Afganistan'daki savaşın perde arkası
ABD'nin dünyadaki siyasi ve askeri derinliğini ciddi olarak sorgulatan bu geri çekilmenin orta ve uzun vadeli etkilerinin neler olabileceğini bugünden çözümlemek bir hayli zor. Bununla birlikte ülkemizin de güvenlik ve ekonomik geleceğini direkt etkileyebilecek bu durumun üzerinde durmamız gerekiyor.
Ahmet Akyıldız / Ekonomik Araştırmalar Uzmanı Yatırım Finansmanı
Afganistan kendi içinde alışık olmadığımız siyasi doktrinlerle yönetilen bir ülke konumundaydı. Bununla birlikte aşiretlerin güçlü etikisi, herkesin küçümsediği Taliban'ın iktisadi hayattaki yerini pekiştirmesi yaşanan sıkıntıların ana kaynağıydı. Enerji temelli güç savaşında Taliban'ın sorumsuz ve anormal talepleri, bununla birlikte son yıllarda Afganistan hükümetinin halkın çıkarlarına ters gelmesine rağmen siyasi inatçılığı ve iktidar ihtirasından vazgeçememesi iplerin kopmasında ana unsurlardı.
Rusya'nın düşük doğalgaz ve Brent talepler neticesinde gelir oluşturma kapasitesinde kırılganlığını koruması, Çin'in büyük bir emlak krizinin pençesinde çeşitlendirmeye gitme çabası, global güç savaşlarının yenden Afganistan toprakları üzerinde yaşanmaya başlamasında kritik bir eşikti.
Evergrande'den kaynaklı 310 milyar dolarlık bir batığın nasıl bir krize sebep olacağını kimse bilmemekte. Konusu açılmışken beyan edelim Çin'in sadece bu krize yönelik olarak Çin Merkez Bankası üzerinden piyasalara 13,9 milyar dolarlık fonlama yaptığı açıklanmış durumda. Bu açıdan Çin'in iç talepte ve cari noktada yaşayabileceği sıkıntıları Afganistan ve Pakistan üzerinden sübvanse etmek isteyeceğini öngörmekteyim.
Özellikle enerji çeşitlendirmesi noktasında sıkıntılar yaşayan Çin'in İran ile istediği kapasitede çalışma fırsatı bulamaması Afganistan denklemini daha da özel kılıyor. Enerji savaşlarının altyapısına baktığımızda Orta Doğu'ya benzer şeklde farklı etnik unsurların br arada yaşadığını gözlemliyoruz.
Enerji havzalarına yakın şekilde konumlanmış Peştun kabileleri nüfusun yüzde 40'tan fazlasını oluşturuyor ve genel olarak Afganistan'ın güneyinde yer alıyor. Bunun yanı sıra Özbekler, Hazaralar, Tacikler ve Türkmenler yoğun olarak ülkenin kuzeyinde bulunan azınlıklar. Özellikle Çin ve Rusya'nın siyasi olarak ülkenin kuzeyinde konumlandığını belirten uzmanlar, yakın gelecekte daha da sıcak bir gündemin oluşmasından endişe ediyor.
PAKİSTAN'IN ENERJİ KORİDORU
Perde arkasında yaşanan gerilimlerin bir diğer ayağı ise Pakistan tarafından İran ve Orta Asya'dan petrol ve doğal gazı taşıyacak bir enerji koridoru projesini masa üstüne konması. Bu noktada arka bahçe olarak adlandırılan Afganistan'ın stratejik konumu öne çıkıyor. Halkın neredeyse 50 senedir birbiriyle, 40 senedir dış devletlerle yaşadığı kitlesel sorunlar toprak altındaki hazinelerin emperyalist güçlere hizmet etmeye devam etmesinin tek sebebi.
Petrol, doğalgaz ve kömür gibi enerji minerallerinin yanında bakır, demir, altın, tuz, klinker, kireç taşı, kil ve mermer yataklarına sahip bir ülkenin bu denli fakir olması, hakir görülmesi inanması güç bir durum. 80 milyon ton kömür rezervi, Zarkashan ve Sampty yataklarında bekleyen 20-25 ton civarı altın rezervi, sadece Amu Darya ve Afgan Tajik Havzalarında altı adet petrol, sekiz adet doğalgaz rezervi, 40 farklı renkte yaklaşık 35 çeşit mermer çeşidi, 240 milyon ton bakır rezervi, Bamyan ilindeki 110 milyon ton demir rezervi, Panjher Vadisinde paha biçilemeyen zümrüt yatakları ülkeye neden durmadan demokrasi getirilmeye çalışıldığının temel göstergeleri. Dünyada eğitime ulaşamayan milyonlarca insan varken, her gün G-8 ülkeleri dahil ırkçılık tavan yapmışken Afganistan'da yaşanan sorunlar karşısında 'kaygılıyız' açıklaması yapan ülkelerin neden kaygılandıklarını anlamak güç olmasa gerek.
