor ve bataryaların yer aldığı düz zemin üstündeki kabin kısmı, özel kullanım, paylaşımlı kullanım ya da eşya taşımak üzere tasarlanabiliyor.

2000 METRE YÜKSEKTE : CEZERI

Uçan otomobiller, geleceğin mobilite çözümü olarak hep ön plandaydı. Bu konuda adımlar atılmaya devam ederken yerli üretim konusunda da gelişmeler var. Yerli uçan otomobil konsepti Cezeri, Baykar Savunma tarafından geliştiriliyor. Bu tip konseptlerin son kullanıcının ulaşabilmesi ya da yönetebilmesi için henüz çok erken olsa da kurumlar tarafından işletilmesi mümkün. Aklımızdaki uçan otomobil fikrinde bir süre tekerlekleri üzerinde ilerleyen istenildiğinde de havalanabilen otomobil konseptinden farklı olarak Cezeri, insan taşıyan bir drone gibi görünüyor. Karbon fiber gövdeli Cezeri'nin kabini yolcu ya da kargo için tasarlanabiliyor. Elektrikli motorlarla çalışan pervaneleriyle 2000 metreye yükselebilen Cezeri'nin seyir hızı 100 km/s olarak açıklanıyor. 1 saat havada kalabilen Cezeri'nin bataryalarının tam dolumu için 1 saat yeterli olabiliyor.

MODÜLER PROJE: LINCS

İngiliz Electric Assisted Vehicles Limited şirketi tarafından LINCS (Lightweight Inner-City Solution) isimli modüler elektrikli otomobil projesi de ortaya çıktı. Alüminyum mimariden yükselen çoklu kullanım ihtiyaçlarına yönelik konseptlerden olan LINCS, 160 km menzil sunabilen, çift elektrikli motorlu, otonom sürüş de sunabilen bir araç olarak geliştirilmiş. Teknolojisi kadar aslında bu model bize geleceğin otomobil üreticilerinin popüler otomobil markalarından farklı girişimlerle devam edebileceğini gösteriyor.

ELEKTRİKTE ISRARLI

Borusan Otomotiv, daha fazla elektrikli araç satışı ve karbon ayak izini azaltma yönünde belirlediği kriterlerle geleceğe hazırlanıyor. Borusan İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, "Yeşil Mutabakat ve Karbonsuzlaşma Komitesi çalışmaları kapsamında ekosistemin onarımına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz" diyor.

Sürdürülebilirlik ve elektrikli mobilite vizyonu doğrultusunda otomotiv distribütörlüğü alanında ilk Yeşil Finansman (Green Loan) kredisine imza atan kurum, üç yıl vadeli 45 milyon euro tutarındaki bu krediyi de yine elektrikli ve hibrit otomobillerin ithalat finansmanında kullanılacak.

Otomotiv sektöründeki dönüşüm pandemi süreciyle birlikte daha da hızlandı. Elektrikli devrim diye adlandırabileceğimiz bu dönüşüm, tüketicilerin çevre dostu ürünlere yönelik artan talebi ve hükümetlerin iklim değişiminin etkilerini azaltmak üzere sıkılaştırdıkları regülasyonlar neticesinde otomotiv üreticilerinin bu yöndeki planlarını erkene çekmelerine yol açtı.

"Distribütörü olduğumuz BMW, MINI, BMW Motorrad, Jaguar ve Land Rover markaları da bu dönüşümde önemli roller üstlenmiş durumda" diyor Tiftik, "2012'de tamamen elektrikli BMW i3 modeliyle başladığımız elektrikli mobilite yolculuğumuzda, bu yıl BMW'den üç, Jaguar'dan bir ve MINI'den bir olmak üzere tamamen elektrikli beş farklı modeli müşterilerine sunan tek otomotiv şirketi olmanın gururunu yaşayacağız. Bu çerçevede BMW Group'un önümüzdeki 10 yılda 10 milyon elektrikli otomobil üretme he- define paralel olarak BMW ve MINI markalarımızın toplam satışlar içindeki elektrikli araç payını 2030'da yüzde 75'e çıkarmayı amaçlıyoruz."

TERMOPLASTİK KULLANIMI

Jaguar Land Rover'la ise Reimagine stratejisi kapsamında; 2039'a kadar tedarik zincirinden, ürünlerine ve operasyonlarına kadar tüm alanlarda karbon nötr olmayı hedefliyor. "2030'da Türkiye'de satılan Jaguar Land Rover grubu toplam satışlarının yüzde 70'inin elektrikli otomobiller- den oluşmasını hedefliyoruz." Yeni ve çevreyi daha az kirleten malzemelerin kullanımına ağırlık verecek olan şirket, sürdürülebilir premium kalitenin yeni standartlarını belirlemek için arge çalışmalarını sürdürüyor. Grubun 2030 hedefleri arasında ortalama yüzde 40'ı geri dönüştürülmüş malzeme içeren termoplastik kullanımı bulunuyor.

