Doğa tasarımın merkezinde
Geçen yılı yüzde 3,5 oranında küçülme ile kapatan inşaat sektörü 2022'den umutlu. Bir yandan pandemi krizinin yaralarını sararken, bir yandan da pandemiyle şekillenen yeni rekabet ortamına uyum sağlamak için hazırlıklarını sürdürüyor. Home-Office tarzı, yeşile duyarlı, dış dünya ile daha çok iletişim kurabilen binalar geleceğin mimarisinde ön plana çıkacak.
Ayfer Arslan / INBUSINESS
Türk ekonomisinin lokomotifi inşaat, küresel salgından en fazla hasar alan sektörler arasında yer aldı. Covid-19 salgınının başladığı ilk aylarda belirsizlik nedeniyle tüketicilerin konut talebini ötelemesi, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, yüksek kredi faizleri ve artan hammadde fiyatları sektörde bir anda işlerin bıçak gibi kesilmesine yol açtı.
2020'nin ilk çeyreğinde neredeyse durma noktasına gelen sektör, geçen yıl alınan iyileştirme önlemleri ile toparlanarak tüm zamanların konut satış rekorlarını kırmıştı. Konut satışlarındaki hareketlenme ile 2020'nin üçüncü çeyreğinde yüzde 6,4 büyüyen sektör, son çeyrekte yaşanan yüzde 12,5'lik keskin daralmayla geçen yılı yüzde 3,5 oranında küçülme ile kapatmıştı.
OLUMLU SİNYALLER
2021'in ilk çeyreğinden itibaren ise inşaat sektöründe yeniden bir hareketlenme gözleniyor. Geçen yılın ilk yarısında yüzde 5,3 daralan sektör bu yılın aynı döneminde yüzde 3,2 büyüdü. Sektördeki toparlanmanın bir diğer işareti ise TÜİK tarafından açıklanan ilk dokuz aylık konut satış rakamları. Türkiye genelinde konut satışları Eylül 2021 dönemin- de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,6 artış gösterdi.
İşte bütün bu göstergeler sektördeki toparlanmanın birer sinyali... Ayrıca Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye'nin 2021'deki büyüme tahminini yüzde 3,6'dan yüzde 5,9'a çekti. İkinci çeyrekte küresel salgının etkisinin azalacağı beklentisi ile birlikte bu yıl inşaat sektöründe yüzde 4, inşaat malzemeleri sanayisi üretiminde de yüzde 6-7 civarında büyüme öngörülüyor.
Yurt içinin yanı sıra yurt dışında da sektör hareketli günler yaşıyor. Türk Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, geçen yıl Covid-19 salgınının kuşatması altında kayıp yaşayan yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin, bu yıl aşılama çalışmalarının büyük etkisiyle toparlanma sürecine girdiğini belirtiyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre; geçen yıl Türk müteahhitler, yurtdışında toplam 15,2 milyar dolar tutarında 356 proje üstlenmiş. Bu yıl ilk 9 ayda toplam 17,7 milyar dolar tutarında 167 proje üstlenen sektör yıl sonunda ise 20 milyar dolara ulaşmayı hedefliyor.
DENEYİM AVANTAJI
Tüm bu gelişmelerin pozitif beklenti yarattığı sektörün geleceğe ilişkin umutları bir hayli yüksek. Çünkü GSYH'dan yüzde 5,4 pay alan inşaat sektörünün toparlanması Türk ekonomisinin büyümesi açısından da büyük önem taşıyor. Yaklaşık iki milyon kişiye istihdam sağlayan sektör 200'ün üzerinde alt sektöre oluşturduğu talep ile öne çıkarken, yurtdışında da artık bir marka haline geldi.
Sektörün güçlü yönlerine bakılırsa devamının da güçlü bir şekilde geleceği aşikar. Türkiye'nin coğrafi konumu lojistik açıdan, çevresinde hızlı büyüyen pazarlara nüfuz etmek için büyük bir avantaj. KPMG Türkiye İnşaat Sektör Lideri Engin Ölmez'e göre inşaat sektörü yeterli sayıda deneyimli mühendis ve teknik personele sahip.
