Fintech şirketlerinden 31 milyar dolar yatırım
Fintech şirketleri, 2020'yi toplam 31 milyar dolar yatırımla tamamladı. Bu değer 2021 Nisan itibarıyla 29,8 milyar dolara ulaşarak geçen yılın toplam fonlama miktarının yüzde 93'ünü yakaladı.
KPMG Türkiye'nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin Fintech raporu yayımlandı. Dünyada ve Türkiye'deki fintech ekosistemini değerlendiren raporda yakın dönem beklentileri de yer alıyor. Rapora göre; Türkiye'de fintech ekosistemi bankacılık sisteminin de güçlü desteği ve iştahıyla giderek büyüyor. Sundukları hizmetlerin hızı ve kalitesini artırmak için büyük çaba gösteren bankalar yeni girişimlerin sundukları yaklaşımları büyük bir hızla benimsiyor. Pandemide güçlenen 'temassız işlem' eğilimi, yeni teknolojilerin hızla devreye alınması gereksinimini destekliyor.
KPMG Türkiye Fintech Sektör Lideri Sinem Cantürk, "Finansal hizmetlerde hız, kolaylık ve güvenlik unsurlarını bir arada sunan fintech sektörü, henüz 10 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen her yıl üzerine koyarak büyümeye devam ediyor. Bankacılık sektörünün artık bütüncül bir müşteri deneyimi olarak değerlendirildiği günümüzde, finans sektörü dışında kurulan start-up'ların bankalar tarafından sunulan hizmetlerde rekabette öne çıktığı bir gerçek.
Mevcut pazar ve iş modellerinde yeni yaklaşımlar benimseyen start-up'lar, iş yapış biçimlerindeki genel kabullerin sınırlarını zorluyor ve hatta bazı zamanlarda yıkıyor. Eski nesil şirketler ise bu cephede nasıl mücadele edecekleri konusunda büyük zorluklarla karşılaşabiliyor. Yer yer eski modelleri kopyalayıp geliştiren, bazense oyunun kurallarını baştan yazan bu şirketler önümüzdeki dönemin iş dünyasını şekillendirecek" dedi.
Raporda öne çıkanlar şöyle:
2015-2020 yılları arasında küresel arenada fintech alanına her yıl ortalama yaklaşık 30 milyar dolar yatırım yapıldı. Küresel fintech piyasasının 2019 sonu itibarıyla 5,5 trilyon USD büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. Sektörün önümüzdeki beş yıllık süreçte de yıllık ortalama yüzde 23,5 bileşik büyüme oranına erişeceği düşünülüyor. Piyasanın alt segmentlerinde ise liderlik yapay zeka çözümleri üreten şirketlerin uhdesinde ve bu görünümün 2025 yılına dek sürmesi bekleniyor.
Küresel bankacılık sektörü de hem maliyet düşürmek hem yeniliklere imza atmak hem de müşteri tabanını geliştirmek adına bu tehdidi birleşme ve satın almalar yoluyla fırsata çevirme gayretinde. 2023 yılında müşteri hizmetleri robotlarının bankalara 7,3 milyar dolar, yapay zeka uygulamalarının ise sigorta sektörüne 1,3 milyar dolar kazandıracağı tahmin ediliyor.
Startup Genome'un 2020 araştırma sonuçlarına göre küresel fintech ekosistemi beş ana merkeze sahip. ABD'de Silikon Vadisi ve New York, Avrupa'da Londra, Asya'da ise Singapur ve Pekin. Bu beşli dışında, Şangay, Boston, Hong-Kong, Paris, Chicago, Los Angeles ve Toronto da önemli merkezler olarak kabul ediliyor.
Bu denge içinde Asya liderliği ele almış durumda. Özellikle Çin'in sahip olduğu veri ve kaynaklar, yeni geliştirmeler için eşsiz bir habitat sağlıyor. Bu habitat, geliştirmelerin yanında test ve yüksek hacimli işlemler için de son derece uygun. Buna örnek olarak Çin menşeli Alipay'i işleten Ant Grup'un 2019 ödeme aracılığı hacminin Paypal'un 24 katı olduğu gösterilebilir.
Sektörde küresel yatırımlar, 2021 yılının ilk çeyreği itibarıyla çeyreklik dilimler içinde rekor kırdı. 2018 yılının ikinci çeyreğindeki seviyeyi aşan yatırım hacmi içinde Ant Group'un 14 milyar dolarlık toplam yatırımı ön plana çıkıyor. Yine bu çeyrekte, toplam tutarı 100 milyon doları aşan 57 büyük proje fonlandı ve bu da kendi alanında bir rekor olarak kayıtlara geçti. Küresel yatırım hacmindeki bu artışın Afrika dışında tüm bölgelerde yaşandığı görülüyor.
Fintech şirketleri, 2020'yi toplam 31 milyar dolar yatırımla tamamladı. Bu değer 2021 yılının Nisan ayı sonunda ise 29,8 milyar dolara ulaşmış durumda. Diğer bir ifadeyle 2021 yılının üçte birlik süresi itibarıyla, bir önceki yılın toplam fonlama miktarının yüzde 93'ü yakalandı.