ELEKTRİKLİ YAŞAM

Otomotiv sektörü, yaklaşık 135 yıllık tarihindeki belki de en önemli değişimlerden birini yaşıyor. Elektrikli araçlar üzerine kurulu mobilite çözümlerinde eksponansiyel bir artış söz konusu. Özellikle Avrupa'da bu değişim çok hızlı. "2019'da Avrupa'daki elektrikli araçların tüm pazar içinde aldığı pay yüzde 1 iken, 2021'de yüzde 10 seviyelerine geldi.

2035'ten sonra emisyonsuz araçlara geçiş neredeyse tüm markaların hedefinde bulunuyor" diyen Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan bu değişimdeki en büyük atılımları gerçekleştiren markaların başında Mercedes-Benz'in geldiğini belirtiyor. "CASE adını verdiği çatı stratejisini daha da vurgulayan uygulamaları hızla devreye alıyoruz. CASE, dört farklı kulvarın baş harflerinden oluşan bir kısaltma aslında. Bunlar; "Connected"- Bağlanabilirlik, "Autonomous"- Otonom, "Shared & Services"- Araç Paylaşımı ve Hizmetler ve "Electric"- Elektrikli Araçlar. An itibarıyla bu dört başlığın tamamı için yatırımlarımızı sürdürüyor ve otomotiv dün- yasının geleceğini yansıtma- ya çalışıyoruz."

YÜZDE 100 ELEKTRİKLİ

10 yıl içinde, koşulların izin verdiği tüm pazarlarda tamamen elektrikliye geçmek için hazırlıklarını hızlandıran Mercedes-Benz, sadece elektrikli araçlar üzerine kurduğu bu stratejik adımla birlikte, 2022'ye kadar tüm segmentlerde, batarya elektrikli araçlara sahip olmayı planlıyor. 2025'ten itibaren ise pazara sunulan tüm araç platformları tamamen elektrikli olacak. "2022'den itibaren dünya çapındaki tüm Mercedes-Benz fabrikaları elektrik enerjisini yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edecek. Böylelikle sürdürülebilirlik yo- lunda bir kilometre taşına daha ulaşmış olacağız."

Mercedes-EQ markalarıyla ise her yaştan, her kitleye hitap etme ve farklı ihtiyaçlar için farklı çözümler sunma geleneğini devam ettirdiklerini anlatan Bekdikhan iddialı konuşuyor: "Bu sene sonun- da Türkiye'de satışa sunmayı planladığımız EQS modelimiz ile birlikte dünya ve gelecek için önemli olan pek çok soyut kavramı somut olarak ortaya koyuyoruz. Sürdürülebilirlik, inovasyon, performans, teknoloji ve çok daha fazlasını aynı formda, olabilecek en iyi şekilde buluşturuyor ve dünyaya armağan ediyoruz. EQS, Mercedes-Benz için bu yeni çağın sadece başlangıcını temsil ediyor."

HİDROJENDE ÖNCÜ ROL

Hyundai, dünyanın en büyük entegre tesis- lerine sahip otomotiv devleri arasında geliyor. Aynı zamanda üç farklı otomobil markasına da çatı görevi görüyor. Dünya genelinde 75 binden fazla çalışanı olan Hyundai'nin uluslararası marka araştırma şirketi Interbrand'e göre değeri 14 milyar dolardan fazla. Yine aynı araştırmalarda 36'ncı marka olarak ilk 100'ün içinde bulunan Hyundai, otomotiv dışında da oldukça aktif ve iş kolları arasında inşaat, çelik, ağır vasıta, demiryolları, tren ve uluslararası taşımacılık gibi faaliyetler bulunuyor.

Türkiye'de 30 yıldan fazla bir geçmişi olan şirket, yatırımlarında geleceğe odaklanmış durumda. Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, "Global anlamda insan hayatını kolaylaştıran akıllı mobilite çözümleri sağlayıcısı olmak için çalışmalar yürütüyor, gerek elektrikli gerekse otonom sürüşe sahip otomobillerimizle geleceğe yatırım yapıyoruz. Hatta alternatif yakıtlı otomobillerin arasında yükselen değer olarak öne çıkan hidrojende de oldukça etkili bir yol haritası çıkardık" diyor.

Hyundai, 2040 yılına kadar hidrojende öncü rol alarak ilerlemeyi hedeflerken aynı zamanda her tür mobilite için temiz sürdürülebilir enerjiye yönelik liderliğini de devam ettiriyor. "Hyundai, 2028'e kadar mobilite yatırımlarının yanı sıra tüm modellerinde cesur bir strateji izleyerek, sektörü yeniden şekillendirmeye ve sürdürülebilir temiz bir geleceği gerçekleştirmeye yardımcı olacak."