Çelik ve çimento gibi güçlü alt sektörlerin varlığı, çok çeşitli ülkelerde ve proje türlerinde kazanılmış zengin uluslararası deneyim, süreklilik taşıyan konut talebi ve yeterli yerli makine ve malzeme yan sanayi de güçlü yanlarımız. Yüksek kentsel dönüşüm ihtiyacı, sektörün orta ve uzun vadede geleceğini güvence altına almasını sağlıyor.
Devletin yurt içi ve yurt dışı projelere olan desteği, sektörde ve özellikle yurt dışı müteahhitlik projelerindeki tecrübe ve itibarın yüksek olması da sektörün bir diğer avantajı. Ulaşım, sosyal ve altyapı tesis ihtiyaçlarının sürekli artması, komşu ve diğer ülkelerde inşaat yatırımlarına duyulan ihtiyaç da sektörün büyümesi için elverişli bir ortam sunuyor. Tüm bunlar büyümenin devamlılığı açısından birer fırsat teşkil ediyor.
EN BÜYÜK HANDİKAP
TMB Başkanı Erdal Eren'e göre yurt dışında artık bir marka haline gelen sektörün zayıf noktası ise finansman temini. Bu sorunun çözümüne ilişkin ise Müteahhitler Birliği olarak Türk Eximbank, bankacılık sektörü, uluslararası kalkınma bankaları ve ihracat kredi kuruluşları ile görüşmeler içerisinde olduklarını belirtiyor.
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ve Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım ise konut üreticilerinin faaliyetlerini daha sağlıklı sürdürebilmek için çok önemli üç ayrı konuda çözüm üretmeye çalıştığına dikkat çekiyor: Artan maliyetler, yüksek faiz yükü ve bozulan finansman yapıları nedeniyle inşaat sürelerinde yaşanan gecikmeler ve buna bağlı olarak ortaya çıkan hukuki sıkıntılar... Durbakayım'a göre geçen yıl kamu bankalarının uyguladığı yüzde 0,64-0,69 bandındaki faiz seviyelerine inilmediği sürece 'kira öder gibi ev kredisi' ödenmesi çok zor.
4.0 VE SONRASINA
Eren, sektörde 'İnşaat 4.0 ve sonrası' olarak tanımlanan dönüşümün pandemi öncesinde başladığına işaret ediyor. Bu süreçte sektörde dijital ikizler, siber-fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, blok zincir, sanal/artırılmış gerçeklik, yapay zeka gibi yeni teknolojiler, akıllı ve modüler inşaat gibi yeni üretim modelleri ile bunların yönetimi için yeni yaklaşımlar ön planda olacak.
Sektör dijitalleşmenin şekillendireceği orta ve uzun vadeli geleceğe hazırlanırken konut üretim stratejisini de değiştiriyor. Gelecek dönemde büyük montanlı projeler yerine, hareket kabiliyeti yüksek orta ölçekli projeler odak noktası olacak. Ayrıca home-office tarzı yeşile duyarlı dış dünya ile daha çok iletişim kurabilen binalar geleceğin mimarisinde ön plana çıkacak gibi görünüyor.
HEDEF 750 MİLYAR DOLAR - Erdal Eren - TMB Başkanı
"Sektörün orta ve uzun vadeli büyüme stratejisini gelince, Eren TMB olarak 'ekonomik yönden verimli, rekabet gücü yüksek, topluma karşı sorumlu, çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir gelişme' hedefinden söz ediyor. "Vizyonumuz; yurtiçi yapılanmanın yanı sıra dünya taahhüt sektöründe ağırlığı olan ve bölgesinde lider 'Türk Müteahhitliği' markasını oluşturmak" diyen Eren, bu çerçevede yurtdışında yılda 20 milyar dolarlık yeni proje hedefinin, orta vadede 50 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Böylece inşaat sektörünün toplam yurtdışı proje büyüklüğünün bugünkü 440 mil- yar dolarlık seviyesinden 2030'larda 750 milyar dolara yükseltilmesi hedefleniyor."
