Dönüştürücü güç…

12:17 - 18.12.2023, Pazartesi

Bankalar, yeşil dönüşüm sürecinde kritik bir role sahip. Yurt dışı finans kuruluşları ve fonlardan sağlanan milyarlarca dolarlık kaynak ile reel sektörün yeşil yatırımlarını finanse eden bankalar, ülkenin de sürdürülebilir kalkınma hedefine destek oluyor.

Ayfer Arslan - INBUSINESS

Küreselleşmenin sınırları kaldırdığı dünyamızda uluslararası arenada yaşanan tüm gelişmeler herkesi etkileyecek bir dönüşümün tetikleyicisi niteliğinde. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından yayımlanan Yeşil Mutabakat da gerek küresel ticarette yer alan ülkeleri gerekse doğrudan ve dolaylı olarak reel sektör temsilcilerini etkileyebilecek bir uyum çerçevesi getiriyor.

Sanayiden ulaştırmaya, ambalajdan veri korumaya kadar birçok boyutta stratejik düzenlemeyi içeren bu mutabakat, yepyeni bir uluslararası ticaret sistemini hedefliyor. 2050 yılında karbon nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyan AB, bu kapsamda Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve Emisyon Ticaret Sistemi gibi regülasyonları da kademeli olarak devreye alıyor. Buna göre; karbon salınımı 2030 yılına kadar yüzde 50, 2050'ye kadar sıfıra indirilecek. Üretim süreçlerinde çevresel etkileri göz ardı eden, yenilebilir enerji kaynaklarını kullanmayan ve karbon ayak izini azaltmayan sanayicilerin rekabet şansı azalacak.

Özellikle ihracat yapan, karbon yoğun sektörleri etkileyecek bu uygulamalar, haliyle reel sektör açısından operasyonel giderler ve yatırımlar için kaynak ihtiyacını da artıracak. Avrupa'nın önümüzdeki 10 yılda çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak projelere ayıracağı fonların büyüklüğünün 1 trilyon euroyu geçmesi beklenirken, işin maliyet tarafı finans sektörünün yeşil dönüşüm sürecindeki kritik rolünü ön plana çıkarıyor. Gelişmiş ülkelerde söz konusu yatırımların üçte ikisi bankalar tarafından finanse edilirken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 90'a ulaşıyor.

Yıllık maliyet 5 milyar euro

Türkiye açısından ise Yeşil Mutabakat; sürdürülebilir iş modelleri, yeni standart ihtiyaçları, sertifikasyon zorunlulukları ve denetim gerekliliklerini de beraberinde getirecek. Yeni düzenlemeler haliyle en önemli dış ticaret ortağı AB bölgesi olan ülkemizi yükselen maliyetlerle karşı karşıya bırakarak rekabet gücünü etkileyecek. İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yapılan bir araştırmada, SKDM'nin Türkiye sanayisine maliyetinin 2027 yılında 138 milyon euro, 2032 yılına gelindiğinde ise yıllık 2,5 milyar euroya çıkacağı tahmin ediliyor. Yeşil Mutabakat kapsamında, ülkemizde de hem merkezi yönetim hem özel sektör hem de finans sektörü özelinde hazırlıklar hızla devam ederken, çeşitli çalışma ve eylem planları da hayata geçti. 2021 yılında Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı ise bu çalışmaların en önemlilerinden biri.

Eylem planının dokuz ana hedefinden biri ise yeşil finansman. Yeşil finansman aslında Türk bankacılık sektörü açısından çok yeni bir konu değil. Sektör, sürdürülebilirlik kriterlerine uygun sendikasyon kredileri, yeşil tahvil ve yeşil bono gibi finansman ürünleri ile uzun süredir yeşil dönüşümü destekleme gayretinde.