RUSYA'DAN DENGELİ POLİTİKA
Olaya Rusya penceresinden baktığımızda daha dengeli bir politika yürütüldüğünü gözlemlemekteyiz. Soğuk savaş döneminden beri Taliban ile gerilim politikasından uzak duran Moskova'nın, mevcut değişim karşısında da itidalli tavrını koruduğunu gördük.
Rusya'nın irili ufaklı cepheler yerine geçiş döneminde Taliban ile orta yolu bulması makul bir beklenti. Rusya'nın gizli rakibi Çin Halk Cumhuriyeti'nin Afganistan ile ilişkilerini derinleştirmeye kararlı olduğunu Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying üzerinden açıklaması da altını çizmemiz gereken br durum. Enerji koridorlarının korunmasıyla birlikte direkt iç güvenliğe tehdit oluşturacak olaylara karşı da ülkemizin bu minvalde hareket ettiğini görmekteyiz.
Beş milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkemizin yeni bir Afgan akınına hazır olmadığını, ülke olarak bu hususa karşı hassas olduğumuzu görüyoruz.
TÜRKİYE AKİL OLMALI
Orta ve Güney Asya'nın kalbindeki Afganistan'ın ticaret rotalarının geleceğine sağlayacağı katkı küçümsenmeyecek seviyeye ulaşmış durumda.
Özellikle ülkemizin de ticari/iktisadi taraf olmaya başladığı Çin'in Kuşak ve Yol Projesi'ndeki atılımlarda Afganistan ve Pakistan'ın önemi her geçen gün artmaya devam edecek. Pakistan ve Afganistan ile süregelen siyasi ve ekonomik ortaklığımızın uzun vadede daha da artacağı br döneme girdiğimizi düşünüyorum.
Hem nükleer enerji potansiyelimizin çeşitlendirmesi hem de enerji sahalarımızın güvenliğinin sağlanması açısından Afganistan'ın sadece Afganistan olmadığını da farklı br bakış açısıyla düşünmemiz gerekiyor. Serbest piyasa ekonomisi kurallarının işlediği bir dünyada, her boşluğun çok hızlı bir şekilde doldurulduğuna onlarca kez şahit olduk.
Enerji savaşlarında da bu boşluğu dolduracak ülkelerin, paravan şirketlerin yer alacağını öngörmek için de elimizde onlarca done var. Her ülkeyle kazanımlarımızı ön plana çıkararak, akil şekilde hareket etmemizin getirileri mutlaka olacaktır.
Terazinin diğer kısmında yer alan Rusya'dan daha çok Çin ile ticari ilişkilerinin 'ticari' seviyede kalmasının bu konjonktürde yararlı olacağını düşünenlerdenim. Çin ile siyasi gerginliklerin beslendiği bir ortamda emtia, hammaddeye ulaşım risklerinin sanayi çevremize verebileceği etkilerin de göz önünde bulundurulmasının önceliğinin altını çizmek istiyorum.
TOGG markası ile elektrikli araç piyasasında yer almak isteyen Türkiye'nin her ülke gibi yaşadığı sorunların başında lityum ham maddesine ulaşım yer almakta. Elektrikli araba bataryası yapımından, güneş panellerinde ve rüzgar enerjisi için kullanılan bu cevherin değer ve eder 10 yıl içerisinde Uluslararası Enerji Ajansı'na göre 40 kat artacak seviyede. Lityumdan bakıra kadar yüz binlerce ton cevhere ev sahipliği yapan Afganistan'da, Afgan halkının da haklarını gözeterek 'sadece ticari amaçlarla' o bölgede faaliyet göstermemizin zaruri olduğu görülmekte.
Güç temerküzü ve sömürgeciliğin Afrika ve Orta Doğu'da sıradanlaştığı bir dünyada Afganistan tüm bunlara dur diyebilecek bir potansiyeli içerisinde barındırmakta. Sözlerime Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok sözünün sahibi Afganistan doğumlu Amerikalı yazar Khaled Hosseini'nin Uçurtma Avcısı kitabından bir alıntı le noktalamak istiyorum: "Senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler."