Ortak hedefe birlikte yürümek
Son 14 yılda Türkiye’ye 17,3 milyar euroluk yatırım yapan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Hande Işlak, seçim sürecinin atlatılmasıyla büyük bir belirsizliğin ortadan kalktığını düşünüyor. Bankanın misyonu ile Türkiye’nin yol haritasının kesiştiğini söyleyen Işlak, ülkemizin yabancı yatırımcılar açısından büyük potansiyel taşıdığını belirtiyor.
Ayfer Arslan / INBUSINESS
Türkiye'de seçim belirsizliğinin ortadan kalkması yerli ve yabancı yatırımcıları rahatlattı. Ülkemizde yaklaşık 14 yıldır faaliyetlerini sürdüren Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Hande Işlak'a göre de yatırımcıların nihai kararı vermesi açısından öngörülebilirlik önemli. Yeni ekonomi yönetimi ve kadrolarının oluşturulmasının ardından ise şimdi uygulanacak ekonomik politikalar ve reformlar yatırımcıların radarında.
Yeni döneme ilişkin yabancı yatırımcıların bakış açısını, Türkiye pazarına yönelik hedeflerini ve beklentilerini konuşmak üzere İstanbul'daki ofisinde bir araya geldiğimiz EBRD Başkan Vekili Hande Işlak, oldukça parlak bir tablo çizdi önümüze. Yaklaşık 36 ülkede aktif olarak operasyonlarını yürüten EBRD'nin 2009 yılından bugüne kadar 400'ün üzerindeki projeye 17,3 milyar euro yatırım yapması da aslında bu olumlu bakış açısı ve Türkiye ekonomisinin geleceğine duyulan güveni gösteriyor.
Koşulların çok olumlu olmadığı anlarda dahi yatırımlarına devam ettiklerini söyleyen Işlak, "Özel sek- törün talebi oldukça, kredibilitesi düzgün şirketlerin doğru projelerini, makro ekonomik konjonktürden bağımsız olarak desteklemeye devam ediyoruz. Kalkınma bankası olarak misyonumuz bu aslında" diyor.
Global rekabet gücü
Hande Işlak'a göre, Türkiye EBRD açısından çok önemli bir operasyon ülkesi. Aynı zamanda da son üç yıldır en çok yatırım yaptıkları ülkelerin başında geliyor. Sadece geçen yılki yatırımların tutarı 1.6 milyar euro civarında ve bu yatırımların yüzde 95'i özel sektöre ayrılıyor. Peki, banka açısından Türkiye pazarının önemine gelince, Işlak öncelikle özel sektör kasının çok kuvvetli olmasına vurgu yaparken, önemli bir detayın da altını çiziyor: "Bizim fonlarımızı aktarmak istediğimiz yatırımlarla, Türkiye'nin yol haritası birbiriyle kesişiyor."
Çünkü EBRD, özel sektörün global rekabet gücünü geliştirecek projelere kaynak aktarıyor ve yatırım yaparken üç alana odaklanıyor: Yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve kapsayıcılık. Her üç alanda da Türk şirketlerinin yatırım yapmaya devam etmesi ülkemizin, EBRD açısından önemini artırıyor. Işlak'ın ifadesiyle, bankanın misyonu ile Türkiye'nin hedefleri ortak.
Büyük yatırım fırsatı
Işlak, Türkiye'de yabancı yatırımcılar açısından büyük fırsatlar olduğuna inanıyor. Ona göre jeopolitik konum kaynaklı lojistik avantajları, önemli bir üretim üssü olması, mühendislik deneyimi, Türk şirketlerinin yönetişim becerilerinin diğer gelişmekte olan ülkelerdeki birçok şirketten daha gelişmiş olması, risk yönetim politikaları ve kurumsallaşma kültürü ülkemizin en büyük avantajları. Dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmemesi için hiçbir neden yok. Işlak, tam tersine Türkiye'nin, büyük bir yatırım fırsatı taşıdığını düşünüyor.
Üstelik pandemiden sonra dünya ticaret dengesindeki değişim ve Çin'in global ticaretten ayrılmasıyla Türkiye'nin önemli bir pazar haline geldiğini ve öneminin daha da artacağını belirtiyor. Işlak, seçim sonrası belirsizliğinin kalkmasının ardından doğru makro ekonomik politikalar ve reformlarla güven verildiği zaman hem yabancı hem de yerel yatırımcılarının ivmesinin artacağına inanıyor.