Finansın odak noktası

EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri ve EY Türkiye Denetim Bölümü Şirket Ortağı Ece Sevin'e göre, iklim krizi ile mücadele kapsamında dünya hızla değişiyor ve bu yeni dünya sürdürülebilirliği önceliklendiriyor. Bunun doğal sonucu olarak hem yatırımcıların hem uluslararası finans kuruluşlarının odak noktası standart finansmandan sürdürülebilir finansmana doğru gelişiyor. Bu değişim ülkemizde de reel sektöre kredi kullandıran bankaların, finansman kaynaklarını etkiliyor. TBB'nin Sürdürülebilirlik Raporu'nda da İklim Finansmanı olarak da adlandırılan sürdürülebilir finansman alanında Türk bankalarının oldukça aktif olduğu belirtiliyor. Raporda yer alan ankete katılan bankalar, çoğunlukla temiz enerji geçişi, enerji verimliliği, düşük karbon ekonomisine geçiş, mavi finansman, döngüsel ekonomi ve atıklar, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği, yeşil teknolojiler ile ilgili alanlarda finansman uygulamalarına sahip olduğunu belirtiyor. Ayrıca, biyoçeşitlilik, yeşil konutlar, kapsayıcı ve sürdürülebilir şehirler, atık su ve su yönetimi alanlarında da sektörde uygulamalar mevcut.

30 trilyon dolarlık hacim

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Çağrı Süzer, sürdürülebilir finansın özellikle son beş yılda bankacılık sektörünün en önemli temalarından biri haline geldiğini belirtiyor. "Finans sektörü olarak muazzam bir dönüştürücü gücümüz var" diyen Süzer, yeşil tahvil, yeşil kredi ve sürdürülebilir borçlanma enstrümanlarının tüm dünyada yatırımcılar tarafından her geçen gün daha fazla rağbet gördüğünü belirtirken, bunun da haliyle sürdürülebilir finans işlem hacimlerine yansıdığına dikkat çekiyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Sürdürülebilirlik Raporu'na göre, ilk olarak 2008 yılında Dünya Bankası'nın yeşil tahvil etiketli tahvilleri kurumsal yatırımcılara ihraç etmesinin ardından tematik tahvil ve krediler başta olmak üzere sürdürülebilir borçlanma araçlarının kullanımı her geçen gün daha da artıyor.

Dünya Bankası ve Oxford Enerji Araştırmaları Enstitüsü (2022) verilerine göre, 2020 yılında 700 milyar dolar olan küresel yeşil tahvil piyasası hacmi, 2022 yılı sonunda 3,7 trilyon dolara ulaştı. Bu piyasadan elde edilen gelir ağırlıklı olarak enerji sektörü, düşük karbonlu binalar ve ulaştırma alanlarında kullanılırken, sürdürülebilir finans işlem hacminin artan ivmeyle birlikte 2032 yılında toplam 30 trilyon dolar seviyelerine ulaşacağı öngörülüyor. Sürdürülebilir finansın ulaştığı boyuta ilişkin bir başka çarpıcı veri ise McKinsey'in 2022 Küresel Bankacılık Sektörü İnceleme Raporu'nda yer alıyor. Buna göre; sürdürülebilir tahvil ihraçlarının toplam tahvil piyasasındaki payı yaklaşık yüzde 11 iken, sürdürülebilirlikle bağlantılı sendikasyon kredileri, toplam küresel sendikasyon kredileri piyasa hacminin yüzde 13'ünü oluşturuyor.

10 milyar dolarlık kaynak

HSBC Türkiye Küresel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Dilek Güleç Salzburg ise 2014'ten bu yana sürdürülebilirlik temalı tahvil-eurobond ve benzeri ihraçlarda global piyasalarda çok büyük ivmelenmenin olduğuna dikkat çekiyor. 2014 yılında yıllık yaklaşık 33 milyar dolar tutarındaki söz konusu ihraçlar 33 katına çıkarak 2021 içinde yıllık 1,1 trilyon dolar civarına yükseldi. 2023 yılının başından bugüne kadar gerçekleşen yaklaşık 615 milyar dolar büyüklüğündeki ihraçların ise yüzde 60'ını yeşil bonolar oluşturuyor. Bunu yüzde 19 ve yüzde 14 payla sürdürülebilir ve sosyal tahvil-bono ihraçları takip ediyor.

Son sırada ise yüzde 7'lik payla sürdürülebilirlik endeksli tahvil ihraçları yer alıyor. Salzburg, Türkiye'de ise 2016'da yıllık 605 milyon dolar civarındaki ihraçların 2023'te yıllık 4 milyar doların üstüne yükseldiğini belirtirken, Ece Sevin sendikasyon kredilerindeki büyümeye işaret ediyor. 2022 yılında Türk mevduat bankalarının kullandığı 11,4 milyar dolar tutarındaki sendikasyon kredilerinin yaklaşık yüzde 98'i sürdürülebilirlik bağlantılı iken, Eylül 2023 sonuna kadar 6,3 milyar dolar tutarındaki sendikasyon kredilerinin yüzde 100'ü sürdürülebilirlik bağlantılı gerçekleşti.

Yeşil-mavi ayrımı net değil

Yeşil finansmanın yanı sıra sürdürülebilir finansmanın öncelikli alanlarından biri de mavi finansman. Mavi finansmanın odağında su, deniz ve okyanusların korunmasına yönelik yatırımlar yer alıyor. Yurt dışında yaygın olan mavi finansman konusunda Türk bankacılık sektörünün henüz net bir ayrımı yok ve çok az sayıda bankanın ürün ve hizmeti var.

Sektörün ilk mavi finansman paketini çıkaran Akbank Genel Müdür Yardımcısı Levent Çelebioğlu, mavi finansmanın yeşil finansmana kıyasla görece olarak yeni bir kavram olduğunu vurgularken, şunları ekliyor: "Öncesinde temel olarak su arıtım, atıksu arıtım, su iletim hatları gibi odak noktalarını yeşil projeler altında değerlendirebiliyorduk. Artık özellikle ekosistemin korunması, geliştirilmesi dahil pek çok farklı alan mavi finansmanın konusu haline geldi.

IFC'nin Mavi Finansman Kılavuzundan sonra ICMA'nın yayınladığı 'Sürdürülebilir Mavi Ekonominin Finansmanı için Tahviller'" dokümanı ile bu konu artık bankaların da öncelikli alanlarından biri olacak." Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak da iklim krizi riskleri nedeniyle tüm dünyada yeşil dönüşüm yatırımlarına ve bu alandaki finansman kaynaklarına duyulan ihtiyaç büyürken, adını ülkemizde yeni duyurmaya başlayan mavi finansmanın da sürdürülebilir finansman başlığı altında dikkate alınması gereken kavramlardan biri olarak öne çıktığını vurguluyor.

Temiz suya erişim, su kaynaklarının korunması, deniz ve marin ekosistemlerinin güvence altına alınması ve deniz kirliliğinin engellenmesi gibi tüm başlıklar mavi finansmanın ilgi alanında. Kavak, tüm dünyada iklim farkındalığının artmasıyla, son birkaç yıldır yatırımcı ve finansör kurumların gündemine giren mavi kredi, mavi tahvil gibi yeni finansal enstrümanların uluslararası sermaye piyasalarında çeşitleneceğini öngörüyor.

Yeşil varlıklar belirlenecek

Peki, ülkemizde sürdürülebilirlik kriterlerine uygun kredilerin toplam büyüklüğü ne kadar? Toplam kredilerdeki payı nedir? Ne yazık ki, henüz sektör genelinde, bu kriterler çerçevesinde spesifik bir ayrım yapılmadığı için şimdilik sağlıklı bir veriye ulaşmak mümkün değil. Ancak eylül ayında BDDK tarafından sektörün görüşüne sunulan Yeşil Varlık Oranı Tebliğ Taslağı bu anlamda önemli bir boşluğu dolduracağa benziyor. Söz konusu tebliğ ile bankalar portföylerindeki finansal varlıkların teknik kriterler ışığında yeşil olarak sınıflandırılmasını gerçekleştirecek.

