'Savunma'nın yıldızları...
Savunma sanayisi tarihin her döneminde teknolojik gelişmelerin iticisi oldu. Buhar makinesinin icadından fiber optik teknolojisine uzanan yelpazede günlük hayatta kullandığımız pek çok teknolojik cihazın kökeni aslında yapılan savunma yatırımlarına dayanıyor. Devletlerin savunma sanayisi için ayırdıkları dev bütçeler şirketleri ve bilim insanlarını cezbetmeye devam ediyor.
Günlük hayatımızın sıradan bir parçası haline gelen drone'lar savunma sektöründe de bir anda sahneye çıktı. Hatta başrolü bile üstleniyorlar çoğu zaman. İnsansız hava araçları bugün Karabağ'da örneklerini gördüğümüz gibi müthiş başarılara imza atabiliyor. Teknolojinin yarattığı 'hibrit yaşam' modeli aynı şekilde askeri kanatta da yansımasını buluyor. İnsan gücünün yanı sıra yüksek teknolojiye sahip cihazlar, bildiğimiz 'ordu' tanımını değiştirerek 'hibrit ordu' kavramını hayatımıza sokuyor. Bugün belki robot askerler halen bilim-kurgu filmlerinin sahnelerinde görülüyor olabilir ama şu da bir gerçek ki; insansız savunma araçlarından oluşan ordular insanların yaptığı pek çok işi çok daha efektif bir şekilde yerine getiriyor. Hatta insan gücünün ya da gözünün yetemediği işleri bile.
Türkiye yeni dünyanın hibrit ortamına son 10 yılda yaptığı hamlelerle birçok ülkeye göre daha hızlı bir şekilde ayak uydurmuş durumda. Savunma ve havacılık sanayisinde yerli ve milli ürün sahibi olma hamlesi, 2000'li yılların başında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından belirlenen stratejinin Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı tarafından desteklenmesiyle başladı. O zamandan bu yana Türk savunma sanayisi; vakıf şirketlerinden özel sektöre, KOBİ'lerden üniversitelere kadar ekosistemini sürekli olarak genişletiyor. Öyle ki, Türkiye'de savunma sanayisi sektöründe şu anda 1500 firma faaliyet gösteriyor. Sadece son beş yılda 350 civarında yeni proje başladı. Uygulanan milli ve yerli savunma sanayisi stratejisi sonucunda Milgem, Füze ve Roket Sistemleri, Altay Ana Muharebe Tankı, ATAK Helikopteri, İnsansız Hava Araçları, Hürkuş Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı gibi çok sayıda proje hayata geçti. Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) verilerine göre savunma sanayisi şu anda TSK ihtiyaçlarını yüzde 70 seviyesinde yerli ve milli çözümlerle karşılıyor. Hedef; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın hazırladığı 11'inci Kalkınma Planı'nda da (2019-2023) vurgulandığı gibi, 'savunma sanayisine yönelik kritik teknolojilerde yüzde 100 milli savunma sanayisi oluşturarak' sektörde tam bağımsızlığı yakalayabilmek.
YERLİ ŞİRKETLERİN YÜKSELİŞİ
Türkiye, 2019'da dünyada en çok askeri harcama yapan ülkeler arasında 16'ncı sırada yer aldı. Türkiye'nin askeri harcamaları 2018-2019 döneminde ise yüzde 5,8 artarak 20,4 milyar dolara ulaştı. Türkiye'nin özellikle yerlilik hamlesi de sonuç vermeye başladı. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli askeri yayıncılık kuruluşu Defense News dergisi tarafından her yıl, bir önceki yılın savunma satışları baz alınarak yayımlanan "Defense News Top 100"de yer alan Türk şirketi sayısı bu yıl beşten yediye çıktı. Bu şirketler; 48'inci sırada Aselsan (2 milyar 172 milyon dolar), 53'üncü sırada Tusaş (1 milyar 858 milyon dolar), 89'uncu sırada BMC (533 milyon dolar), 91'inci sırada Roketsan (515 milyon dolar), 92'inci sırada STM (485 milyon dolar), 98'inci sırada FNSS (374 milyon dolar), 99'uncu sırada Havelsan (295 milyon dolar) oldu.
