TCMB'den, 'kur ve enflasyon' mesajı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "2021 yıl sonu enflasyon tahminini 4,3 puanlık güncellemeyle yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e yükselttik." dedi.
Kavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen "Enflasyon Raporu 2021-IV Bilgilendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, gıda enflasyonu varsayımlarını uluslararası fiyatlarda gözlenen artışlar ve tarımsal kuraklık gelişmelerini dikkate alarak 2021 ve 2022 yılları için yukarı yönlü güncellediklerini ifade etti.
Küresel iktisadi faaliyet üzerinde delta varyantı kaynaklı belirsizliklerin artmasına rağmen, dış talep görünümüne ilişkin varsayımlarında, geçen rapor dönemine göre bir güncelleme olmadığını anlatan Kavcıoğlu, "Maliye politikası ve finansal politikaların, para politikası ile eşgüdüm içerisinde, enflasyonda öngörülen düşüş patikasıyla uyumlu bir makro çerçevede belirleneceği bir orta vadeli görünümü esas aldık." dedi.
Kavcıoğlu, enflasyon ve çıktı açığı tahminlerini de paylaşarak, şunları kaydetti:
"Temel varsayımlarımız ve kısa vadeli öngörülerimiz doğrultusunda, para politikası duruşunun, geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla enflasyonun yeniden düşüş eğilimine dönmesini sağlayacak sıkılıkta oluşturulmaya devam edileceği bir görünüm altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz."
"ENFLASYONUN ORTA VADEDE YÜZDE 5 DÜZEYİNDE İSTİKRAR KAZANACAĞINI TAHMİN EDİYORUZ"
Bu çerçevede, enflasyonun 2021 yıl sonunda yüzde 18,4 olarak gerçekleşeceğini, 2022 yıl sonunda yüzde 11,8'e ve 2023 yıl sonunda ise yüzde 7 seviyesine geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ettiklerini bildiren Kavcıoğlu, "Böylece, 2021 yıl sonu enflasyon tahminini 4,3 puanlık güncellemeyle yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e yükselttik." dedi.
Kavcıoğlu, bir önceki rapor dönemine göre gıda fiyatları ve Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımlarındaki güncellemelerin enflasyon tahminini sırasıyla 2,1 puan ve 1,5 puan artırdığını söyledi.
Yönetilen/yönlendirilen fiyatların ise büyük ölçüde alkol-tütün kaynaklı olarak tahmini 0,3 puan yükselttiğini dile getiren Kavcıoğlu, çıktı açığındaki güncellemenin de tahmini 0,4 puan yukarı çektiğini ifade etti.
Kavcıoğlu, "2022 yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 7,8'den yüzde 11,8'e yükselttik. Başlangıç koşullarındaki güncellemenin enflasyonun ana eğilimine etkileri, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 2,2 puan artırdı. Diğer yandan, gıda enflasyonu varsayımındaki güncelleme tahmini 1 puan artırırken, çıktı açığındaki değişiklik ise 0,8 puan yükseltici yönde katkıda bulundu." diye konuştu.
Kavcıoğlu, küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endekslerinin salgınının etkisiyle gerilemeye başladığını söyledi.
Salgında yeni varyantlarla küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü risklerin canlı kalmasının bazı ülkelerin büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmesine neden olduğuna işaret eden Kavcıoğlu, "Büyüme tahminleri Almanya ve ABD başta olmak üzere en çok ihracat yaptığımız ülkelerden bir kısmı için aşağı yönlü güncellenirken, İtalya ve Rusya gibi önemli ticaret ortaklarında yukarı yönlü güncellendi." diye konuştu.
Kavcıoğlu, küresel PMI endekslerinin, ulaştıkları tepe noktasına kıyasla gerilediğini, imalat ve hizmet sektörleri için 50 eşik seviyesinin üzerinde kalmaya devam ettiğini belirterek, bu gelişmelerin Türkiye'nin dış talep görünümünün olumlu seyrini koruduğunu gösterdiğini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerin birçoğunda istihdam seviyesinin salgın öncesi düzeyinin altında seyrettiğini dile getiren Kavcıoğlu, "Emtia fiyatları bir önceki rapor dönemine göre ortalama olarak artmakla birlikte enerji ve enerji dışı fiyatların farklılaşması devam ediyor. Ham petrol ve doğal gaz fiyatlarının artmasıyla enerji fiyatları son dönemde hızlandı. Diğer taraftan, enerji dışı emtia fiyatları ürün bazındaki farklılaşmaların etkisiyle yataya yakın bir seyir izlemektedir." dedi.
"ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞÜN ZAMANLAMASINA DAİR BELİRSİZLİK SÜRÜYOR"
Kavcıoğlu, küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artışın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açtığına dikkati çekti.
Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatlarına olumsuz yansıdığını dile getiren Kavcıoğlu, şöyle devam etti:
"Küresel enflasyondaki yükselişin enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını ancak enflasyondaki düşüşün zamanlamasına dair belirsizliğini koruduğunu belirtiyor. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürüyor ve varlık alım programlarına devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda da gerek güncel enflasyon gerçekleşmeleri gerekse enflasyon beklentileri hedefin üzerinde seyrediyor. Bununla birlikte beklentilerin, enflasyonun 2022 yıl sonunda hedeflere yaklaşacağını öngörüyoruz."
Kavcıoğlu, küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı bir seyir izlediğine işaret ederek, Çin dışındaki gelişmekte olan ülkelerde son dönemde portföy çıkışlarının gözlemlendiğini bildirdi.
"ÖNCÜ GÖSTERGELER, İKTİSADİ FAALİYETİN GÜÇLÜ SEYRETTİĞİNİ GÖSTERİYOR"
Küresel enflasyon gelişmeleri ve enerji fiyatlarındaki yükselişlerin de etkisiyle mevcut rapor döneminde küresel risk iştahının dalgalı seyir izlediğini söyleyen Kavcıoğlu, "Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler grubunda risk primi ve ima edilen döviz kuru oynaklıkları yükselirken, dolar endeksindeki güçlenmenin de etkisiyle döviz kurlarında değer kaybı yaşandı." ifadesini kullandı.
Kavcıoğlu, 2021'in ikinci çeyreğinde milli gelirin çeyreklik bazda yüzde 0,9, yıllık bazda yüzde 21,7 arttığını anımsatarak şu bilgileri verdi:
"İktisadi faaliyet, bu dönemde salgın kısıtlamaları ve finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte bir miktar ivme kaybetse de uzun dönem eğiliminin üzerinde kalmaya devam etti. İkinci çeyrekte dönemlik büyümeye hem iç talep hem de net ihracat katkı verdi. İç talebin katkısında özel tüketim öne çıkarken, kamu harcamaları ve yatırımlar ılımlı seyretti. Net ihracatın büyümeye verdiği katkıda ise gerek güçlü seyreden ihracat gerekse altın ithalatındaki yavaşlamayla gerileyen ithalat rol oynadı."
Öncü göstergelerin iktisadi faaliyetin yılın üçüncü çeyreğinde dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğini gösterdiğini dile getiren Kavcıoğlu, şöyle konuştu:
"Sanayi üretimi, temmuz-ağustos aylarında yükseliş eğilimini sürdürdü. Ciro endeksleri, yurt dışı talebin üçüncü çeyrekte, özellikle ara malı ve sermaye malı sektörlerinde sanayi üretimini desteklemeye devam ettiğine işaret ediyor. Aşılamanın hızlanması, küresel ekonomideki toparlanma sürecini destekliyor. Türkiye'de ve tüm dünyada aşılama oranlarının artmasıyla birlikte salgın tedbirlerinin kademeli olarak kaldırılması, dış talebin iktisadi faaliyete katkısını artıran bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Diğer yandan, virüsün yeni varyantlarının ortaya çıkmasının da etkisiyle vaka sayılarında gözlenen artış, salgının seyrine ilişkin belirsizliklerin devam etmesine neden oluyor."
Kavcıoğlu, aşılamanın toplumun geneline yayılmasının salgından olumsuz etkilenen, başta turizm olmak üzere hizmetler sektörünün canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanıdığına işaret etti.
