"Sermaye piyasalarımızın daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına özel önem ve öncelik vereceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 21 yılda toplam 255 milyar dolar uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak, önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarımızın daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına özel önem ve öncelik vereceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 7'ncisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'ne gönderdiği mesajda, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında "Güçlü Sermaye Piyasaları; Güçlü Türkiye" ana temasıyla düzenlenen kongrenin, tüm yatırımcılar için hayırlı olmasını diledi.
Cumhuriyet'in yüzüncü yılında daha güçlü, daha güvenli ve daha müreffeh bir Türkiye hedefiyle çıktıkları yolda durmadan, dinlenmeden yürüdüklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'nın yol haritası mahiyetinde olan Orta Vadeli Program'ı, eylül ayı başında kamuoyu ve iş dünyasıyla paylaştıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyüme ve ticaretten fiyat istikrarına, finansal istikrardan beşeri sermaye ve istihdama, yeşil ve dijital dönüşümden afet yönetimine, kamu maliyesinden iş ve yatırım ortamına kadar tüm temel başlıklarda gerçekçi, uygulanabilir ve Türkiye'nin potansiyeliyle uyumlu hedefler belirlediklerini kaydetti.
Milletin de desteğiyle bu hedefleri gerçekleştireceklerine inandıklarını belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"6 Şubat depremlerinin yol açtığı tahribatı ortadan kaldırırken, sağlıklı ve kaliteli bir ekonomik büyümeyle istihdamı artırmayı, enflasyonu yeniden tek haneye düşürerek, gelir dağılımını iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Bu anlayışla bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği daha da güçlendirerek, doğrudan yabancı yatırımları ülkemize çekmeyi planlıyoruz. Yine bu dönemde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemizin de meyvelerini toplamaya başlayacağız. İstanbul Finans Merkezi ile ülkemizi finans alanında da bir merkez haline getirmeyi istiyoruz. Son 21 yılda toplam 255 milyar dolar uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak, önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarımızın daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına özel önem ve öncelik vereceğiz. Otomatik Katılım Sistemi'ne ek olarak, ikincil bir emeklilik sisteminden halka arzların artırılmasına, Türk lirası cinsi ürünlerin cazibesinin ve çeşitliliğinin artırılmasına kadar geniş bir yelpazede adımlar planladık."
Erdoğan, seçkin isimlerin katılımıyla düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nin, bu gayretlerinde yol gösterici olacağına inandığını aktardı.
Türkiye'ye güvenen, ülkeye yatırım yapan, Türk ekonomisinin aydınlık geleceğine itimat eden tüm yatırımcılara kapılarının da gönüllerinin de açık olduğunu vurgulayan Erdoğan, kongrenin başarılı geçmesini diledi ve icrasında görev alanlara teşekkür etti.
Ergun: Son üç yılda 130 şirketin halka arzında 93 milyar TL kaynak sağlandı
Etkinlikte konuşan Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun ise, Borsa İstanbul olarak Türkiye'nin büyümesinin temel dinamosu olan üretim, yatırım, ihracat yapan, istihdam oluşturan şirketlerin büyümelerinin finansmanını halkı arz yoluyla sağlayabilmeleri için Borsa İstanbul'a davet ettiklerini aktardı.
Borsa İstanbul olarak iş yapma modellerini değiştirdiklerini, halka arzdan önce gerek karar gerek hazırlık aşamasında şirketlere destek veren bir borsa olduklarını dile getiren Ergun, "Son üç yılda gerçekleşen 130 şirketin halkı arzında yaklaşık 93 milyar TL kaynak sağlandı. Son üç yılda gerçekleşen yaklaşık 4 bin 500 borçlanma aracıyla 950 milyar TL kaynak sağlandı. 3 sene önce işlem gören şirket sayısı 394 iken bugün 522'ye ulaştı. Günlük ortalama işleme hacmimiz 26 milyar TL iken bu sene günlük ortalama işlem hacmimiz 131 milyar TL'ye ulaştı. Bir yandan piyasamızın büyümesi için çalışırken diğer taraftan finansal hizmetlerimizi ve ürünlerimizi artırmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Ergun, sürdürülebilirlik ve katılım finansı alanında hesapladıkları endekslerin sayılarını ve çeşitliliğini artırdıklarını bildirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sayede endekslerimizin üzerine 64 adet fon kurulmasına imkan sağlamış olduk. Hesapladığımız tüm endekslerin IOSCO kriterlerine uyumu için çalışmalarımızı bitirdik ve ESMA'ya başvuru hazırlıklarımızı tamamladık. Diğer yandan, yabancı yatırımcılar ile kurumsal iletişimi güçlendirmek için önemli adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, hem birebir görüşmeler yaparak, hem ISLA ve ICMA gibi kurumsal yapılar dahilinde görüşmeler yaparak, hem de Abu Dabi, Dubai ve Nasdaq gibi borsalar üzerinden teknoloji ihracatımızı ve ticari ilişkilerimizi geliştirerek, yabancı yatırımcılar ile kurumsal iletişimimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. Ayrıca, Dünya Borsalar Federasyonu'nun yönetim kurulunda yönetim kurulu üyesi olarak ve tüm alt çalışma komitelerinde aktif görev alarak, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumu'nun genel sekretaryasını yürüterek çalışmalarımıza devam ediyoruz."
