En iyiye çeyrek var
Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan sanayi sektöründe aşılamanın yaygınlaşmasına bağlı olarak yaşanan talep artışı çarkları hızlandırdı. Üretimde kapasitenin aşıldığı sanayi, son çeyrekte yeni rekorlar kırmaya hazırlanıyor. Araştırmamız ise sanayicinin 2022'ye yeni yatırım iklimiyle gireceğini ortaya koyuyor.
Arzu Kurum / INBUSINESS
Geçmişin de baz etkisiyle birlikte sanayide büyük bir başarı hikayesi yazıldı. Sanayinin bu yılki başarısı bir gurur abidesi oldu" diyerek söze giriş yapıyor İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan: "Büyümeye katkısıyla birlikte bir kez daha sanayinin gücü görüldü. Sanayi asla ve asla ihmal edilmemesi gereken bir sektör olduğunu gösterdi." Bahçıvan, sanayide ibrenin büyümeye döndüğünü işaret ediyor.
Türkiye ekonomisinin itici gücü ve lokomotifi olarak gösterilen sanayi sektöründe bir süredir çarklar hızlı bir şekilde dönüyor. Üretim kapasitesinin de yatırımların da iştahlı bir şekilde arttığı 2021'de son çeyrek için beklentiler bir hayli yüksek. Aşı çalışmalarının yaygınlaşması ve normalleşmeyle birlikte üretim ve satışların giderek artacağı bir döneme giren sanayi sektörü son çeyrekte yeni rekorlara hazırlanıyor. Yaşanan canlanmayı veriler de doğruluyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre sanayi üretim endeksi (takvim etkisinden arındırılmış) haziranda (2021) aylık bazda yüzde 2,3, yıllık bazda ise yüzde 23,9 artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırarak bakıldığında ise sanayi üretim endeksi 136 ile tarihi rekor kırdı. Yaşanan hareketlilik iş gücü verilerine de yukarı yönlü yansıdı. Yine TÜİK'in işgücü araştırması haziranda istihdamın arttığını gösterdi.
Bu kapsamda elde edilen sonuçlara göre mayıs ayındaki tam kapanmayı takip eden ve normalleşmenin başladığı haziran ayında işsizlik bir önceki aya göre 2,5 puan düşüşle yüzde 10,6 oldu. Toparlanmayla birlikte sanayicinin moral bulduğu sektörde, ihracatta da yüzler gülüyor. Yılbaşında 184 milyar dolar olan Türkiye'nin 2021 ihracat hedefi, önce 200 milyar dolar, sonrasında ise 200 milyar doların üzeri olarak revize edildi. 2021 sonu için belirlenen hedeflerin gerçekleşmesi halinde ise Türkiye, küresel ticaretten aldığı payı tarihinde ilk defa yüzde 1'in üzerine çıkaracak.
İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurullah Gür, faiz ve üretim maliyetlerinin yüksek olduğu bir dönemde sanayideki bu güçlü performansı tetikleyen faktörleri şu şekilde sıralıyor: "Aşılamanın Kuzey Yarım Küre'de hızlanmasıyla birlikte gelişmiş ülkelerde ekonomi tahmin edilenden daha hızlı toparlandı. ABD ve Avrupa ülkelerinin ithalat talebi arttı. Salgın döneminde küresel tedarik zincirlerinde meydana ge- len bazı aksaklıklar, Asya ülkelerine alternatif oluşturabilecek Türkiye gibi bazı üretici ülkeler için bir fırsat penceresi açtı.
Avrupa-Asya hattında taşımacılık maliyetlerinin artması belli açılardan Türkiye'nin işine geldi. Çin'den mal getirmek daha pahalı hale gelince Türkiye'den mal çekmek özellikle Avrupalılar için daha cazip oldu. Sanayiye sadece dış piyasa değil, iç piyasa da destek oluyor. Yüksek faiz ve enflasyona rağmen, iç talepte halen belli bir canlılık var."
Hızla toparlanma sürecine giren Türkiye ekonomisin- de önümüzdeki dönemde de bizi hareketli günler bekliyor. Hazır giyimden mobilyaya, beyaz eşyadan kimyaya kadar her sektördeki firmalar, üretim kapasitelerini en üst seviyeye çıkararak, yeni yatırımlar için harekete geçti bile. Sanayide yakaladığı ivmeyi yıl sonuna kadar sürdürmeyi hedefleyen iş dünyası, 2022'de bahar rüzgarları estirecek.
