Fitch'ten, Euro Bölgesi ve İngiltere için resesyon beklentisi
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Euro Bölgesi ve İngiltere'nin son çeyrekte resesyona girmesinin beklendiğini bildirdi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, şirketler için daha yüksek faiz giderinin ve kötüleşen iş koşullarının 2023 ve sonrasında temerrüt oranlarını artıracağı uyarısında bulunarak, Euro Bölgesi ve İngiltere'nin son çeyrekte resesyona girmesinin beklendiğini bildirdi.
Fitch'ten yapılan açıklamada, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) refinansman oranını aralık ayına kadar yüzde 2'ye, İngiltere Merkez Bankası'nın da (BoE) politika faizini Şubat 2023'e kadar yüzde 3,25'e yükseltmesinin beklendiği belirtildi.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 4'e çıkarması ve 2023 boyunca bu seviyede tutmasının öngörüldüğü kaydedilen açıklamada, yüksek enflasyon karşısında daha yüksek faiz giderinin ve kötüleşen iş koşullarının, şirketler için sıkıntı oluşturacağı, 2023 ve sonrasında temerrüt oranlarını yükselteceği uyarısında bulunuldu.
Açıklamada, Fitch'in en son Küresel Ekonomik Görünüm raporunda, Avrupa'daki doğal gaz krizi, yüksek enflasyon ve küresel para politikası sıkılaştırma hızındaki keskin bir ivmenin nasıl geniş ve derin bir resesyona yol açacağının vurgulandığı hatırlatılarak, Euro Bölgesi ve İngiltere'nin son çeyrekte resesyona girmesinin beklendiği aktarıldı.
Fitch, ABD'nin 2023'ün ortalarında hafif bir resesyona gireceğini de tahmin etti.
Kuzey Akım boru hattı üzerinden gaz arzının tamamen durmasının Euro Bölgesi'nde resesyon olasılığını daha da artırdığı kaydedilen açıklamada, Rus gazının durmasının etkilerinin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında farklılık göstereceği belirtildi. Açıklamada, Almanya gibi Kuzey Akım boru hattına yüksek bağımlı ve gaz kaynaklarını çeşitlendirmek için düşük seçeneklere sahip olan ülkelerin sınırlı manevra alanına sahip olduğu aktarıldı.
Fitch açıklamasında, yüksek doğal gaz fiyatlarının Avrupalı şirketlerin marjları ve nakit akışları üzerindeki baskıyı artırdığına işaret edilerek, bölgedeki gübre ve metal şirketlerinin uluslararası emsallerine kıyasla üretim ve rekabet gücünün azalması riskleriyle karşı karşıya olduğu ifade edildi.