"Borsa İstanbul uluslararası standartlarda bir borsa haline geldi"
Korkmaz Ergun, Borsa İstanbul'un piyasalarına yatırımcıların hızlı ve güvenli bir şekilde erişimini sağlayabilmek amacıyla veri merkezinin genişlediği, farklı ihtiyaçlara alternatif erişim imkanlarının sunulduğu ve piyasalara girişimin dahil bir şekilde sağlandığı uluslararası standartlarda bir borsa haline geldiğini ifade etti.
Öztop: Sermeyenin tabana yayıldığını söyleyebiliyoruz
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı İbrahim H. Öztop da, Türkiye'de cumhuriyetin ikinci yüzyılında, güçlü sanayi ve teknolojik altyapısı, nitelikli hizmet sektörü, inovasyon ve iş geliştirme kültürüne sahip sermaye piyasalarının, Türkiye ekonomisinin taşıyıcı kolonlarından biri olacağına inandıklarını söyledi.
Türkiye'de modern sermaye piyasalarının tarihinin 1985'e dayandığını hatırlatan Öztop, sermaye piyasalarının yaklaşık 40 yılda sağladığı finansmanla, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasında ve şirketlerin gelişmesinde önemli rol oynarken, aynı zamanda yatırım kültürünün gelişmesini de sağladığını aktardı.
Öztop, TSBP olarak, sermaye piyasalarının şirketlere, yatırımcılara ve ülkeye sağladığı katkının katlanarak büyüyeceğinden emin olduklarını dile getirerek, "Kurumları, ürün ve hizmet çeşitliliği, teknolojik altyapısı, kaliteli beşeri sermayesi, tecrübeli yönetimi, gelişmiş düzenleme ve denetleme sistemi ve oluşturduğu yatırım ekosistemiyle dünya standartlarında bir yapıya sahip olan ülkemiz finans sektörünün, küresel anlamda da rolünün artacağına inanıyoruz. Hükümetimizin destekleyici politikaları, üyelerimizin dünya standartlarında sundukları hizmetlerin de katkısıyla gerek arz gerek talep tarafından gelen rekor ilgi sayesinde sermaye piyasalarımız son yıllarda bir büyüme ivmesi yakaladı, daha büyük ve derin hale geldi." şeklinde konuştu.
Sermaye piyasalarına olan yerli yatırımcı ilgisinin rekor düzeylere ulaştığını bildiren Öztop, pay senedi ve yatırım fonları dahil toplam yatırımcı sayısının 11 milyona yaklaştığını ifade etti.
Öztop, yatırımcı sayısında ülke nüfusuna oranla kısa bir dönemde gerçekleşen artış yaşandığına dikkati çekerek, Türkiye'de 2010 her 100 kişiden 1'i pay piyasası yatırımcısıyken, 2023 Eylül'de bu rakamın 9 kişiye çıktığını bildirdi.
Halka arzlara olan ilgiye paralel yatırımcı sayısının hızla arttığını aktaran Öztop, şunları kaydetti:
"Geçen yıl eylül sonu itibarıyla 2,7 milyon olan bakiyeli pay yatırımcısı sayısı, bir yılda 5 milyon artarak bu yıl eylül sonunda 7,8 milyon kişiye ulaştı. Piyasamıza yeni katılan yatımcıların daha genç yaş gruplarında olduğunu, kadınların katılımın arttığını memnuniyetle izliyoruz. Diğer yandan pay piyasamıza yatırım yapanların yarısının portföyünün 10 bin TL'nin altında olduğunu görüyoruz. Diğer bir deyişle sermayenin tabana yayıldığını söyleyebiliyoruz.