YATIRIM GÜNDEMDE ENFLASYON TAKİPTE
Sanayicilerin yılın son çeyreğindeki gündeminde ise yeni yatırımlar var. Bu noktaya dikkat çeken Bahçıvan, bir de uyarıda bulunmayı ihmal etmiyor: "Sanayici yatırım iklimine girmişken bu sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor." Öte yandan yüksek enflasyon ortamında sanayici yatırım yapmakta zorlanıyor. Bir de buna pandemiyle ilgili halen süren belirsizlikler de eklenince Erdal Bahçıvan, kaliteli büyümeyi destekleyecek yatırımlara daha çok ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaparak, 2022'de de sanayicinin gündeminde yeni yatırımın bulunduğunu ancak enflasyonu yakından takip edeceklerine işaret ediyor.
YÜZDE 1,5 HEDEFİ
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Şekib Avdagiç, 2021'i pandemiyle birlikte iş yapma kabiliyetlerini geliştirdikleri bir yıl olarak yorumluyor. Avdagiç, "Küresel çapta da talep arttı. Bu talep artışını fırsata çeviren ülkelerin başında da Türkiye geliyor. İmalat sanayi genelinde kapasite kullanımı Temmuz 2021'de yüzde 76,7 ile 1,5 yılın zirvesine ulaştı. 2021'in ilk çeyrek büyüme verilerinde de makine ve teçhizat yatırımlarında yüzde 30,5'lik artış dikkat çekmişti" diyor. Diğer yandan Türkiye'nin küresel ihracattan aldığı payın, yıl bitmeden ilk kez yüzde 1'in üzerine çıkması bekleniyor. Bu payın 2020'de yüzde 0,96 seviyesinde olduğunu hatırlatan Avdagiç, bunun ikinci önemli eşik olduğunun altını çizerek psikolojik sınırın geçildiğine dikkat çekiyor: "Şimdi tüm ihracatçılar olarak kısa vadeli ilk hedefimiz bu payı, yüzde 1,5'a çıkarmak olmalı. Rakamlar gösteriyor ki iş dünyamız 2021'de daha çok üretti, daha çok yatırım yaptı ve daha çok uluslararası arenada boy gösterdi. Türk sanayisi için önemli bir başarı. 2022'de bu artış ivmesinin süreceğine inanıyoruz."
BÜYÜMEDE LOKOMOTİF ETKİ
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da Covid-19'un ilk karantinalarıyla Nisan 2020'de dip seviyeleri gören imalat sektörünün, devam eden süreçte hızlı bir toparlanma kaydettiğine işaret ediyor. Sanayinin, büyümenin lokomotifi olacağını söyleyen Kaan'a göre sınırlamaların esnemesi ve aşılama faaliyetle- rinin hızlanmasıyla birlikte üçüncü çeyrek itibariyle toparlanma hızlanacak. İhracatın, Türkiye'nin güçlü büyümesinde belirleyici bir rol oynayacağını savunan Kaan, "Gerek lojistik güzergâhlarının kesişme noktasında yer almamız, gerek üretim gücünün giderek doğuya doğru kayması ve gerekse pandemi sürecinde ertelenen talebin gecikmeli ve artan şekilde piyasalara yansıması, Türkiye ekonomisinin muhakkak suretle değerlendirmesi gereken fırsat alanları olarak ön plana çıkıyor" diyor.
YATIRIMCI İŞTAHLI
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) iş dünyasının nabzını tuttuğu araştırmalarda ise pandeminin işletmeler üzerindeki etkisinin hafifliyor gibi görünse de hala devam ettiğini, bazı sorunların kronikleştiğini ortaya koyuyor. Bu kapsamda yılın ilk çeyreğinde yayımlanan bir araştırmaya katılan firmaların yüzde 41'i krizin etkilerini büyük ölçüde hissettiğini, yüzde 35'i de etkilendiğini ifade ediyor. Mikro ve küçük ölçekli işletmelerde bu etki yüzde 51'e kadar çıkıyor. Öte yandan yatırım iştahında bir artış olduğunu da yaptıkları araştırmalar ve üyelerin davranışlarında gözlemlediklerini söyleyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, yüzde 56'lık bir oran ile iş dünyasının gelecek çeyreklerde yatırım yapacağını belirtiyor ve konuşmasını şu şekilde sürdürüyor: "2021'de büyümede yüzde 5-6 arasında bir performans sergileyeceğimiz görülüyor." Turan, bu kapsamda, yılın son çeyreğinin ve 2022'nin Türkiye sanayisi açısından iyi geçmesi için merkezde alınan kararların sa- haya tam olarak yansıtılmasının büyük önem teşkil ettiğini savunuyor.
