Yangından ‘bal’ kaçırmak!

09:11 - 08.10.2021, Cuma

Bal üreticileri yangın nedeniyle teyakkuz halinde. Her yıl tonlarca üretim ve satış yapan şirketler, önümüzdeki sezon ihtiyaç duyacakları balı tedarik etmek için yepyeni bir strateji çizdi: İlk etapta yayla ve çiçek balına ağırlık verileCek, ihracat kısılacak.

Belce Örü / INBUSINESS

Türkiye'de ilk kez sözleşmeli arıcılık modelini hayata geçiren BEE'O'nun Dudullu'daki Ar-Ge merkezi şu sıralar her zamankinden daha hareketli günler geçiriyor. 2013'te faaliyete geçen şirketin kurucusu ve genel müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı tam da yaptıkları işle paralel olarak arı gibi çalışıyor. Şirketin telefonları susmuyor, email trafiği de oldukça yoğun; toplantılar ve Zoom görüşmeleri ise birbirini takip ediyor. 160 kişiyi istihdam eden, yüzde 25'i 16 ülkeye gerçekleştirdiği ihracattan oluşmak üzere 90 milyon lira ciroya sahip BEE'O, başarısını her yıl daha da yukarıya taşımak için çok çalışsa da Samancı ve ekibinin yoğun temposunun altında yatan neden başka... 47 yaşındaki Samancı, orman yangınlarının yaşandığı bölgelerdeki saha ekibi, arıcılar ve ürün tedariki sağladıkları oteller ile sürekli iletişim halinde olduklarını, yangın söndürme çalışmalarında ihtiyaç duyulan ekipman desteğini ilk günden itibaren kendilerine sağladıklarını söylüyor.

MESELE KOVAN DEĞİL

Samancı, BEE'O'nun 2021 iş planından bahsederken bu yaz Türkiye'yi derinden etkileyen orman yangınlarının arıcılık sektörü üzerindeki olumsuz etkisinden ve ekosisteme verdiği tahribattan da uzun uzun bahsediyor. Zira dünya çam balı üretiminin yüzde 95'i Türkiye'den geri kalanı ise Yunanistan'dan karşılanıyor. Türkiye'deki üretimin ise yüzde 75'i Muğla Marmaris'ten sağlanıyor.Samancı üzülerek bu yıl Türkiye'den sadece yurt içi tüketime yetecek kadar çam balı çıkacağını söylüyor ve ekliyor: "Üstelik sadece Türkiye değil, Yunanistan'daki çam balı ormanları da yandı."

"Tek tesellimiz" diyor Samancı ve şunları söylüyor: "Marmaris'te yanan kovan sayısı 100 bin civarında çünkü henüz sezon tam olarak açılmamıştı. Bu sayı daha fazla olabilirdi zira bölgede yerleşik olan 1,2 milyon arı kovanının haricinde her yıl Marmaris'e 2,5 milyon kovan ziyaretçi olarak diğer illerden geliyor. "Kendisinin ifade ettiği gibi sektör Türkiye'de göçer arıcılık yöntemiyle çalıştığından arıcılar farklı bölgelerden yılda üç veya dört kez bal alıyor. Fakat Samancı üstüne basa basa "Mesele kovan değil" diyor.

İKLİM KRİZİ BALTALIYOR

Türkiye, dünyada arı kovanı ve arı sayısı bakımından Çin'den sonra 2'nci ülke. Türkiye'nin yıllık toplam bal üretimi 100 bin ton ve bunun 15-20 bin tonu çam balından oluşuyor. Fakat Samancı, bu yıl çam balı üretiminin orman yangınları nedeniyle yarı yarıya hatta belki daha fazla düşeceğini söylüyor. Zira çam balı üretimi çam ağaçların üzerinde yaşayan ve çoğalan Marchalina Hellenica ismindeki özel bir böcek sayesinde gerçekleşiyor. "Bu nedenle sadece ağacın ya da arının olması yetmiyor bu böceğin de olması gerek" diyor Samancı ve ekliyor; "Bal ormanlarının yüzde 40-50'siyle birlikte bu böcekler de yandı bir başka ifadeyle arının besin kaynakları kül oldu."

Samancı iklim değişikliği nedeniyle çam balının her yıl çıkmadığının da altını çiziyor ve orman yangınlarından önce de bu besin zincirinde bazı bozulmaların yaşandığını ifade ediyor. Aslında orman yangınlarının temelinde de iklim krizi yatıyor. Bölgenin alışık olmadığı yüksek hava sıcaklıkları ve düşük nem oranı nedeniyle kuruyan toprak ve bitki örtüsü yangınların kolayca başlamasına ve büyümesine sebebiyet verebiliyor.

NE YAPMAK LAZIM?

Bir çam ağacının olgunluk seviyesine erişmesi 80 yıl sürüyor ve ancak 20'inci yaşından sonra ürün veriyor. "Peki, bundan sonra ne yapılmalı?" sorusuna ise hem Samancı hem de Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin şöyle cevap veriyor: "Türkiye'nin bazı yerlerinde örneğin Kuş Adası Milli Park'ta Marchalina Hellenica böceğinin aşılanmadığı çam ağaçları var. O bölgeleri arıcılara açmak gerekiyor. Üç yıl üst üste aşılama yapıldıktan sonra rekolte kaybı engellenebilir."