Bu vesileyle yatırımcılarımıza bir kez daha seslenmek istiyorum. Sermaye piyasası araçları getiri sunduğu gibi riskler de içeriyor. Sağlıklı bir yatırım ise doğru kaynaktan sağlanan bilgiye dayalı ve uzun vadeli bir bakış açısı ile mümkün. Yatırımcılarımıza özellikle de sosyal medyadan duyduklarını gerçek bilgi olarak kabul etmemelerini tekrar hatırlatmak isterim. Yatırım yapacakları ürünleri iyi tanıyıp, vade ve risk profillerini beklenti ve ihtiyaçlarına paralel şekilde belirlemeleri ve yatırımlarını çeşitlendirmeleri önemli. Yeterince bilgi ve deneyimi olmayan yatırımcılarımızın ise portföy yönetim şirketlerimiz tarafından profesyonelce yönetilen yatırım fonları aracılığıyla sermaye piyasasına yatırım yapmaları daha sağlıklı olacaktır."
Öztop, yerli bireylerin yanı sıra yabancı kurumların da piyasa yatırımlarını artırmasının önemli olduğunu vurgulayarak, "Hazine ve Maliye Bakanlığı'mızın uyguladığı politikaların da etkisiyle yeniden artmaya başlayan yabancı ilgisinin önümüzdeki dönemde güçleneceği kanaatindeyiz. Birlik olarak bizler de Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi, kaynakların gelecek ve teknoloji odaklı verimli alanlara yönlendirilmesi, ülkemize fon akışının artırılması için, sermaye piyasalarımızı ülkemizin potansiyeline uygun olarak geliştirmek, derinleştirmek ve daha cazip kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz. " ifadelerini kullandı.
Çelik: Gelişmeye en açık sektörlerimizin başında geliyor
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ise, Türkiye'nin gelişmesinde önemli bir rol üstlenen sermaye piyasalarının derinliğini arttırmak ve finansal piyasaların konumunu sağlamlaştırmak açısından bu kongreyi önemli bir fırsat olarak gördüğünü dile getirdi.
Çelik, "Bugün sermaye piyasalarımız uluslararası normlarla uyumlu hukuki çerçevesi, kurumsal altyapısı, nitelikli iş gücü ve yaygın gelişmiş teknoloji kullanımıyla gelişmeye en açık sektörlerimizin başında geliyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ve tasarruf açığı olan ülkelerde sermaye piyasalarının gelişimi çok ayrı bir önem arz ediyor. Bu çerçevede sermaye piyasalarının paydaşlarına da önemli görevler düşüyor." diye konuştu.
Sermaye piyasalarıyla reel sektör arasında sağlıklı ve güçlü bir ilişki olmasının ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınmasında da kilit bir rol üstlendiğine dikkati çeken Çelik, "Bu çerçevede sermaye piyasalarının ve finans sektörünün sağlam temeller üzerinde istikrarlı, sağlıklı bir biçimde büyümesi de büyük önem arz ediyor. Sermaye piyasalarının gelişimini sağlamak üzere sigortacılık, leasing, katılım finans gibi sermaye piyasalarına dair tüm alanları da geliştirmek gerekiyor. Sermaye piyasalarımızın derinleşmesine yönelik olarak 2012 yılında yasalaşan yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile 2013'te Borsa İstanbul çatısında birleştirilen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlemler Opsiyon Borsası adımları da birer dönüm noktası niteliğini taşıyor." ifadelerini kullandı.
Çelik, katılım finansın gelişimine yönelik olarak sukuk gibi faizsiz yatırım araçlarının yanı sıra yakın zamanda da katılım finans belgesi yayınlandığını anımsatarak, katılım finans sektörünü, tüm kurumsal yapıları ve araçları ile Türkiye'nin ihtiyaçlarını tamamen karşılayabilecek hale getirmek için de katılım finans çerçeve kanunu çalışmalarında son aşamaya gelindiğini duyurdu.
Küresel finansal piyasalara entegre olmak için önemli olan yeşil finans alanında ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından sürdürülebilir bankacılık, Sermaye Piyasasın Kurulu (SPK) tarafından da sürdürülebilir uyum çerçevesinin yayınlandığını dile getiren Çelik, ayrıca Bakanlık olarak da yeşil tahvil ve yeşil sukuk rehberleriyle sürdürülebilir finansın çerçeve dokümanlarını yayınladıklarını ve bu yıl 2,5 milyar dolarlık bir ihracın da bu kapsamda gerçekleştirildiğini bildirdi.
