Sanayi devriminin son çocuklarından Hamdi Akın

04:05 - 30.01.2021, Cumartesi

Nilgün Balcı Çavdar / INBUSINESS

İnsanoğlu, zorlu koşullarla karşılaştığında kendisini de şaşırtacak kadar hızlı bir şekilde adapte oluyor bu yeni koşullara. İş dünyası da öyle… Ancak tıpkı Covid-19'un hastalar üzerinde iyileştikten sonra da devam eden etkilerini ifade etmek için kullanılan 'long covid' yani 'uzun covid' tabirinde olduğu gibi tüm bu değişimin daha uzun vadeye yayılan ve hepsi bugünden öngörülemeyen etkileri olacak, oluyor. İşte bu uzun vadeye yayılan değişimlere ne kadar adapte olabildikleri şirketlerin geleceğini de belirleyecek. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, bu sürecin yeni bir çağın 'teknoloji çağının' başlangıcını daha da hızlandırdığını düşünüyor. Kendisi yeni koşullara hızlı bir şekilde adapte olmuş görünüyor. Akfen'in yeni otel yatırımı Bodrum Loft, salgının getirdiği yeni arayışlara paralel olarak birbirinden bağımsız villalardan oluşuyor ve yaz sezonunu Akın'ın yüzünü güldürecek kadar iyi geçirdi. Ancak Akfen GYO'nun Türkiye'de 15, Rusya'da dört ve KKTC'de bir otelden oluşan ve uluslararası otel zinciri işletmesi Accor'un stratejik ortaklığında yönettiği İbis ve Novotel'leri, salgından en kötü etkilenen iş kollarından biri. Akın'la sadece seyahat ve konaklama sektörünü değil, dünyanın yeni koşullarını ve kendisinin de bu süreçte kafa yorduğu adaptasyon sürecini konuştuk.

INBUSINESS: Akfen Holding'in işleri içinde büyük bir yer tutmuyor ancak şehir otelleriniz var. Turizm tarafındaki işlerinizi nasıl etkiledi?

HAMDİ AKIN: Çok küçük bir kısım değil. Baya büyük bir kısım. Onun büyük olduğunu hiç para gelmeyince anladık. Biz de küçük sanıyorduk. Onun için tabii ki çok rahatsız etti. Sadece turizm alanında değil. Seyahat alanında da İDO var. Orada da çok rahatsız etti. İDO zaten kolay günler geçirmiyordu. Üzerine bir de salgın eklendi. Artı bizim GYO tarafında ciddi sıkıntı oluştu, evet.

Aşı ile salgının üstesinden gelinebilir. Sektör nasıl çareler üretebilir?

İnsanlar tekrar eski hayatlarına dönmek için umutlarını koruyor. Bu iş bitecek ve yine her şey eskisi gibi olacak diyenler çoğunlukta. Evet bu olacak ama hangi oranda olacak? Hangi oranda olacağına bizler karar vereceğiz. Yani yüzde 70 eskisi gibi devam eder, yüzde 30 kendimizi yenileyebiliriz. Tabii bu oran daha farklı olabilir. Ama sonuç olarak bir miktar yenilik payı mutlaka ayırmak gerekecek. Yenileşmenin, adaptasyonun kendimizi önümüzdeki çağlara hazırlamanın, yeni çalışma metotlarına uyarlamanın zamanı gelmiş diye düşünüyorum.

Otelcilik tarafında yeni iş fikirleri var mı? Ne gibi yeni uygulamalar olabilir bu adaptasyon sürecinde?

Otelcilik çok küresel bir iş olduğundan, standartları da dünyanın her yerinde uygulanan standartlar… O yüzden bu konuda çok fazla düşünmemize gerek kalmıyor. O konuda bizim yerimize düşünen insanların sayısı ve kapasitesi çok fazla. Onlar doğru kuralları koyacaklar biz de peşine takılacağız. Diğer işlere baktığımızda aslında hemen hemen diğer sektörlerde de durum aynı. Ama bir yandan yeni sektörler ortaya çıkacak mı? Evet çıkacak. Biyoteknoloji biyokimya gibi alanlarda yeni girişimlerin yeni mesleklerin tavan yapacağını düşünüyorum. Hani eskiden doktor, mühendis olmak revaçtaydı. Sonra işletme ve uluslararası ilişkiler okumaya başladı insanlar. Artık sanıyorum biraz daha teknoloji ağırlıklı meslekler ön plana çıkmaya başlayacak.

SANAYİ DEVRİMİNİN SON ÇOCUKLARI

Adaptasyon sizin için ne ifade ediyor? Siz neye adapte olacaksınız?

Pandemi, yaşam biçimimizi değiştirdi. Hakikaten farkındalığı çok anormal derecede artırdı. İster istemez dünyadaki iş modelleri yenileniyor. Tabii bu zaten dünya borsalarından da belli oluyor. Özellikle Nasdaq'da işlem gören teknoloji şirketlerinin ne kadar yükseldiklerini hep beraber görüyoruz. Bilhassa biyoteknoloji ve biyokimya alanında yatırım yapanlar bu anlamda çok ciddi gelirler elde ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Şimdi bu tabii bizim için özendirici bir tablo ortaya çıkartıyor ve sektör olarak da ne tarafa gitmemiz gerektiğini bize işaret ediyor. Alışkanlıklarımızın eskisi gibi devam etme ihtimali çok az. Ne kadar yeni bir hayata geçeceğiz? Yüzde 20 mi, 30 mu, 40 mı, yoksa tamamen mi değişeceğiz? Ve bu kadar süre içerisinde olacak. 3-5-10-50 yıl… Orta ya da uzun vadede ne kadar süre içerisinde olacak. Bir gerçek var. Sanayi devriminin bittiği teknoloji devriminin başladığı yeni bir döneme giriyoruz. Yeni bir çağa giriyoruz, daha doğrusu teknoloji çağı. Sanayi devriminin son çocuklarıyız biz. Çocuklarımız, torunlarımız, Z kuşağı Y kuşağı tabir edilen kuşaklar da bu çağın çocukları. Bizim gibi, (ne diyelim) konvansiyonel iş yapan insanlar aralarında kendi sektörlerinde buna nasıl uyum sağlanacağı gibi tartışmalar yapıyorlar. Tabii teknoloji şirketlerine baktığımız zaman artık ofis çalışması yerine evden çalışma yaygınlaşıyor. Bu konuşulmaktan çıktı uygulanmaya başladı.