3 MİLYAR DOLAR İHRACAT
SASAD verilerine göre, sektörün toplam cirosu 2019'da 3 milyar doları ihracat olmak üzere 11 milyar dolara ulaştı. Toplam yurt dışı satış gelirlerinin 821 milyon dolarlık kısmı ABD'ye, 705 milyon dolar ise Avrupa'ya gerçekleşti. Türkiye'nin geleneksel pazarları Körfez ve Türki Cumhuriyet ülkeleri dışında; Güney Amerika, Afrika ve Pasifik'e de ihracat potansiyelimiz her geçen gün büyüyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığı 2017-2021 Stratejik Planı'nda sürdürülebilir ve rekabetçi bir savunma sanayisi ekosistemi oluşturmanın ana unsurlarından birinin ihracat olduğu açıkça belirtiliyor.
SAVUNMADA LİG ATLAMAK
Prof. Dr. İsmail Demir - T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı: Türkiye savunma sanayisinin hedefleri arasında uluslararası arenada bir üst lige çıkmak ve ihracat gelirini 2023'te 10,2 milyar dolara taşımak var.
Dünyada her yıl yaklaşık 1,9 trilyon dolarlık askeri harcamanın 300 milyar doları ekipman alımına ayrılıyor ve bu alımların da 100 milyar dolarlık kısmını ihraç edilen ürünler oluşturuyor. İhracatta önde gelen 15 ülkeye bakıldığında üç lig olduğu görülüyor. 1'inci ligde yer alan ABD ve Rusya dünya toplam ihracatının yarısından fazlasını karşılıyor. 2'inci ligde yer alan Çin, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin yıllık savunma ürünleri ihracatı 5 ile 7 milyar dolar arasında değişiyor. 3'üncü ligde ise İtalya, İspanya, G. Kore ile birlikte Türkiye de yer alıyor. T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir "Bizim amacımız öncelikle bir üst lige çıkmak" diyor. Bir başka hedef ise sektörün ihracat gelirini 2023'te 10,2 milyar dolara taşımak. Bu hedefe ulaşmak, savunma sanayisine ayrılan Ar-Ge yatırımlarından geçiyor. Demir, 2002'de yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken bugün yaklaşık 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaşıldığı bilgisini paylaşıyor. "İnsansız hava ve kara araçları, deniz platformları, elektronik sistemler ve daha birçok alanda Türkiye'nin geliştirdiği ürünler onlarca ülkenin envanterine girmiş durumda" diyor ve ekliyor: "Defense News Top 100'de yer alan firma sayısı baz alındığında ABD, Rusya ve Çin'den sonra Türkiye geliyor." Demir'in belirttiği gibi Türkiye savunma sanayisi bugün ihtiyaçlarının büyük kısmını yerli üretimle karşılıyor. Sektör sadece bugünün muharebe ortamının değil, geleceğin harp teknolojilerini de şimdiden tasarlıyor ve hazırlıklarını yapıyor. Demir, bu alanda sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı elektromanyetik ve lazer silahları üzerinde de çalışmalar ve test atışlarını sürdürdüklerine de dikkat çekiyor. Ayrıca yerli uçak da dahil olmak üzere Türkiye'nin geliştirdiği bütün araç ve platformlarda yerli motor kullanılacağını söylüyor.
İHRACAT HAMLESİ
Özgür Güleryüz - STM Genel Müdürü: Askeri denizcilik alanında iddialı olan STM'nin 2023'e yönelik hedefi cirosunun yarısını ihracattan karşılamak ve Defense News Top 100 listesindeki yerini korumak.
"Türkiye'nin en büyük askeri denizcilik firmasıyız" diyor STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz ve devam ediyor "Bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğümüz askeri deniz platformu inşa ve modernizasyon projelerinde yaklaşık 300 sistem sağlayıcı, 400'ü aşkın inşa malzemesi üretici ve tedarikçisiyle iş birliği gerçekleştirdik."