Görünen o ki, finans sektörü gerek kendi iş süreçleri gerekse içinde bulunduğu sıkı regülasyonlar dolayısıyla reel sektöre göre yeşil dönüşüme daha hazırlıklı ve örnek konumda. Ancak sektör temsilcilerine göre sürdürülebilir kalkınma konusunda sağlanan finansal destek henüz yeterli seviyede değil. Bu dönüşüm için mevcut finansal sermayenin arttırılması ve küresel ölçekte çalışmaların hızlandırılması gerekiyor. Çağrı Süzer, iklim kriziyle mücadele ve kapsayıcı büyümenin finansmanı için halen çok ciddi bir yatırım ve finansman açığı olduğunu düşünüyor. Bankaların sağlayacağı finansman, sürdürülebilir borçlanma piyasasının daha aktif hale gelmesi ve sürdürülebilir ürün ve hizmet grupları; sürdürülebilir kalkınmanın geleceği açısından çok önemli. Sürdürülebilir dönüşümün tüm sektörleri içine alan uzun soluklu bir süreç olduğuna inanan Süzer, "Finans sektörü olarak çok yol kat ettiğimizi ancak halen önümüzde bizi bekleyen uzun bir yol olduğunu düşünüyorum" diyor.

TSKB Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Meral Murathan, öncelikle ekonominin tüm sektörleri üzerinde dönüştürücü etkisi olan finans sektörünün, iklim değişikliğiyle mücadeleyi stratejik hedefleri arasında en üst sıraya koyması gerektiği görüşünde. Bugüne kadar Türk bankacılık sektörünün düzenleyici kurumlar iş birliğiyle önemli bir mesafe kat ettiğini söyleyen Murathan, şunları ekliyor:

"Ancak ulusal ve uluslararası düzlemde çok hızlı akan bir gündem ve buna paralel de hızlı uyum süreçleri söz konusu. Bugün bankacılık sektörünün itici gücüne her zaman olduğundan daha fazla ihtiyaç var. Bu anlamda Türk bankacılık sektörünün yüksek farkındalık ve karar alma kapasitesi ile sürdürülebilir ve sürekli dönüşüm sürecinde etkili bir paydaş olmaya devam edeceğine inanıyoruz."

Net sıfır bankacılık - Meral Murathan TSKB Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri

TSKB olarak 2016 yılında hayata geçirdiğimiz ve Türkiye'nin ilk yeşil/sürdürülebilir tahvili olan ihracımız da dahil olmak üzere, o zamandan bugüne Türkiye'deki toplam sürdürülebilir eurobond ihraçları tutarı yaklaşık 10 milyar dolara ulaştı. Sadece bankacılık sektörünün ihraç ettiği sürdürülebilir tahvil tutarı ise yaklaşık 6 milyar dolar civarında. TSKB'nin SKA bağlantılı kredilerin oranı bugün yüzde 93 seviyesinde. 2021-2030 yılları arasında 8 milyar dolar tutarında sürdürülebilir finansman sağlama hedefimiz bulunuyor. Şimdiye kadar bu hedefin yüzde 30'unu gerçekleştirdik. SKA bağlantılı kredilerimizin toplam portföyümüzdeki oranını ise yüzde 90 seviyesinde tutma yönündeki hedefimizi sürdürüyoruz. Portföyümüzdeki iklim ve çevre bağlantılı kredi oranı hedefimiz ise yüzde 60 seviyesinde. Kaynaklarının yaklaşık yüzde 85'i ÇSY (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim) odaklı bir banka olarak sektörümüzde olumlu ayrışıyoruz.