ÇALIŞANLAR BİRER DANIŞMANA DÖNÜŞEBİLİR

Siz de İstanbul'daki ofisinizde değilsiniz. Uzaktan çalışmak sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Biz de 18 Mart'ta ofisimizi kapadık. Bugüne kadar daha hiç açmadık. Part time bile açmadık. Bir nevi aslında pandeminin bize getirmiş olduğu fırsatı test ediyoruz. Bu test bakalım biz ofissiz çalışabilecek miyiz? Ofise ne kadar ihtiyacımız var göreceğiz. Yüzde 10, 20, 30 mu yoksa yüzde 100 mü ihtiyacımız var? Ama yüzde 100 olmadığı kesin. Onu gördük bir anlamda. Ofis olmadan yapabiliyormuşuz. Ama ne kadar yapabiliriz işte bunu test ediyoruz. Hem çalışanlar hem işverenler bundan nasıl bir avantaj sağlayabileceğini düşünmeye başladı. Çalışanlar bu koşullarda birden fazla iş yerine hizmet verebilecekler mi? Bir nevi çalışanlar, danışmanlara mı dönüşecek? Bunlar test ediliyor.

İş hayatına özellikle beyaz yakalıların iş yaşamına nasıl bir etkisi olacak yeni koşulların?

Pandemi biraz daha beyaz yakalılar için avantaj sağladı. Beyaz yakalılar artık günde 2-3 saat ya da haftada birkaç gün Zoom görüşmeleri yaparak eskiden kazandıklarından daha fazla bir gelir elde etme imkanına sahip olabilir. İşverenler de daha az istihdam ve daha az genel giderle bu yılı kapatabilir. Tabii mavi yakalılar için de bir çözüm bulmak gerekir. Çünkü gerçek tasarruf oradan gelecek. Bir iş yerinde araba sayısı azalacak. Şoför sayısı azalacak, hizmetli sayısı azalacak… Dolayısıyla bunlara ihtiyaç kalmayacak. Bir de ofis kiraları düşecek. Yani ofisler biraz boşa çıkacak. Yani olması gereken buysa olacak. Kaçınılmaz bu. O yüzden burada bunun olacağını görüp pozisyon almak gerekir. Burada kim daha önce yol alırsa o kadar avantajlı duruma geçecek şirketler bazında baktığımızda.

TURİZMDE İŞ YAPMA MODELLERİ DEĞİŞECEK

En büyük değişimin yaşanacağı dolayısıyla adaptasyon sağlanması gerekecek alanlar olarak hangi iş kollarını görüyorsunuz?

Örneğin turizm alanında artık bambaşka bir tablo var. Görüyoruz ki insanlar otelden ziyade artık daha villa tarzı olan ya da daha doğayla iç içe olan tatil köylerini tercih etmeye başladı. Belki şimdi artık şehirlerdeki otellerin kiralanması ya da 'service apartment' dediğimiz modeller olabilir. Şehir otelleri birkaç sene daha bu anlamda kendilerini toparlayamayabilirler. İş seyahatleri de azalacak önümüzdeki yıllar içerisinde.

"DOĞAYA DAHA ÇOK ÖNEM VERİYORUM"

Bu yeni dünyada yeni fırsatlar sizi heyecanlandırıyor mu? Yeni yatırım imkanları görüyor musunuz?

Eğer yaşım biraz daha genç olsaydı evet gerçekten çok ciddi dönüşüm ama şimdi doğayla iç içe oturuyorum. Doğaya daha çok önem veriyorum. Biraz daha keyifli bir çalışma hayatının içerisine girmek istiyorum. Stresli bir hayattan çıkıp keyifli bir iş hayatına girmek istiyorum. Tamamen iş hayatından kopmayacağım elbette ama bundan sonrasını stresli bir şekilde sürdürmek istemiyorum. Benim yaşımdaki insanların düşüncesi hayatını daha sakin geçirmek ama genç insanlar daha daha iddialı olabilir. Hak veriyorum öyle de olmak zorunda.

Çok büyük değişikliklerin arifesindeyiz. Bu günler gelecekte bazı gelişmeler için milat kabul edilecek belki. Siz nasıl görüyorsunuz?

Bu zamana yayılacak birdenbire 3-5 yılda görebileceğimiz bir şey olmayacak. Ama şu var bazı değişiklikler çok hızlı oldu. Mesela ofislerin kapanabileceğini bir yıl içinde gördük. Bence bu devrim niteliğinde bir değişiklik... Bunun gibi başka radikal değişiklikler görür müyüz? Üretim alanında da bence büyük değişiklikler olacak. Ancak bunu 3-5-10 sene içerisinde mi göreceğiz bilmiyoruz. Ancak şurası kesin bunu hangi ülke daha çabuk yaparsa o diğerlerine fark atacak.

BİZE ULAŞIN