İç talep canlı
Işlak'a göre, 2023 Türkiye'sine baktığımızda volatilitesi yüksek bir sene geçiriyoruz. Ne yazık ki üzücü bir depremle başladığımız 2023 yılı, bir süre seçimlerin etrafındaki belirsizlik ile devam etti. Ancak Işlak, odak noktaları özel sektör olduğu için bu volatiliteye rağmen orta ve uzun dönemli stratejik yatırımlarını desteklemeye devam ettiklerinin altını çiziyor. Türk şirketlerinin risk yönetim becerilerini yıllar içerisinde çok iyi geliştirdiğine değinen Işlak, "Aslında bugün dışardan çok zor gözüken piyasa koşulları, içeride Türk şirketlerinin kuvvetli risk yönetim politikaları sayesinde daha yönetilebilir seviyede" diyor.
Türkiye'de iç talep anlamında da ciddi bir hareketlilik olacağına değinen Işlak, şu öngörülerde bulunuyor: "Depremden etkilenen bölgenin toparlanması için ciddi bir yatırım gerekecek. Bu da çimento, demir-çelik, inşaat yan sanayi, beyaz eşya gibi yan sektörlere talebi de etkileyecek. Aslında o bölgede yeniden bir hayat kurulacak. Dolayısıyla iç piyasadaki canlılık, kurdaki gelişmelere göre ihracattaki rekabet gücü ve turizm gelirlerindeki artışla ve seçim sonrası belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla, Türkiye'nin önüne pozitif bir tablo çıkaracağını düşünüyorum."
Yatırımlar artarak sürecek
Peki, bütün bu olumlu beklentiler ışığında EBRD 2023 yılında Türkiye'ye ne kadar yatırım yapacak? Bu sorumuza karşılık geçen yıl Türkiye ekonomisine yaptıkları 1.6 milyar euro'luk yatırımı hatırlatan Işlak, bu yıl da benzer miktarlarda yatırımın söz konusu olacağını dile getiriyor. Banka, ayrıca önümüzdeki iki yıl içerisinde Kahramanmaraş deprem felaketinden etkilenen bölgeye yönelik 1,5 milyar euroya yakın fonlama sağlayacak. Bu kapsamda, afet bölgesinin tekrar ekonomiye entegrasyonunu geliştirerek, beşeri sermayesini güçlendirecek. Bölgedeki şirketlerin çatısı altındaki çalışanları ve bölge insanını izole etmeden, deprem öncesi gibi ekonomiye entegre olacak her türlü proje desteklenecek. Bu programın 2023'te üzerlerine ekstra bir sorumluluk yüklediğini söyleyen Hande Işlak, "Geçmiş yıllarda olduğu gibi yatırımlarımıza aynı ölçekte ve belki de artırarak devam edeceğiz" diyor.
Dirsek dirseğe çalışıyoruz
EBRD finansman desteği sağlarken sektör ayrımı yapmıyor. En önemli kriterleri; yeşil dönüşüm, dijitalleşme yatırımları ve kapsayıcılık. 2022 yılından bu yana ise Paris İklim Anlaşması ile uyumlu olması şartını arıyor. Bu kriterlere uyan bütün projelere yatırım kredisi veren banka, finansman desteğini üç koldan gerçekleştiriyor. Türkiye'deki yatırımlarının; yaklaşık 1/3'ü finansal kurumlar, 1/3'ü sanayi, tarım, telekom, maden, turizm, KOBİ'ler gibi direkt kurumsal şirketler üzerinden ekonomiye aktarılıyor. Geri kalanı ise altyapı, enerji ve ulaşım projelerine gidiyor.
Işlak, yatırım finansmanı sağladıkları için aslında Türkiye'de yatırım yapan her kurumun, kendileriyle temas halinde olduğunu belirterek şunları ekliyor: "Projeleri şirketlerle beraber de geliştiriyoruz. Daha yeşil, daha dijital, yönetişim becerileri anlamında daha yetkin ve daha kapsayıcı hedefler doğrultusunda projeler geliştirmek için şirketlerle ilk günden itibaren beraber dirsek dirseğe çalışmamız gerekiyor."