SİPARİŞ YAĞIYOR
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, pandemi koşullarının en ağır yaşandığı 2020'de hazirandan sonra sektördeki üretimlerinde yüzde 80 kapasitenin altına düşmediklerine dikkat çekiyor: "Hatta iki ay tarihi rekor kırdık. 2021'e de aynı hızla girdik." Bu yılın ilk altı ayında 2019'a göre yüzde 8, 2020'ye göre yüzde 34 oranında büyüyen hazır giyim sektörü, 2021'de ek olarak 50 bin kişilik istihdam oluşturdu. Son çeyreğe yönelik kapasitelerin dolduğunu söyleyen Gültepe, "Bu yılı 19 milyar dolarla kapatmayı hedefliyoruz. Aldığımız siparişler kapasitelerimizi aşıyor. Ek kapasiteler için yeni yatırımlar yapıyoruz. Bu ek kapasiteleri Anadolu'ya kaydırıyoruz. Yeni yatırımlar için de 6'ncı, 5'inci, 4'üncü teşvik bölgelerini tercih ediyoruz" diyor. Gültepe, bunların dışında 2022'de yeni yatırımların da gündeme alınması gerektiğini vurguluyor. Zira siparişler artıyor buna oranla yeni kapasite ihtiyacı da katlanıyor. 2022'ye büyüme ve yatırımlarla girmeye hazırlanan sektörün ihracat hedefi 20 milyar dolar. Yeni yatırımların devreye girmesiyle 50 bin ek istihdam oluşturulması da gündemde.
ALIMLAR SÜRECEK
Lokomotif sektörlerden biri olan hazır giyim ve konfeksiyonda bu süreçte genel olarak iyi bir performans gösterdi. Sektör 2021'in yedi aylık bölümünde 11 milyar 131 milyon dolarlık ihracata imza attı. İhracat ocak - temmuz döneminde 2020'ye göre yüzde 26,8, 2019'a göreyse yüzde 7,2 arttı. Temmuz ayında kapasite kullanım oranı yüzde 77,8'e çıktı. Bu doğrultuda önümüzdeki birkaç ay için ise siparişlerde herhangi bir sorun görünmüyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Sanem Dikmen'e göre üçüncü çeyrekte de hem ihracat hem de iç pazarda artış eğilimi devam edecek. Diğer taraftan dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına alan salgında dördüncü dalgadan Türkiye'nin hazır giyimde rakibi olan Asya ülkeleri çok daha olumsuz etkileniyor. Bu süreçte alımların daha fazla Türkiye'ye kayma olasılığının görüldüğünü düşünen Dikmen, "Ekim-Aralık dönemi sektör için en yılın en iyi çeyreği olabilir. İç pazarda bu yıl 2019'un seviyesini yakalayabiliriz. Yılı reel olarak yüzde 6-8 arasında bir büyüme ile kapatacağımızı öngörüyoruz" diyor.
HEDEF 4 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Pandemi döneminin yıldızı parlayan sektörlerinin başında gelen mobilya sektörü ise 2020'de ihracatta 2019 rakamlarını koruyarak yılı 3,5 milyar dolarla kapattı. Bu yıla bakıldığında ise ilk yedi ayda 2 milyar doların üzerinde bir ihracat gerçekleştirildi. Bu sene için 4 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirmesi hedefleniyor. Diğer taraftan iç pazarda 60 milyar liralık bir satış hacmine ulaşan sektörde aşılanmanın Türkiye ve dünyada yaygınlaşması normalleşmeyi de hızlandırdı. 2022'de de her yıl olduğu gibi yüzde 10-15 büyüyen mobilya sektörünün büyüme performansını devam ettirmenin öncelikleri olduğunu anlatan Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği'nin (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, "2023 için 10 milyar dolar ihracat hedefimiz ve mobilyanın kilogram başına katma değerini 3 dolar seviyesinden 5 dolar seviyesine çıkarmak bulunuyor. ABD ve İngiltere öncelikli pazarlarımız arasında yer alırken, Avrupa'da da mobilyanın tasarım ülkesi olarak anılmak istiyoruz" diyor.
SEKTÖR ÜÇÜNCÜLÜĞE OYNUYOR
2021'e iyi başlayan ev ve mutfak eşyaları sektörünün ise ilk altı aylık dönemde ihracat verileri birim fiyatlarda olmasa da hacimsel büyüklükte yüzde 56'lık bir artışa ulaştı. Mayıs ayı ihracat rakamlarının beklentilerin altında kalması nedeniyle endişeye kapılan sektör, haziranda yine artış trendine girerek yükselişe geçti. Sektör haziran ayında 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 61, altı aylık döneme göre ise yüzde 56 artarak, altı aylık dönemde 1.7 milyar dolarlık hacme ulaştı. Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, ilk altı aylık verilerdeki artış doğrultusunda dokuz aylık dönemi, geçen senenin aynı dönemine göre çok daha iyi bir performansla kapatacaklarını öngörüyor. Yılın geri kalanında da performanslarını bu şekilde devam ettirebilmeleri halinde dünya sıralamasında bir veya iki basamak yukarıya çıkabileceklerini düşünen Özger, "Sektör olarak hedefimiz ilk etapta üçüncülük. Öncelikli hedefimiz İtalya, Hollanda, Fransa, ABD ve Polonya'yı geçmek olacak" diyor.
GÜÇLÜ BÜYÜME KASI
Dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üretim üssü olmayı sür- düren Türkiye, 4 milyar doların üzerinde cari fazla veriyor. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği'nin (TÜRKBESD) elde ettiği verilere göre toplam satışlar 2020'nin ilk yarısına kıyasla yüzde 41 artarak 17 milyon 426 bin 912 adet olarak gerçekleşti. Geçen senenin göre yüzde 48'lik üretim artışı sağlandı. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Can Dinçer, "Türkiye'nin büyüme kasları güçlü çalışıyor" diyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KISKACINDA
Sanayinin son çeyrek ajandasını araştırırken gıda sektörünü incelememek olmaz. Temel tüketim maddesi un sektörü güçlü altyapısı, yüksek kapasitesi ve köklü geçmişi ile Türkiye gıda sanayisinin en önemli kollarından biri olarak öne çıkıyor. Pandemi döneminde kesintisiz üretim ve tedariki sürdürerek, gıda güvenliğindeki sorumluluğunu gerçekleştiren sektör, bununla beraber, son yedi yıldır dünyadaki un ihracat liderliğini de korudu. Bu doğrultuda un ihracatı değer bazında geçtiğimiz sezona kıyasla yüzde 2,5'lik artış sağladı. Bitki gelişimi ve kuraklık etkisiyle geçen seneye göre yüzde 15'e kadar üretimde kayıp bekleniyor. Eylül 2020'de 308 bin ton ile sezonun en yüksek ihracat miktarı yakalanmıştı, bu yıl eylül ayında bir tık geride kalınabileceğini tahmin ediliyor. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, tüm bunlara rağmen yine dünya sıralamasında ihracat şampiyonu olacaklarını ve 3 milyon tonluk bir satış yaparak 1 milyon dolarlık gelir elde etmeyi planlandıklarını vurguluyor.
ALTI AYDA YARALAR SARILDI
2020'de dünya çapında 2019'a kıyasla yüzde 0,9 düşüşle 1,86 milyar tona gerileyen Türkiye çelik üretimi ise 2020'de yüzde 6,1 oranında artarak 35,8 milyon ton olarak gerçekleşti. 2021'in ilk yarısında, Türkiye çelik sektörünün üretim, tüketim ve ihracatında ciddi iyileşmelerin sağlandığı bir dönem oldu. Sektör ham çelik üretimindeki artış yüzde 20,6, tüketimindeki artış ise yüzde 29 seviyesine ulaştı. Çelik ürünleri ihracatında da büyük çelik tüketicisi ülkelerin uyguladığı tüm koruma tedbirlerine rağmen yüzde 17,1 oranında artış sağlandı. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, bu performansın ortaya çıkmasında, pandeminin etkisinin en çok hissedildiği 2020'nin nisan, mayıs ve kısmen haziran aylarındaki düşük performanstan kaynaklanan baz etkisinin de katkı sağladığına işaret ediyor. Sektörde geçen yılki yüzde 66-67 kapasite kullanım oranlarına kıyasla, bu yıl yüzde 70'in üzerinde ki seviyelere çıkılması bekleniyor. Önümüzdeki döneme ilişkin ise Tosyalı, "2022'yi, yassı ürün kapasitesinde yaklaşık 4 milyon ton civarında artışın söz konusu olduğu, ihracatımızın bu yeni artışlar, yeni kapasiteler ve yeni üretimler sayesinde, gelişme sürecine gireceği, yüzde 10 civarında üretim ve ihracat artışının söz konusu olacağı bir yıl olarak görüyoruz" diyor.