İkisinin de uzlaştığı bir diğer önemli husus da yanan bölgelerin florasının ve ekosistemini değiştirmenin yanlış olacağı. Her ne kadar çam ağaçları kozalaklarından dolayı çok hızlı yanan bir bitki olsa da yapılması gerekenin bu ağaçları her koşulda korumak ve bunun için gerekli güvenlik önlemlerini almak olduğunu aktarıyorlar. "Ormanlarda yangın yolları açılmalı, daha fazla ekipman desteği verilmeli, bölgesel acil yangın söndürme timleri kurulmalı ve halka bu konuda eğitimler verilmeli" diyen Samancı, arıcılık sektörünün geleceği için üniversiteler, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum örgütleri ile ortak bir strateji ve uzun vadeli yol haritası belirlemesi gerektiğini söylüyor.

ARICILARA ALTIPARMAK FORMÜLÜ

"Bu yangınlar hepimizin içini yaktı" diyor Altıparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak ve ekliyor: "Şirket bazında bakacak olursak bizim gelecek hedeflerimiz de önemli ölçüde olumsuz etkilendi." Şirket uzun süredir çam balının diğer ballardan farklı kılan yönleri üzerine Ar-Ge çalışmaları yürütüyor. Özen'in amacı, Yeni Zelanda'nın Manuka Balı'nı pazarlamaktaki başarısına benzer şekilde çam balının tüm dünyada katma değeri yüksek bir ürün olarak fiyatlandırılmasını ve kabul görmesini sağlamak.

Yangınlar şirketin gelecek planlarını olumsuz etkilese de Özen Altıparmak, geçen yıldan edindiği tecrübeler nedeniyle 2021'de sektörün durumuyla ilgili çok da karamsar konuşmuyor. 2020'de olumsuz iklim koşulları nedeniyle çam balı rekoltesinin 5-6 binlere kadar düştüğünü ifade eden Altıparmak, bu süreçte önemli perakende mağazaları ve satış noktalarında küçük gramajlı ürünler yerine daha büyük hacimli ürünleri müşterilerine sunduklarını söylüyor. Ayrıca çam balı nedeniyle yaşadıkları yüzde 15'lik ciro kaybını yayla ve çiçek balına ağırlık vererek telafi etmeye çalıştıklarını aktarıyor. Cirosu 2020'de 344 milyon lira olan şirketin normal şartlar altında elde ettiği tüm gelirin yüzde 25'ini çam balı oluşturuyor. Kendisiyle 20 Ağustos'ta gerçekleştirdiğimiz telefon görüşmesinde "Önümüzdeki 15 gün oldukça kritik" diyor Altıparmak, "Bu süreçte nem ve çiy olursa en iyi ihtimalle 9 bin tonluk çam balı rekoltesine ulaşırız." Arıcıların maddi kaybı ve sektörle ilgili yapılması gerekenler noktasında ise şunları söylüyor: "Arıcılarımız yıl boyu pek çok farklı noktaya kovanlarını taşıyarak ürün aldıkları için gelir kapıları tamamen kapanmadı ama elbette maddi zarar yaşadılar. Ayrıca rekolte düşeceği için bal fiyatlarında artış kaçınılmaz olacak. Öte yandan iç tüketimi karşılayabilmek için bu yıl ihracata ağırlık vermekten vazgeçmek durumunda kalabiliriz."

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği'nin Talepleri:

* Çam Balı Üretimi' başlıklı acil bir çalıştayın düzenlenmesi,

* Marchalina Hellenica'nın (basra) zararlı böcek kategorisinden çıkartılması ve basra böceğinin adapte olabileceği bölgelerin belirlenmesi,

* Bal üretim alanlarının arttırılması konusunda ivedilikle davranılması,

* Yanan sahaların yerine; bu yıla has olarak milli emlak arazilerinin bal üretimine açılması,

* Arıcıların bu yılki borçlarının ertelenmesi veya affedilmesi,

* Arılı kovan destekleme tespitlerinin ağustosta yapılmaya başlanması ve miktarının artırılması.

ÇAM BALI TEHLİKEDE

Aslı Elif Tanuğur Samancı, çam balı üretimi için gerekli ekositemin büyük hasar gördüğünü söylüyor. Sözleşmeli arıcılık modeliyle binlerce üreticiyle çalışan Samancı ve eşi birlikte kurumsal hayattan ayrılarak girişimciliğe atıldı. Ve sekiz yılda Türkiye'nin önde gelen üreticilerinden biri haline geldi. Halen BEE'O, yurt içinde eczanelerde ve süpermarket zincirlerinde tüketicilerle buluşuyor. Ayrıca marka Amazon'dan ve kendi internet sitesinden de satış yapıyor. Yurt dışında ise ABD'de yaklaşık beş bin perakende noktasında ve CBS eczanelerinde BEE'O ürünleri bulunuyor. Şirket Kore, Suudi Arabistan, Dubai, Katar'da bayilik sistemiyle satış gerçekleştirirken; Avrupa'da ise müşterilerine ABD'deki gibi mağazalardan ve yine internet üzerinden ulaşıyor. Yurt dışında hızlı büyümesini sürdüren şirket için Samancı'nın bu yılki hedefi kozmetik kategorisinde piyasaya sundukları yeni ürünlerinin desteğiyle 110 milyon lira ciroya ulaşmak. "Bu meblağın yarısının ihracat gelirlerinden oluşmasını istiyoruz" diyen Samancı, 2021'in sonuna kadar en az 20 ülkeye daha ulaşmayı ve her yıl portföylerine 15 ülke daha eklemeyi hedeflediklerini aktarıyor. Yeni girdiği kozmetik sektöründe de büyüyeceklerini söyleyen Samancı,"Propolisin olduğu her yerde biz varız" diyor.

BİZE ULAŞIN