Ana hedef ise hidrojeni herkes, her şey ve her yerde kolayca kullanılabilir hale getirmek. Grup ayrıca, 2030'a kadar bataryalı elektrikli araç (BEV) ile yakıt hücreli elektrikli araçların (FCEV) arasındaki fiyat farkını da en aza indirgemeyi planlıyor. "Hyundai'nin 2040'a kadar kesintisiz olarak uygulamayı planladığı bu hidrojen vizyonu, sadece ulaşımda değil, aynı zamanda daha geniş endüstri ve sektör alanlarında da devreye girecek."

ELEKTRİFİKASYON TRENDİ

Otomotiv sektöründeki en belirgin ve en önemli trendin elektrifikasyon olduğunu anlatan Berkel, "Tamamen pilli elektrikli otomobiller kadar hibritler, plugin hibritler ve hatta hidrojen yakıt hücreli elektrikli otomobiller de otomotiv dünyasının en yeni teknolojik gelişimlerini ve değişimlerini kapsayacak." 2040'a kadar birçok segmentte tamamen elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli elektrikli modellerin yaygınlaşmasını hedefleniyor. Geleneksel içten yanmalı motorlar ise önümüzdeki 10 yıl içerisinde yerini tamamen alternatif yakıtlı motorlara bırakacak.

KRİTİK EŞİK

Bugün Avrupa başta olmak üzere tüm dünya, doğa dostu otomobiller konusunda ciddi kararlar alıyor ve katı regülasyonlar uygulama yolunda adımlar atıyor. Toyota da bu hedef doğrultusunda 2025'te Avrupa'da çevreci teknolojiler ile donatılmış araç satışlarını 1,5 milyon adede, pazar payını ise yüzde 7'nin üzerine çıkarmayı planlıyor.

Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO'u Ali Haydar Bozkurt, "Herkes için mobilite felsefemize dayanarak araçların tüm yaşam döngüsü boyunca CO2 emisyonlarını daha da azaltmaya katkı sağlayacak elektrifikasyon stratejilerini sunmaya devam ediyoruz" diyor.

Elektrikli otomobiller için teknoloji hızla değişip, gelişiyor. Avrupa'nın belirlediği 2035 tarihine Türkiye açısından baktığımızda ise yeni bir bataryanın bulunması ve maliyetlerin aşağı çekilmesi çok önemli bir konu. "Avrupa Komisyonu'nun 14 Temmuz tavsiye kararıyla AB'de 2035'ten itibaren yeni araçların sıfır emisyonlu olmasını zorunlu tutan yeni önerisi sunulmuş durumda. Bu açıdan baktığımızda; belirlenen 2035, tüm bunların hayata geçmesi için dar bir zaman olduğuna işaret ediyor" diyen Bozkurt sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ara geçiş olarak nitelendirdiğimiz bu süreçte hibritlerin halen en rasyonel çözüm olduğu görüşündeyim."

TAM ELEKTRİKLİ MODELLER

Hibrit üretmeye devam edecek olan Toyota, bu çalışmalarının yanı sıra hidrojeni de geliştirmeye odaklanıyor. Kurumun 2050 yılı çevre hedefi ise sıfır emisyon. Önümüzdeki dönemde tam elektrikli modellerin ürün gamlarında yer alacağını belirten Bozkurt, elektrikli Toyota bZ4X modelinin konsept versiyonunun gösterildiğini anlatıyor.

"Ön gösterimi gerçekleştirilen bu yeni konsept, sıfır emisyonlu bataryalı elektrikli araçlar serisinin ilki olarak öne çıkıyor." Aracın üretim versiyonunun ise 2022'nin ortasında satışa sunulması planlanıyor. Toyota, 2025'e kadar 7 Toyota bZ modeli dahil olmak üzere globalde 15 bataryalı elektrikli model sunmayı hedefliyor.

Covid-19 sonrasında sürecin etkilerini hala yaşadıklarını anlatan Bozkurt, "Bazı yedek parçaların tedarik edilememesi, çip krizi gibi belirsizlikler devam edecek gibi görünüyor. Çip krizinin 2022 ortaları veya sonunda biteceği öngörülüyor. Bu durumun maliyetlere yansıması da bekleniyor" diyor. Gelecek yıl pazarın bir milyon adede ulaşmasının olası olduğunu anlatan Bozkurt, "Çünkü ertelenen talep var. Türkiye artık çok büyüdü, ihtiyaç artıyor. Bundan dolayı gelecek sene pazar 1 milyonu işaret ediyor."

BİZE ULAŞIN