Şirketin askeri denizcilik alanında yurt içindeki kritik görevleri arasında MİLGEM Ada Sınıfı Korvet, 2023'te ileri sürümünü teslim edecekleri İ Sınıfı Fırkateyn, ilk istihbarat gemisi, yine Türk donanmasına ait denizaltı modernizasyon ve inşası var. Yurt dışında ise STM, Pakistan'ın Agosta 90B Khalid Sınıfı Denizaltıların modernizasyonunda ana yüklenicisi ve yine bu ülkede dört adet Ada Sınıfı Korvet projesinde ana tahrik sisteminin tedariki ve entegrasyonunda görev alıyor. Şirketin faaliyet alanı sadece askeri deniz platformlarıyla sınırlı değil.
Otonom teknolojilerde STM'nin geliştirdiği Döner Kanatlı Vurucu İHA Sistemi KARGU ürünü Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılıyor. Güleryüz aynı ürün grubundan ALPAGU'da, TSK'ya teslimat gerçekleştirmek üzere çalışmalarında sona yaklaştıklarını söylüyor. Bunun dışında nüfus cüzdanlarının yerini alan çipli kimlik kartları, e-kelepçe, yeni nesil pasaport projeleri de STM'ye emanet.
Gelecek yıl yine stratejik faaliyet alanlarında yatırımlarını sürdürecek olan şirketin Ar-Ge çalışmaları için ayırdığı bütçe 110 milyon lira. Güleryüz teknoloji yatırımlarının yanı sıra ihracatı ve üretim kapasitelerini arttırmak için de kaynak ayıracaklarını söylüyor. Meblağ olarak dile getirmese de 2023'te cirolarının yarısının ihracattan oluşmasını planladıklarını belirtiyor.
GELECEĞE YATIRIM
Şenay İdil - Alp Havacılık Genel Müdürü: Alp Havacılık'ın geleceğe dönük yatırımları yüzey işlemleri (özel prosesler) ile ilgili kabiliyetlerini çeşitlendirmek ve Endüstri 4.0 uygulamaları üzerine olacak.
Savunma ve havacılık sektörü yetkinliğinin zaman içinde artması ve derinleşmesi, bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin de uluslararası arenada daha çok boy göstermelerini sağladı. Alp Havacılık Genel Müdürü Şenay İdil, üretimlerinin yüzde 95'ini başta ABD olmak üzere birçok ülkeye ihraç ettiklerini söylüyor. Şirket, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği'nin 2020 Ocak-Haziran dönemi ihracat raporuna göre, sektörde en çok ihracat yapanlar arasında 5'inci, ABD'ye en çok ihracat gerçekleştirenler de 3'üncü oldu. Yurt dışında Collins Aerospace, Lockheed Martin ve Honeywell gibi dünyanın önde gelen havacılık şirketleriyle birçok projede beraber çalışmalarının yanı sıra Sikorsky Aircraft platformlarının uçuş için kritik birçok parçasının imalatını gerçekleştiriyor. Yerli savunma sanayisine dair en son büyük projeleri de Türk Genel Maksat Helikopter Programı (T70) kapsamında Alp Havacılık tarafından üretilen dinamik komponentler ve iniş takımlarına ait ilk ürünler, ana yüklenici Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'ye (TUSAŞ) ocak ayında teslim edilmeye başlanması oldu. Türkiye'deki tüm şirketler değerlendirildiğinde yükselen grafiğini bu yıl da sürdüren Alp Havacılık, 71 basamak yükselerek ISO-500 sıralamasında 256'ıncı sıraya yerleşti. Şirketin geçen yıl gerçekleştirdiği satışlardan elde ettiği net gelir 910 milyon lirayı aştı. Şirketin geleceğe dönük yatırımları havacılık parçalarında çok büyük öneme sahip olan yüzey işlemleri (özel prosesler) ile ilgili kabiliyetlerini çeşitlendirmek üzerine. İdil ayrıca Endüstri 4.0 uygulamaları kapsamında da 14 milyon dolar kaynak ayırdıklarını vurguluyor.