Sektörün ürünlerindeki büyüme hacimlerine bakıldığında dijital kredilendirme dışında neredeyse tüm hizmetlerde yıllık bazda çift haneli büyüme göze çarpıyor. Bu kırılım içinde, dijital ödeme hacminin 2023 sonunda 6,7 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
TÜRKİYE AVRUPA'DA 18'İNCİ SIRADA
Türkiye, 2020 yılında aldığı 139 milyon dolar fonlama ile Avrupa'da Polonya'nın ardından 18'inci sırada. Listenin ilk üç sırasında ise 13,6 milyar dolar ile Birleşik Krallık, 5,3 milyar dolar ile Fransa ve 5,1 milyar dolar ile Almanya yer alıyor. Sadece Ortadoğu ülkeleri dikkate alındığında ise Türkiye üçüncü sırada.
Finansal teknoloji yatırımları dışında oyun sektörü öne çıkıyor. 2021'in ilk dört ayında 17 oyun şirketi 65 milyon dolar yatırım almayı başardı. Bu noktada, değeri 1 milyar doları aşan üç şirket bulunuyor (Peak Games, Getir, Trendyol).
Türkiye'de start-up'lar Nisan 2021 itibarıyla 78 anlaşma ile 523 milyon dolar sermaye yatırımı çekti. Bu hacim içindeki hızlı artış Getir'in sağladığı fonlama olurken, Getir hariç çekilen yatırım tutarı ise 95 milyon dolar seviyesinde.
Ülkemizdeki start-up'lara fintech şirketleri özelinde bakacak olursak, 2020 yılında 31 şirketin kurulduğunu görüyoruz. Bu seviye önceki yılların altında olmakla birlikte, bu projelere sağlanan sermaye girişi 2017 sonundan bu yana izlenen en yüksek seviyede.
Türkiye'de Mart 2021 itibarıyla var olan 441 fintech şirketinin yüzde 80'inden fazlası varlığını sürdürüyor. 2017-2019 dönemini domine eden kripto para şirketlerinin yerini 2020 yılında bankacılık işlemlerine odaklanan şirketler aldı. Ödeme sistemleri şirketleri ise adetsel olarak uzak ara lider konumda.
YAKIN GELECEKTE OLMASI BEKLENENLER
Dünya nüfusunun hâlihazırda yüzde 30'unun finansal hizmetlere erişemediği düşünüldüğünde bu alandaki gelişmelerin, yüksek potansiyelle birlikte daha da hızlanacağı muhakkak görünüyor.
Finansal kurumlar ile fintech şirketleri arasındaki rekabet, ortak faydanın maksimize edilmesi felsefesiyle evrilerek güçlü bir ortaklık vadediyor. Bu trend, yakın gelecekte iş birliklerinin daha da güçlenmesi beklentisini besliyor.
Yakın gelecekte, ABD'nin sektörel liderliğinin değişmesi beklenmiyor. Buna karşın Çin başta olmak üzere Asya'daki yatırımların da büyük bir hızla artmaya devam etmesi ve ağırlığını koruması ana senaryo dahilinde. Avustralya'nın yanı sıra Asya'da Çin, Avustralya, Singapur, Bahreyn, BAE ile Avrupa'da Polonya, Malta gibi ülkelerdeki gelişmeler yakından takip edilmeli. Bu noktada, özellikle teknoloji transferi konusunda ülkeler arasında yaşanan gerilim ve atılan adımlar yakından izlenmeli.
2021 yılında küresel çapta ödeme sistemlerine yapılan yatırımların büyümeye devam etmesi bekleniyor. Bunun yanında ana bankacılık alanı dışında kalan destekleyici programların da (örneğin sigorta) sistem içindeki paylarının artması bekleniyor.
YERELLEŞTİRME ÇOK İYİ KURGULANMALI
Yerel tüketici alışkanlıkları süreçlerin evrimi konusunda ana belirleyici. Toplum dinamikleri, yani risk alışkanlıkları, tüketim ve tasarruf eğilimleri, harcama eğilimleri ve benzeri farklılıklar yerel yatırımcıların odaklanması gereken ana konular. Yeni yatırımların tutunabilmesi ve hızla başarıya ulaşabilmesi için yerelleştirme sürecinin çok iyi kurgulanması gerekiyor.
Yerel bankacılık dinamikleri de yatırımların potansiyel büyüme hızına ivme kazandıracak nitelikte. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre Türkiye'de 28 banka internet bankacılığı, 22 banka ise mobil bankacılık hizmeti veriyor. 68,5 milyon kişi dijital bankacılık müşterisi. İnternet bankacılığını aktif kullanan müşteri sayısı ise 11 milyonun üzerinde. Bankaların dijital kanallarında kullanım hacimleri artmakla birlikte işlemlerin yüzde 68'i para transferlerinden oluşuyor. Yatırım işlemleri ise pastadan yüzde 23 pay alıyor.
Müşterilerin yeni araçlarla tanıştırılmasını takiben hem aktif müşteri sayısı artacak hem de dijital bankacılığın para transferi ve yatırım işlemlerinden çok daha fazlasını vadettiği ortaya çıkacak.
Teknoloji kullanımı yaygınlaştıkça siber güvenlik konusunda daha önce görülmemiş boyutta testlerle karşılaşılması olası. Veri güvenliği hiç olmadığı kadar önemli ve teknoloji, karşı taraf için de gelişiyor.
Kripto paraların erken yıllarında yaşanan bazı olumsuz deneyimler ve taşınan miras halen çok sayıda yatırımcı için soru işareti. 2021 yılında yaşanan spekülatif fiyat hareketleri de piyasanın derinleşmesi ve oturmasının önündeki en önemli engellerden. Atılan twitler eşliğinde devasa fiyat hareketlerinin yaşandığı bu mecrada güvenin tesis edilmesi büyük önem arz ediyor.