Garanti BBVA'dan 150 milyar liral destek - Çağrı Süzer Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı

Garanti BBVA olarak sürdürülebilir finansman sağlama hedefi bizim için de ana kilit performans göstergelerimizden biri. Sürdürülebilir finans için mobilize edilecek finansman hedefini yönetim kurulu üyelerinden başlayarak her düzeyden çalışanın prim alma kriterlerine entegre etmiş durumdayız. Ayrıca ana hissedarımız BBVA'nın 2025 yılına kadar 300 milyar euroluk sürdürülebilir finansman sağlama hedefi var. Biz de 150 milyar lira tutarında destek sunmayı hedefliyoruz. 2022 yıl sonu verilerine göre sürdürülebilir kalkınmaya katkımız ise 88 milyar liraydı. Yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladığımız kümülatif finansman tutarı 6,26 milyar doları aştı. Her dört RES'ten birini biz finanse ettik, bu alanda yüzde 25,3 ile pazar lideriyiz.

Finans, reel sektöre örnek konumda - Ece Sevin EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri

Finans sektörü içinde bulunduğu sıkı regülasyonlar, raporlama/şeffaflık zorunlulukları, etkin risk yönetimi yapısı ve uluslararası yatırımcılarla etkileşim noktasında daha aktif olduğu için reel sektöre göre oldukça iyi bir seviyede. Bu regülasyonlar, finansal kurumların sürdürülebilirlikle ilgili en iyi uygulamaları benimsemesini ve bu alanda yüksek standartlara ulaşmasını sağlamayı amaçlıyor. Bu bakış açısıyla finans sektörünün oldukça önemli bir yol katettiğini ve reel sektöre örnek bir seviyede olduğunu söylemek mümkün.

Ancak diğer taraftan sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak ciddi bir dönüşüm gerektirir ve dönüşümün dünya genelinde gerçekleşmesi artık bir gerekliliktir. Günümüz şartlarında tüm bunlar için yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde maalesef ortaya konulan finansal destek henüz yeterli düzeyde değildir. Bu dönüşüm için mevcut finansal sermayenin arttırılması ve kimseyi geride bırakmadan küresel ölçekte çalışmaların hızlandırılması gerekiyor.

950 milyon dolarlık destek - Dilek Güleç Salzburg HSBC Türkiye Küresel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı

HSBC Türkiye olarak, şirketlerin düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde gerekli olan yatırımları için farklı borçlanma araçlarıyla sürdürülebilirlik temalı finansman sağlıyoruz. Bu sayede, düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandırmaya ve şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına destek oluyoruz. 2021'den itibaren farklı finansman ürünleriyle reel sektöre yaklaşık 950 milyon dolar sürdürülebilir finansman desteği sağladık. Geçtiğimiz aylarda ülkemizin gayrimenkul ortaklığı alanında lider şirketlerinden biriyle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye'den oluşan MENAT bölgesindeki ilk ESG endeksli nakit döviz işlemini gerçekleştirdik. Ayrıca, ülkemizin lider havayolu şirketine karbon ayak izi daha düşük iki adet uçak finansmanı desteğimiz de bu alandaki örnek ve başarılı işlemlerimizin bir yenisi. Mavi finansman konusunda da HSBC grubu olarak dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilir finansman işlemleri var.

Sıra mavi finansmanda

Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat'a göre sürdürülebilir finansman başlığı altında yer alsa da 'mavi finansman' başlı başına önemli bir konu. Hayat kaynağı olması nedeniyle dünyanın birçok yerinde temiz suya erişim en önemli sorunlardan biri. Son yıllarda özellikle denizlerimizdeki kirlilik sadece suya erişimi değil, su ürünlerini de risk altında bırakıyor.