"ESG alanında önemli fırsatlar söz konusu"
Bakan Yardımcısı Çelik, eylül ayında 3 bankanın uluslararası ESG piyasasından toplamda 1 milyar 550 milyon dolarlık ihracı gerçekleştirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine bu ihraçlardan 400 yüz milyon dolar ilave özel sektör firmamız da yine ESG kapsamında sürdürülebilir eşit finans kapsamında bir bono ihracını gerçekleştirmiş durumda. Tüm dünyada sadece bu yılbaşından itibaren gerçekleştirilen ESG ihraçlarının yüzde 51'ini şirketler, yüzde 28'ini devletler, yüzde 21'i ise finansal kuruluşlar tarafından yapılırken, toplam hacim ise 444 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu ihraçların yüzde 58'i yeşil, yüzde 27'si sürdürülebilir ve yüzde 15'i de sosyal tahvil olarak gerçekleştirildi. Dolayısıyla ESG alanında önemli fırsatlar söz konusu. Şu anda çalışmaları son aşamaya gelmiş olan iklim kanunu çerçevesinde de yine sürdürülebilir temalı finansal araçların geliştirilmesine yönelik olarak ilave çalışmalar devam ediyor."
"Hem arz hem de talep tarafında güçlü büyüme sürüyor"
Sermaye piyasasının son yıllarda önemli bir gelişme kaydederek hem arz hem de talep tarafında güçlü büyümesini sürdürdüğünü de ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
"Pay senedinden borçlanma araçlarına kadar sermaye piyasasındaki toplam bakiyeli yatırımcı sayısı 11 milyona ulaşmış durumda. Uzun yıllar 1 milyon bandında yatay seyreden pay senedi piyasası yatırımcı sayısı, halka arzlardaki artış, borsanın getirisi, yatırım tercihlerinin değişmesi gibi etkenlerle 7,7 milyona ulaşmış durumda. Borsa İstanbul BİST 100 endeksinde geçen ay tarihi seviyeleri görmüş durumdayız. Borsa İstanbul'un piyasa değeri 2003 yılında 96,1 milyar TL'den, 2023 Temmuz ayında 8,3 trilyon TL'ye ulaşmış durumda. Dolar cinsinden baktığımızda 2003 yılında piyasa değeri 69 milyar dolar olan borsamız, 4,5 kat artarak 2023 Temmuz ayında 308 milyar dolara yükselmiş durumdadır.
Borsanın dolar bazında piyasa değerinin milli gelire oranı ise 2003'te yüzde 20 seviyelerindeyken, 2023 Temmuz ayında yüzde 30 seviyelerine ulaşmış durumdadır. Gelişmiş ülkelerin piyasa kapitalizasyonunun milli gelire oranı yüzde 100'lerdeyken, ülkemizde bu seviye hala yüzde 30'lar seviyesinde. Bu aslında bir taraftan sermaye piyasalarımızın yeteri kadar derinleşmediğini gösterirken, diğer taraftan da önemli bir potansiyele ve fırsata imkan tanıdığının da bir göstergesidir. Bu yıl 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe erişilmesi ve orta vadeli program dönemi sonunda Dünya Bankası sınıflandırılmasında yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine yükselmesini öngördüğümüz ülkemizin sermaye piyasalarını geliştirmesi konusunda da önemli fırsatlar barındırdığını düşünüyorum."
Bakan Yardımcısı Çelik, ayrıca sermaye piyasasının gelişiminin ve yatırımcı sayısının artmasının önemli olduğu kadar sürdürülebilir olmasının da önemli olduğunu ve bu devamlılığın sağlanmasının finansal okuryazarlık seviyesinin artmasına bağlı olduğunu sözlerine ekledi.
Gönül: 2023 yılında 34 şirketimizin halka arzını tamamladık
SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül de sektörün üst kurulu olarak, gerek mevzuat gerekse diğer çalışmalara tüm hızıyla devam ettiklerini, bu süreçte mevzuat uygulamalarının yanı sıra yatırımcılar ve ihraçlar tarafında da büyük gelişmeler yaşandığını dile getirdi.