ÜRETİMDE ÇEŞİTLİLİK
Dr. Mehmet Akif Nacar - Havelsan Genel Müdürü: HAVELSAN'ın ajandası halihazırda süren ve yeni başlayan projeler nedeniyle bir hayli yoğun.
Temmuzda göreve başlayan HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar, şirketin öncelikli odaklandığı ürünler arasında TUSAŞ'ın yürüttüğü ve kendilerinin mayısta dahil oldukları, TSK'nın ihtiyaçlarını karşılamak üzere başlatılan 'Milli Muharip Uçak' çalışması olduğunu söylüyor. Yerli uçakların üretilmesinin amaçlandığı projede, HAVELSAN, simülatörde geliştirdiği harekat test ortamı yazılımını yabancı muadilleriyle eş düzeye getirerek kullanıma açmayı planlıyor. Otonom ve Robotik sistemlerde ise geçen sene Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda sergilediği insansız kara araçlarını -Nacar bu araçların o dönem uzaktan kumandalı olduğunun altını çiziyor- gerçekleştirdiği son testlerle birlikte artık insansız hale getirdi. Nacar, bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü söylüyor.Kendisi, aynı zamanda MARTI'daki gibi bir başka Hava Savunma ve Komuta Kontrol Sistemi KARTAL ürününün geliştirilmesi çalışmalarına da başladıklarını belirtiyor. Şirketin yapay zeka alanındaki bir başka çalışması da 'Milli Taktik Çevre Simülasyonu' üzerine. Nacar, HAVELSAN'ın geliştirdiği ve atak helikopterinin simülatörü Ataksim'de kullanılan 'Milli Taktik Çevre Simülasyonu' yazılımına, öğrenen yapay zekanın entegrasyonunun sağlanmasıyla ilgili Ar-Ge çalışmasının 2021'de tamamlanacağını söylüyor. Bilgi ve haberleşme teknolojilerinde ise HAVELSAN'ın "Güvenli İletişim" sloganıyla yola çıktığı 'İleti', üniversite iş birlikleriyle gerçekleşirdiği beyaz kutu kriptografi algoritması ve 5G üzerine TÜBİTAK ve Savunma Sanayi Başkanlığı'na destek verdiğiTelekomunikasyon Bulut Platformu (Telco Cloud) başı çekiyor.
SERDAR GÖRGÜÇ - OTOKAR Genel Müdür: Yabancı ortaklığı olmayan tek milli kara sistemleri şirketi olan Otokar Türkiye'deki birçok 'ilk' leri gerçekleştirmiş durumda: İlk bilgisayar destekli tasarım uygulaması, ilk taktik tekerlekli zırhlı araç üretimi, ilk özgün patentli zırhlı araç üretimi ve son olarak da ilk elektrikli zırhlı aracı Akrep IIe'nin üretimi... Görgüç "Kendi teknoloji, tasarım ve uygulamalarımızla müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun özel çözümler sunuyoruz" diyor ve ekliyor "Akrep IIe'nin özellikle ihracat pazarlarında büyük başarı göstermesini bekliyorum." Bugün, fikri mülkiyet hakları Otokar'a ait 32 binden fazla araç, 35'ten fazla ülkede 50'den fazla kullanıcı tarafından aktif olarak kullanılıyor.
Otokar Ar-Ge alanında da Türkiye'de önde giden şirketlerden biri. Zira Görgüç'te Ar-Ge kaslarının kuvvetli olması sayesinde fark yaratan ürünler ortaya koyabildiklerini belirtiyor. Şirket 2004'te Ar-Ge çalışmalarını tek bir merkezde topladı ve bu alanda sürekli yatırımlar yapmaya devam etti. Görgüç ,"Ar-Ge merkezimiz araçların daha yüksek teknolojide ve daha hızlı test edilmesi için simülatörler, test ekipmanları, bilgisayar sistemleriyle donatılmış durumda ve tüm sektöre de hizmet ediyor" diyor ve devam ediyor, "Son 10 yılda ciromuzun yüzde 8'ine denk gelen 1,1 milyar lirayı Ar-Ge faaliyetlerine ayırdık. Türkiye'nin öncü kara sistemleri üretici olarak araştırma ve geliştirmeye önem veriyoruz."