İLK DOKUZ AYDA REKOR BEKLENTİ
3,7 trilyon euro büyüklükte olan dünya kimya pazarından sadece yüzde 0,8 pay alan Türkiye kimya sektörü de bu alanda daha fazla pay almak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. 73 milyar dolar büyüklüğe sahip olan Türkiye ilaç, plastik ve kauçuk dahil kimyasallar pazarı pandemiden olumsuz etkilenen sektörlerden. Zira 2020 Nisan'da başlayan pandemi üretim ve satışlara olumsuz yansısa da haziran ayında sektör hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Tedarik zincirindeki nakliye ve aşırı fiyat artışlarına rağmen yılı 2019'a göre yüzde 3,3 artış ile 18,4 milyar dolar ihracat ve yüzde 1,5 azalarak 35,7 milyar dolar ithalat ile kapattı. 2019'da kimya sektörünün Türkiye'nin toplam dış ticaret açığından aldığı pay yüzde 59,3 iken, 2020'de yüzde 35,5 oranında azaldı. Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Erceber, 2021'in ilk dokuz aylık döneminde sektörün üretim ve satış performansı için pozitif bir değerlendirmede bulunuyor: "Pandemi risklerine rağmen yüksek kapasite kullanımı (yüzde 80) ile üretim ve satış performansı göstereceğiz. İhracatın 16,5 milyar doları aşarak yeni bir rekora yaklaşmasını öngörüyoruz." Erceber, sektörün bu tempo ile 2021'i yaklaşık 21,5 milyar dolar ihracat ile kapatabileceğini söylüyor.
PERFORMANS YÜKSELTTİ
Dünyanın beşinci Avrupa'nın ise Almanya'dan sonra ikinci plastik üreticisi konumunda yer alan Türk plastik sektörünün; bugün 10 milyon tona yaklaşan toplam üretimi, 33 milyar dolar civarında da cirosu bulunuyor. 5 milyar dolara yaklaşan direkt ihracat sayesinde ise ülke ekonomisine sağladığı katkı her yıl giderek artıyor. 2020 Plastik Sektörü İzleme Raporu'na göre sektörde 2020'de 9,54 milyon ton üretim, 584 bin ton ithalat, 2,38 milyon ton ihracat ve 7,74 milyon ton iç pazar tüketimi gerçekleşti. 1,8 milyon ton dış ticaret fazlasının verildiği 2020'de miktar bazında, ihracatın üretim içindeki payı yüzde 25, ithalatın yurt içi tüketim içindeki payı da yüzde 8 olarak gerçekleşti. Sektör, geçen yıl pandeminin etkisiyle üç-dört aylık süreci çok düşük rakamlarla tamamlanmış olsa da ilerleyen zamanda gücünü toparlayarak performansını yükseltti. Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün'e göre geçen yıla kıyasla baz etkisi de göz önünde bulundurulduğunda bu yıl sektörün pozitif bir tablo ile dokuz aylık süreci tamamlayacağı söylenebilir. Gülsün, bu doğrultuda sektörün yaklaşık yüzde 13 oranında daha fazla mamul işlediği ilk altı aylık süreçteki performansını sürdürerek, sektörün tarihi üretim seviyesinin üstüne çıkacağını öngörüyor.
BİLİŞİM KRİTİK ROL OYNUYOR
Pandeminin en olumlu etkilediği sektörlerden biri de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü oldu. TÜBİSAD ve Deloitte işbirliğiyle hazırlanan Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2020 Yılı Pazar Verileri raporuna göre, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü bir önceki yıla kıyasla yüzde 22 büyüyerek 189 milyar liralık hacme ulaştı. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, 2020'de sektörün TL bazında yüzde 22 oranında büyüme gösterdiğine dikkat çekiyor. Eğitimden sağlığa kadar pek çok temel ihtiyacın çözümünde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kritik bir rol oynadığını vurguluyor. Öte yandan sektörün yarattığı katma değer, pandemiden bağımsız olarak zaten her geçen yıl artıyordu. Levent Kızıltan, elindeki öncü verilerin 2021'in ilk dokuz aylık bölümünde de sektörün büyüme trendini doğruladığını belirtiyor. Kızıltan, "Raporumuza göre 2021'in büyüme beklentisi yüzde 10 seviyelerinde" diyor.