SÜRDÜRÜLEBİLİR HAREKETLER...
Tüketici talepleri ve ihtiyaçlarındaki değişimi yakından takip eden Tahincioğlu Gayrimenkul projelerini buna göre dizayn ediyor. Kurumun Genel Müdürü Mustafa Çakmak, " Şirketimizin sürdürülebilirlik iddiası, yeni konut üretimi için arazi ve lokasyon seçimi ile başlıyor" diyor. Su, enerji ve diğer kaynakların verimliliğini, inşaat süreci ve sonrası için ayrı ayrı planladıklarını anlatan Çakmak, "Üzerinde çalıştığımız tüm projelerde bu kriterlere özen gösteriyoruz" diyor.
Nitekim, Tahincioğlu açısından gelecek dönemde teknolojik alt yapının yenilenmesi ve dijitalleşmenin önemi artacak. Tüm projelerde en yeni teknolojileri kullandıklarına vurgu yapan Çakmak, "Pandemi döneminde teknolojiyi daha fazla kullanmaya başladık. Bu durum yaşam alanlarımızı seçerken de ön plana çıkmaya başladı. Yaşayacağınız binanın yangın, asansör teknik alt yapısı, binanızın en son teknoloji ile depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olması, ev içerisinde hayatımızı kolaylaştıran teknik kullanımlar eve değer katan unsurlar haline geldi" sözleriyle sektördeki değişimi özetliyor.
Şirket, ofis binalarında ise tasarımlarını A sınıfı ofis kriterlerine uygun olacak şekilde oluşturuyor. Bina teknolojisinin yanı sıra daire sakinlerinin yaşamlarını daha da kolaylaştırmak adına mobil aplikasyonlar da geliştiriliyor.
AR-GE'YE ODAKLANACAK
Çakmak, Tahincioğlu Gayrimenkul olarak geleceğe hazırlanırken ulusal ve uluslararası yatırımcıların beklentilerine uygun maliyet, kalite ve sürede projeler üretmeye devam edeceklerini belirtiyor.
Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem vererek sektörün gelişimine yön veren projelere odaklanacaklarını söyleyen Çakmak, Tahincioğlu olarak sektörde kendilerini, dünyaca tanınan inşaat firmaları arasında yer alacak şekilde konumlandıracaklarını belirtiyor. Çakmak, bu hedef doğrultusunda gayrimenkul geliştirme işine ek olarak farklı iş kollarında da hizmet vermeye başladıkları- na da sözlerine ekliyor.
BETONSUZ BİR DÜNYA MÜMKÜN
Yeşile ve doğaya yakın evler gayrimenkul alıcısının yeni gözdesi olurken, konut üreticileri de projelerini buna göre oluşturuyor. Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt'un ana gündem maddelerinden biri de yatırımcının konuta olan bakış açısının ve beklentilerinin değişimi.
Taleplerin bu değişim çerçevesinde yeniden şekillendiğini belirten Özyurt'a göre gelecek dönemde daha az katlı, bahçeli ve geniş balkonlu konutlar gözde olacak. Konut üretiminde ise doğaya zarar vermeyen veya zararı minimum ölçüye indirgeyen malzemeler kullanılacak. Beton daha az veya hiç kullanılmayacak.
Çelik evlere doğru bir yönelim olduğunu söyleyen Özyurt, sektörün daha çevreye duyarlı stratejilerle yeni projeler üreteceğine inanıyor. Yani arıtma sistemleri olan, güneş enerjisi gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarından enerji üreten projeler ön plana çıkacak. Kurumsal tarafta ise sosyal mesafe endişesi nedeniyle daha geniş metrekareli ofislere talep artacak.