Fırsatları değerlendireceğiz
EBRD, proje finansmanı çatısı altında sadece yatırım kredisi vermiyor. Sermaye ortaklığı yoluyla projeleri desteklerken, danışmanlık hizmeti de sunuyor. Türk şirketlerine sermaye ortaklığı yoluyla yatırımın EBRD için stratejik değer taşıdığını belirten Hande Işlak, bu konuda DeFacto'ya yaptıkları yatırımı örnek veriyor. Banka, bu yılın başında 1,1 milyar liralık yatırım yaparak şirketin azınlık hisselerini aldı. Işlak, Türk şirketlerinin sermayelerinin güçlendirilmesine odaklı, ortakları ile birlikte değer katmaya 2023'te de devam edeceklerini belirtiyor ve ekliyor: "Türk şirketleri küreselleşme potansiyeli ile yüksek fırsatlar sunmaya devam ediyor, biz de doğru projelerle bu fırsatları değerlendirmeyi hedefliyoruz."
Yeşil üretim üssü
EBRD Türkiye Başkan Vekili Işlak, Türkiye'nin hem uluslararası ticarette hem de doğrudan yatırımlarda rekabet gücünü yüksek tutması için yapması gereken ev ödevlerine de değiniyor. Işlak'a göre her şeyden önce yeşil dönüşüm çok önemli. Çok hızlı şekilde önlemlerin alınması gerekiyor. AB ülkeleri bu alanda çok ciddi adımlar atıyor. Tabii bu adımları atarken; özel sektör şirketlerine yüklediği maliyetler de söz konusu. "Dünyanın bir tarafı bu maliyetlere katlanırken, öbür tarafın bu maliyetlerden muaf kalması mümkün değil" diyen Işlak'a göre global ticaret olduğu sürece yeşil dönüşüm kaçınılmaz.
Türkiye de global ticaretin önemli bir oyuncusu ve şu anda tedarik zincirinde sürdürülebilirlik standartları aranıyor. Yani yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak, enerji verimliliği yüksek teknolojilerle üretim yapmak ve net karbon sıfır ekonomisine doğru ilerlemek gerekiyor. Eğer bunu yapamazsak, Türkiye bugüne kadar yakalamış olduğu; lojistik, mühendislik, rekabetçi üretim üssü gibi avantajları bir anda kaybedebilir. Bu yüzden Işlak'a göre Türkiye'nin en büyük ödevi, yeşil dönüşümü hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi ve hala Avrupa için en çok tercih edilebilir yeşil üretim üssü pozisyonunu koruması. Bu anlamda çok hızlı bir şekilde farkındalığın arttığını söyleyen Işlak, ülkenin politikalarının da bu yönde şekillenmesi ve hızlı ilerlemesinin gelecek açısından memnuniyet verici olduğunu sözlerine ekliyor.
10 yılda kadın girişimcilere 900 milyon euroluk destek
EBRD, kapsayıcılık teması altında üç ana kolda çalışmalar yürütüyor: Cinsiyet eşitliği, genç istihdamın iş gücüne katılımı ve bölgesel kalkınma. Türkiye'de kadın girişimcilere yönelik 10 yıldır Women in Business yani Kadın İşletmelerine Finansman ve Danışmanlık Desteği programını yürüten banka, bu programı daha sonra 24 ülkeye taşıdı. Bu program ile 10 yılda, 30 bin kadın liderliğindeki işletmeye fonlama, eğitim ve mentorluk desteği sağlandı. 900 milyon euro tutarında fon tahsis edildi. 2022'de Türkiye'de gerçekleştirdikleri yatırımların yüzde 60'ından fazlasının, cinsiyet eşitliğini öngören projelerden oluştuğunu belirten Hande Işlak, "Türkiye olarak EBRD genelinde cinsiyet eşitliği hedefiyle finanse edilen proje sayısının en yüksek olduğu ülkeyiz" diyor. Diğer taraftan kurum; genç nüfusun iş gücüne katılımını desteklemek için meslek liseleri ve üniversiteler ile iş birliği yapıyor.