Serdar Görgüç, ihracatı artırma hedefinin yanı sıra Otokar'ın küresel markalar arasındaki yerini gelecekte daha da kuvvetlendirmek istediklerini bu doğrultuda iş ortaklıkları ve teknoloji transferi gibi farklı iş fırsatlarını değerlendirdiklerini söylüyor.
SAVUNMA SANAYİNİN YILDIZLARI
Son yıllarda yerli üretimin ön plana çıkmasıyla birlikte Türk savunma sanayi sadece önemli projelere imza atmakla kalmadı; yeni ve büyük projelerin çalışmaları hızlandı.
MİLGEM
Türkiye'nin ilk milli savaş gemisi olan MİLGEM artık ihraç edilmeye başlandı. ADA Sınıfı Korvetlerinin devamı niteliğindeki İ-Sınıfı Fırkteynlerin ilki olan MİLGEM projesinin 5'inci gemisinin inşası da devam ediyor.
MİLLİ MUHARİP UÇAK
2030'lu yıllardan itibaren kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek Milli Muharip Uçak çalışmasında da takvim hızlandırıldı. Tasarımından üretimine her aşamada yerli olacak savaş uçağının 2023'te hangardan çıkması planlanıyor.
TCG ANADOLU
Havuzlu çıkarma gemisi TCG ANADOLU'nun inşaatı da sürüyor. Türkiye bu hacimde gemiye sahip sayılı ülkelerden biri olacak.
BAYRAKTAR ve ANKA
Daha önce ithal edilen insansız hava araçları artık yurt içinde üretiliyor. BAYRAKTAR ve ANKA silahlı-silahsız insansız hava araçları gece ve gündüz, kötü hava şartlarında bile TSK'ya büyük katkı sağlayacak.
AKINCI İHA
Türkiye'nin dünyada bu teknolojiyi geliştirebilen üç ülkeden biri haline geleceği AKINCI İHA 2021'de kullanılmaya başlanacak. Yine AKSUNGUR İHA'da da artık sona yaklaşıldı.
MPT-76
TSK'nın piyade tüfeği ihtiyacını karşılamak için üretiliyor.
BORA FÜZESİ
Yerli taktik-balistik füzesi Mayıs 2019'da Pençe Harekatı'nda kullanıldı.
ATAK ve GÖKBEY
ATAK'ın akabinde tamamen milli tasarımla üretilen GÖKBEY helikopterleri de test uçuşları sonrası seri üretime geçerek hizmete girecek.
GÖKTÜRK-2
TÜBİTAK ve TAI işbirliğiyle geliştirilen yerli keşif uydusu
ATMACA
Menzilinin ise 250 km olması planlanan ATMACA, Türkiye'nin ilk deniz seyir füzesi olma özelliğini taşıyor. Teslimatları bu yılın sonunda gerçekleşecek olan ATMACA'nın karadan karaya atılan füzeleri imha etme yeteneğine sahip olacak yeni bir versiyonu için de çalışmalar sürüyor.
ALTAY
Sistem, nişancı ve komutana gece ve görüşün sınırlı olduğu (toz, duman, yangın) muharebe sahası koşullarında ve hareket halinde uzun mesafeden tespit/teşhis/tanıma ile atış yeteneği kazandırıyor.
SAVUNMANIN GELECEĞİ
Şirketlerin birleşmesinden dijital inovasyona, 5G teknolojisinden uzay savaşlarına kadar farklı yelpazede yer alan trendler savunma sanayisine yön veriyor.
2,1 TRİLYON DOLARA ÇIKACAK
Deloitte'un '2020 Küresel Havacılık ve Savunma Endüstri Görünümü' raporuna göre uluslararası güvenlik ortamının belirsizliği nedeniyle önümüzdeki beş yıl içinde küresel savunma harcamaları artacak. 2019'da 1,9 trilyon dolar olan küresel savunma harcamalarının pandemiye rağmen büyüme istikrarını koruyarak 2023'e kadar 2,1 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.