Hem arz hem de talep yönünde borsaya teveccühün devam ettiğini aktaran Gönül, "Bugün gelinen noktada, sermaye piyasası araçlarına yatırım yapan yaklaşık 11 milyon yatırımcımız ve bireysel emeklilik sistemine yatırım yapan yaklaşık 14 milyon yatırımcımız bulunmaktadır. Aynı şekilde şirketlerimizin de borsamıza teveccühü arz tarafında devam etmekte. 2022 yılında 44 şirketimizin halka arzını tamamladıktan sonra bugüne kadar da 2023 yılında 34 şirketimizin halka arzını tamamladık. 2022 yılında yaklaşık 23 milyar TL, 2023 yılında da yaklaşık 47,2 milyar TL şirketlerimize borsamız yoluyla kaynak sağladık." diye konuştu.
Özel sektör borçlanma araçları ile kira sertifikalarının sermaye piyasalarında finansman sağlayan diğer önemli iki unsur olduğunu vurgulayan Gönül, "Bu araçlar, orta ve uzun vadeli finansman sağlamak için şirketlerimize banka kredilerine alternatif olarak işlem görmektedir. 2022 yılında 461,8 milyar TL, 2023 döneminde ise 508,9 milyar TL kaynak sağladı. Sermaye piyasamızın derinleşmesi için fon piyasalarımız da oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu açından bu yılın eylül sonu itibarıyla 1.349 adet menkul kıymet yatırım fonu, 377 adet emeklilik yatırım fonu ve 21 adet borsa yatırım fonu olmak üzere toplam 1.747 adet fonumuz işlem görmektedir." ifadelerini kullandı.
Gönül, 2023'ün eylül sonu itibarıyla menkul kıymet ve emeklilik yatırım fonlarındaki tasarruf düzeyinin yaklaşık 2 trilyon TL seviyesinde gerçekleştiğini aktararak, aynı dönemde portföy yönetim şirketlerinin yönettiği toplam portföy büyüklüğünün de 2,66 trilyon TL'ye ulaştığını, girişim sermayesi yatırım fonlarının sayısının 262'ye, fon toplam değerinin de 83,3 milyar TL'ye ulaştığını bildirdi.
SPK Başkanı Gönül, SPK tarafından sermaye piyasasına kazandırılan kitle fonlaması hakkında da bilgi verdi.
Kitle fonlamasının, Türkiye'de katma değeri ve rekabet edebilirliği yüksek teknolojik ürün ve hizmetlerin paylaşımında iş fikirleriyle girişim şirketlerinin ihtiyaç duyduğu fonlara ulaşmasını sağladığını dile getiren Gönül, şu anda 12 adet kitle fonlaması platformunun bulunduğunu, bu platformlar aracılığıyla toplam fonlanan değerin 681,8 milyon TL olduğunu, payları dağıtılan şirket sayısının 91'e, yatırımcı sayısının da 26 bin 610'a ulaştığını söyledi.
"Günümüzde finansal okuryazarlığı ayrı bir önem taşıyor"
Sermaye piyasalarının hızlı bir gelişme gösterdiği ve yatırımcı sayısının oldukça arttığı günümüzde, finansal okuryazarlığın ayrı bir önem taşıdığını vurgulayan Gönül, sözlerini şöyle tamamladı:
"Finansal okuryazarlık düzeyinin artırılması için ilk-orta-lise ve üniversite öğrencilerine yönelik eğitim seminerleri, resim ve kompozisyon yarışmaları düzenliyoruz. Ev hanımları ve kadın girişimciler için de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bir protokol çalışması yapmaktayız. Finansal okuryazarlık adına çok önemli bir projeyi de bu ay içinde hayata geçireceğiz. Kurulumuz liderliğinde Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu tarafından bireylerin finansal okuryazarlık seviyesinin artırılmasına yönelik Finansal Okuryazarlık Portalı'nın açılışını bu ay içerisinde yapacağız.
Piyasalarımızdaki nitel ve nicel gelişmeler, teknolojik gelişmelerin yakın takibi, İstanbul Finans Merkezi'nin bölgesel/küresel bir merkez olmaya ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan bir iş birliğiyle İstanbul Finans Merkezi'nde 'Sermaye Piyasası ve Finans Mesleki Anadolu Lisesi' kurmak üzere hareket içindeyiz. Böylece sektöre genç yaştan itibaren nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi ve istihdam etmeyi amaçlıyoruz. Bundan bağımsız olarak 'İFM Finans Akademisi' tüm paydaşlarla hayata geçirerek, üniversite mezunlarına ve sektör profesyonellerine eğitim ve sertifika programları yapmak üzere çalışmalarımız devam ediyor."