Ekonomik açıdan baktığımızda ise Türkiye gayrisafi milli hasılasının en önemli parçalarından birini turizm oluşturuyor. Aynı zamanda turizm sayesinde ülkemize çok ciddi miktarlarda döviz girdisi sağlanıyor. Bu girdinin devamlılığı için gerek eski tesislerin güncel standartlarda yenilenebilmesi gerek yeni tesislerin ülkemize kazandırılması açısından yine mavi finansman çok önemli bir görev üstlenecek.

Polat'a göre, yurt dışında yaygın olan mavi finansman alanında ülkemizde özellikle büyük bankalar mavi-yeşil finansman ayrımını netleştirdi ve bu kapsamdaki kredi ürünlerini sunmaya başladı. Ancak henüz istenen hacimlere ulaştığını söylemek çok zor. Finans kuruluşlarının mavi finansman projelerine yatırım yaparak hem çevresel hem de toplumsal fayda sağlama potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Polat, bu nedenle, mavi finansmanın desteklenmesi ve bu alandaki yatırımların artırılmasının, sürdürülebilir bir gelecek açısından kritik olduğunun altını çiziyor.

Neler yapıldı, neler yapılacak?

-Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2021 yılında Sürdürülebilir Finansman çerçevesini yayımladı.

-SPK, 2022 yılı başında Yeşil ve Sürdürülebilir Borçlanma Aracı ve Kira Sertifikası Rehberi'ni yayımladı.

-Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) sürdürülebilirlik ve iklimle bağlantılı riskler ve fırsatlarla karşı karşıya olan bankacılık sektörü için Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı, 27 Aralık 2021'de kamuoyu ile paylaşıldı.

-Borsa İstanbul, BIST Sürdürülebilirlik Endeksi ile sorumlu yatırımcılara sürdürülebilir yatırım seçenekleri sundu.

-Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Sürdürülebilirlik Çalışma Komitesi kurdu. Bu komite, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve iklim ve çevre değişikliğinden kaynaklanan risklerin ve fırsatların daha iyi yönetilebilmesi, düşük karbonlu üretim ve yatırıma geçişin desteklenmesi ile sürdürülebilir büyümeye katkı sağlanması amacıyla yeşil finansman konularında tavsiye kararları alacak.

-TBB, Bankacılık İçin Sürdürülebilirlik Kılavuzu'nu uygulamaya koydu.

-Merkez Bankası organizasyon yapısına sürdürülebilirlik ile ilgili birimler eklendi.

-BDDK ve TBB iş birliği ile bankaların faaliyetlerinde sürdürülebilir finansmana katkıyı ölçmek için Yeşil Varlık Oranı (Green Asset Ratio) çalışmaları tamamlanarak Yeşil Varlık Oranı Tebliğ'i Eylül 2023 itibarıyla görüşe sunuldu.

-OVP ile birlikte beş yıllık 12. Kalkınma Planı'nda da ikiz dönüşümle ilgili eylem planları açıklandı. Net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadelenin ekonomiye maliyetlerini en aza indirecek ve dijital dönüşümle birlikte yeşil dönüşümün getirdiği fırsatlardan azami düzeyde faydalanılmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilecek.

Rakamlarla yeşil finansman

-2020 yılında 700 milyar dolar olan küresel yeşil tahvil piyasa hacmi, 2022 sonunda 3,7 trilyon dolara ulaştı.

-2032 yılında sürdürülebilir toplam finans işlem hacminin 30 trilyon dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor.

-Sürdürülebilirlik temalı ihraçların yüzde 60'ını yeşil bonolar oluşturuyor. Bunu yüzde 19 ve yüzde 14 ile sürdürülebilir ve sosyal tahvil-bono ihraçları izliyor. Son sırada ise yüzde 7'lik payla sürdürülebilirlik endeksli tahvil ihraçları yer alıyor.

-Türkiye'de 2016'da yıllık 605 milyon dolar civarındaki ihraçlar, 2023 yılında yıllık 4 milyar doların üstüne yükseldi.

BİZE ULAŞIN