YAPAY ZEKA DEVREDE
Farnborough International News Network'ün 'Savunma ve Havacılık Endüstrisini Şekillendirecek Trendler' çalışması; robotik/otonom sistemler, yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri eklemeli üretim ve sensör teknolojileri, gibi yeni teknolojilerin merkezde yer almasıyla, dijital inovasyonun benimsenmesinin giderek artacağını gösteriyor.
5G HER YERDE
5G teknolojisi son 10 yılda kullanımı hızla artan nesnelerin interneti (IoT) uygulamalarının sıçrama yapmasını sağlayacak özellikler barındırıyor. Sensörler sayesinde hassas noktalar hakkında veri akışı sağlanabiliyor. Komuta ve kontrol mekanizmaları hızlı karar alabiliyor, karmaşık süreçlerde koordinasyon sağlanabiliyor.
BİRLEŞME VE SATIN ALMALAR ARTACAK
PWC'nin 'Savunma Trendleri 2020: Dijital Bir Geleceğe Yatırım Yapmak' raporuna göre, dünya genelinde yakın gelecekte savunma sanayi sektöründe birleşme ve satın alma faaliyetlerinde yaşanacak artışla tedarik zinciri maliyetleri optimize edilecek.
İNSAN&MAKİNE İŞ BİRLİĞİ
İnsan ve makine arasındaki ilişki giderek artıyor. Lockheed Martin'in 'Savunmanın Geleceğini Şekillendiren Beş Trend' araştırmasına göre bu iş birliği gelecek için eşsiz görev yetenekleri sunuyor.
ELEKTRİĞİN YÜKSELİŞi
Güvenlik ve verimlilik endişeleri nedeniyle Tam Elektrikli Uçak (AEA) teknolojisine geçişte engeller olsa da yakıt ikmali ve lojistikte sağladığı kolaylıklar nedeniyle hibrit araçların kullanımı gelecekte artacak. Ve bu alanda kesinlikle kayda değer bir ilerleme sağlanacak.
OTOMATİK SAVUNMA SİSTEMLERİ ÖN PLANDA
Hava savunma sistemlerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla belirli bir alana girişi engelleyici ve harp sahasındaki hareket kabiliyetini kısıtlayıcı A2/AD (anti-access/area denial) kabiliyetler ön plana çıkacak. Hava savunma sistemlerindeki gelişim trendi sadece teknolojik değil jeopolitik dengeleri de değiştiriyor.
UZAY SAVAŞLARI KIZIŞIYOR
Küresel ticari uzay sektörünün yeni ve mevcut uzay teknolojilerine ve hizmetlerine düzenli yatırımlar görmesi muhtemel. Uzaya yönelik özel sektör yatırımları artmaya başlasa da hala en büyük finansman kaynağı devletlerin bütçeleri. Uzaydaki ticari potansiyeli ve hakimiyet mücadelesi her kesimin iştahını kabartıyor.
HİPERSONİK FÜZELER YAYGINLAŞACAK
Ağır savunma araçlarını, kolaylıkla yok edebilecek güce sahip olması beklenilen hipersonik füzeler sesten (1,235 km/s) yaklaşık beş kat daha hızlı. Gelecekte de hipersonik füzeler ile kızılötesi ve elektromanyetik silahların revaçta olması bekleniyor.
ÜRETİM MALİYETLERİ AZALIYOR
AIA'nın 'Havacılık ve Savunma için Sırada Ne Var?' isimli araştırması özerklik ve seri üretimdeki teknolojik gelişmelerin üretim maliyetlerini düşürdüğünü ortaya koyuyor. Aynı zamanda sektörler arasındaki iş birliği de buna olumlu katkı sağlıyor. Örneğin İHA'ların onarım, inşaat, haritalama gibi ticari ve endüstriyel görevlerin yanı sıra tohumlama, sulama ve araştırma gibi tarımsal işlemlerde de kullanımının yaygınlaşması bekleniyor.
Belce Örü / INBUSINESS