ŞANTİYELERDE DÖNÜŞÜM
Tabii salgın sadece tüketici alışkanlıklarını değil, inşaat sektöründe kurumların iş yapış şekillerine de yansıyor. Özyurt'un anlattıklarına bakılırsa sektör gelecekte belki de bilim kurguyu andıran gelişmelere sahne olacak. Yeni projelerde robotik teknolojile- rin entegrasyonu ivme kazanacak.
Özellikle binaları dezenfekte eden, temizleyen ev teknolojilerine yönelik tasarımlar öne çıkacak. İnşaat atıkları geri dönüşümle yeniden ekonomiye kazandırılacak. Özyurt'a göre, organik atık ve mantar sporlarıyla yetiştirilebilecek yapı malzemeleri geliştirilebilecek. Eski nesil bir binanın atığı yeniden kullanılarak, yeni nesil binalar için malzemeye dönüştürülebilecek.
ISMARLAMA TERZİ İŞİ
Peki teknoloji ile şekillenecek geleceğin dünyasına Özyurtlar Holding nasıl hazırlanıyor? Özyurt, bu sorularımıza karşılık "Biz 'ısmarlama terzi işi gibi' hep talebe göre konut ürettik. Neye ihtiyaç varsa o doğrultuda üretim yapacağız" yanıtını vererek aslında bir anlamda değişimi yakından takip ederek projelerini ona göre şekillendireceklerini ifade ediyor. Doğa dostu konut ve işyeri üretimi öncelikleri arasında.
ANADOLU AÇILIMI
Teknik Yapı gelecek dönemde büyük montanlı projeler yerine 500 ile bin konutluk projelere odaklanacak. Şirket aynı zamanda Anadolu açılımına da devam edecek. Pandemi nedeniyle inşaat sektörünün yaklaşık 1,5 yıl kaybettiğinden yakınan Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, sektörün toparlanması ve büyümesi açısından pandemi sürecinin tam olarak mücbir sebep sayılmasını, inşaat bitirme süreçlerinin de bu kapsamda yeniden ele alınmasını istiyor.
Teknik Yapı olarak konut üretim stratejisinde değişiklik yaptıklarını söyleyen Durbakayım, hedeflerini şöyle aktarıyor: "Büyük montanlı projeler yerine, hareket kabiliyeti yüksek orta ölçekli, yani 500 ile bin konutluk projelere odaklanmayı planlıyoruz. Home ofis tabanlı, yeşile duyarlı dış dünya ile daha çok iletişim kurabilen mimari planları masaya yatırmayı düşünüyoruz. Bu süreçte Anadolu açılımımız sürecek. Başta İzmir olmak üzere Ege ve Akdeniz'deki yenileşme ve kentsel dönüşüm çalışmalarına katkı vermeyi hedefliyoruz."
UNUTULMAYACAK MİRAS
Yurt içi ve dışında yılda 100 milyona yakın yolcuya dokunan TAV Havalimanı İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, havalimanı özelleştirmeleriyle yepyeni bir sektöre girdiklerini söylüyor.
TAV'ın 20 yılda 50 bin kişinin istihdam edildiği, sekiz ülkede 15 havalimanı işleten bir şirket haline geldiğini ifade eden Sani Şener, gelecek kuşaklara bırakacağı mirasla ilgili TAV'dan yola çıkarak şunları aktarıyor:
"Kişisel başarıların peşinde koşanlar çabuk unutulur ve bıraktıkları miras hiçbir şeye yaramaz. Biz havalimanı yapım ve işletmeciliğinde küresel bir marka yaratmak,T ürk yeteneklerinin küresel bir insan kaynağı olmasını sağlayabilmek için uğraştık. Bizden sonrakiler bu miras üzerinden kendi dönemlerinin teknolojisini, bilgisini yakalayarak bambaşka bir boyuta getireceklerdir."