Paul Smith’i nasıl bilirsiniz?
Paul Smith'i nasıl bilirsiniz? Çizgili, renkli ve çok yönlü bir tasarımcı olarak mı? 2013'te Londra'da Design Museum'da kapılarını açan "Hello My Name is Paul Smith" sergisine kadar benim için de Paul Smith, renkli çizgileriyle, yaratıcı marka işbirlikleriyle radarımda olan bir İngiliz tasarımcıdan fazlası değildi. Smith'in hem bir tasarımcı olarak evrimine hem de Paul Smith markasının her detayını titizlikle inşasına tanık olabildiğiniz sergiden çıktığımda ise düşünceliydim. Paul Smith'in neden İngiliz modasının en önemli isimlerinden olduğunu çok daha iyi kavramış ve Paul Smith markasına içten bir hayranlık beslemeye başlamıştım.
Bugün Paul Smith, markasının 50'nci yılını Phaidon'dan çıkan, 50 yılını 50 obje aracılığıyla anlatan ve tasarım yolculuğunun kilometre taşlarını bir araya getiren ilham verici bir koleksiyon kitabı eşliğinde kutluyor. Paul Smith markasının doğum günü şerefine biz de sizi tasarımcının sıra dışı moda yolculuğuna retrospektif bir bakışa davet ediyoruz.
Nottingham'lı genç Paul Smith'in tek bir tutkusu vardır: Bisiklet. Profesyonel bir bisikletçi olma hayaliyle 15 yaşında okulu bırakan Smith'in hayatı, 17 yaşında geçirdiği ağır bisiklet kazasıyla tersyüz olur. Altı ay boyunca hastanede yatan tasarımcı, bu süreçte hastanenin yakınında bulunan sanat okulundan yeni arkadaşlar edinir ve bu dostluklar yepyeni bir dünyanın kapılarını aralar: Mondrian'dan, Warhol'dan, Kokoshka'dan konuşurken Rolling Stones, Miles Davis dinledikleri günler genç Paul'ü derinlemesine etkiler ve tasarıma ilgi duymaya başlar. Hastaneden çıktığında bir yandan çalıştığı mağazada vitrin tasarımları yaparken diğer taraftan Nottinghamshire'da terzilik ve dikiş üzerine akşam kurslarına katılır. 1969'da tanıştığı Royal College of Art Moda Tasarımı Bölümü mezunu Pauline Denyer'in cesaretlendirmesi ve desteği ile henüz 23 yaşında, Notthingham'da dokuz metrekare büyüklüğünde ilk dükkanı 'Paul Smith Vêtement Pour Homme'u açar.
Burada bir parantez açıp tasarımcının ilk önce kız arkadaşı, daha sonra hayat arkadaşı olan Pauline Denyer'den ve Paul Smith markasında Denyer'in emeği ve etkisinden bahsetmemek olmaz. Genç Paul'ün ilk mağazasını açmasında büyük rol oynayan Denyer, aynı zamanda Paul Smith etiketi taşıyan ilk parçanın da tasarımcısı. Bir röportajında Paul Smith, markanın kendi ismini taşımasını şu sözlerle açıklıyor: "Altı yıl boyunca Nottingham'da Birdcage isimli bir mağazada çalıştım ve o yüzden muhitte bilinen bir isimdim. Bu bilinirliğin, markaya kendi ismimi koyarsam bana yardımcı olacağını düşündüm." Pauline Denyer, uzun yıllar boyunca markaya desteğini sürdürdü ve Paul Smith her fırsatta bu destek olmasa markanın şu an bulunduğu noktaya asla erişemeyeceğini vurgulayarak Denyer'i onurlandırdı. "Bana bildiğim her şeyi öğretmekle kalmadı, aynı zamanda bana rehberlik etti. Benim kariyerim uğruna kendi kariyerini feda etti ve bu ona hiçbir zaman karşılığını veremeyeceğim kadar değerli bir fedakarlık" diyen Smith'in bu minnettarlığı, benim de kişisel olarak Design Museum'daki sergiden aklıma en çok kazınan detaylardan biriydi.
PARİS'E YOLCULUK
Notthingham'daki mütevazı dükkan, Londra dışında Kenzo ya da Margaret Howell gibi markaların bulunabileceği yegane adreslerden biridir. Ancak içinde o kadar az ürün vardır ki Paul Smith kıyafetlerin yanı sıra Centre Pompidou'dan alınmış bir poster ya da Yunanistan'dan alınmış birkaç defter gibi parçaları da dükkanda satar. Böylece bir nevi ilk konsept mağaza örneklerinden birine bilmeden hayat vermiş olur.
Takvimler 1976'yı gösterdiğinde Paul Smith, ilk erkek koleksiyonunu sunmak için Paris'in yolunu tutar. Kısıtlı bütçesiyle bir arkadaşının dairesini kiralar, hem modeller hem de yardımcıları kendi arkadaşlarıdır. Büyük beğeni toplayan bu koleksiyondan sonra her sezon Paris'i ziyaret etmeyi sürdürür. Birkaç yıl sonra Londra'da, Covent Garden'da ikinci mağazasını açar ve moda endüstrisinde ismini yavaş yavaş daha geniş kitlelere duyurmaya başlar.
MAĞAZALARIN DİLİ OLSA...
50'nci yıl kitabında, markanın mağazalarına atfettiği önemi simgeleyen bir domino fotoğrafı dikkat geçiyor. Domino, markanın Mayfair mağazasında 26 bin domino taşının tek tek duvarlara yapıştırılmasıyla elde edilen göz alıcı odayı simgeliyor. Aynı sıra dışı vizyonu yansıtan Paul Smith Melrose Avenue mağazası, modern yapısı ve canlı pembe duvarlarıyla bugün Instagram'ın en ünlü arka planları arasında.
EPİLOG
Günümüzde Paul Smith markasının hala çoğunluk hissesi tasarımcının kendisine ait ve bu bağımsızlıkla yönetilen markası 2019'da 215 milyon pound ciroya ulaşmış; bu da bir önceki yıla kıyasla yüzde 9'luk bir artışa tekabül ediyor. Bugün Paul Smith'in dünya çapında 166 mağazası var. Tasarımcı kariyeri boyunca Leica'dan Land Rover'a, Mini Cooper'dan Anglepoise'a ya da Caran d'Ache'a farklı alanlarda lider markalarla gerçekleştirdiği yaratıcı işbirlikleriyle hem modanın farklı endüstrilerle kesişim noktalarını sektöre gösterdi hem de genç tasarımcılara marka konumlandırma anlamında ilham verdi. Başarılarından dolayı 2000'de Kraliçe tarafından şövalyelik unvanıyla onurlandırıldı.
Paul Smith'in hikayesinden öğrenilecek çok şey var, ama içinde bulunduğumuz zamanlarda belki de en çok iyimserliğinden ilham almalıyız. Tıpkı gezdiğim "Hello My Name is Paul Smith" sergisinde bizi karşılayan, kendi el yazısıyla yazılmış post-it'te söylediği gibi: "Her gün yeni bir başlangıç." Nice 50 yıla Paul Smith!
Gökçe Algan / INBUSINESS