"TALEPTEKİ DENGELENME, ENFLASYON VE İSTİHDAM ÜZERİNDE OLUMLU ETKİ YAPIYOR"
Perakende satış hacim endeksinin, salgın sürecinde açılmanın etkisiyle kuvvetli bir artış kaydettiğini belirten Kavcıoğlu, "Haziran ayından bu yana aşılamadaki güçlü ivmeyle birlikte kısıtlamaların hafifletilmesi, turizm faaliyetindeki ve ilgili hizmet kalemlerindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesinde rol oynamaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. Talepteki bu dengelenme, cari işlemler dengesi, enflasyon ve istihdam üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı önem arz ediyor." dedi.
Kavcıoğlu, ilgili anket verilerine göre firmaların gelecek için yatırım harcamalarını artırmayı planladığına dikkati çekerek, "İmalat sanayi firmalarının yatırım eğilimleri üçüncü çeyrekte 2011 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana en yüksek değerini almıştır. Ekim ayında da yatırım eğilimindeki artış sürmüştür. Bu artışı farklı ölçekteki firmalar genelinde görüyoruz. Sektörel açıdan değerlendirdiğimizde de ara malları ve yatırımlarda daha güçlü olmak üzere ana sektörler geneline yayılan bir yatırım eğilimini gözlemliyoruz." diye konuştu.
Yatırımlar ve krediler arasındaki ilişki açısından bakıldığında, üçüncü çeyrekte firmaların sabit yatırıma yönelik kredi talebinin yükseldiğini dile getiren Kavcıoğlu, şunları kaydetti:
"Para Politikası Kurulu kararlarımızda parasal duruştaki sıkılığın ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını belirtmiştik. Ticari kredi faiz oranlarındaki düşüşün de etkisiyle önümüzdeki dönemde krediler sabit sermaye yatırımlarını daha da fazla destekleyecektir. İstihdama ilişkin yüksek frekanslı veriler, açılmanın etkisiyle iş gücü piyasasında da toparlanmaya işaret ediyor. Hizmetler sektörü istihdamı, salgına dair kısıtlamaların da etkisiyle daha yavaş bir toparlanma sergilemişti ancak son dönemde burada güçlü bir istihdam artışıyla salgın dönemi kayıplarının tamamının telafi edildiğini gördük. Ayrıca güçlü giden ihracatın da katkısıyla sanayi sektörü istihdamının diğer alt kalemlere göre daha da olumlu seyrettiği dikkat çekiyor. Tarım dışı istihdamın öncelikle sanayi sektörünün katkısıyla toparlanmaya başladığını, hizmet sektöründen gelen sınırlı katkıya rağmen 2021 yılı ilk çeyreğinde salgın öncesi düzeylere ulaştığını görüyoruz. Hizmet sektöründeki açılma ve turizmin katkısıyla beraber iş gücü piyasasının salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattığını söyleyebiliriz."
"BİZ KUR HEDEFİ BELİRLEMİYORUZ"
Sadece faiz indirimleriyle kur artışının gerçekleşmediğini belirten Kavcıoğlu, "Biz kur hedefi belirlemiyoruz. Cari denge sağlandığında kur üzerinde de denge sağlanacaktır. Bir kur hedefi ya da kura müdahale şeklinde bir şeyimiz yok, serbest piyasa koşulları içinde kur kendi dengesini bulacaktır." ifadelerini kullandı.
Kavcıoğlu, Türkiye'nin temel sorununun cari açık olduğuna dikkati çekerek, "Cari dengeyi sağladığımızda kur üzerindeki baskı da azalacaktır, dengeye gelecektir. Biz bütün politikalarımızı bu çerçevede oluşturmaya çalışıyoruz. Bu anlamda da uyguladığımız politikalarla kur inşallah dengeye gelecektir." diye konuştu.
TCMB Başkanı Kavcıoğlu, kur geçişkenliğinin bu dönem daha az olmasını beklediklerini, kur artışının enflasyona bir miktar yansıyacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Arz şokları, emtia, gıda ve navlun fiyatları gibi Türkiye'yi de olumsuz etkileyen arızi sıkıntıların ayrışmasını yaparak faiz indirimine gittiklerini dile getiren Kavcıoğlu, "Diğer merkez bankaları ne yapıyor takip ediyoruz. Dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz. Tamamen veri odaklı analizlere dayanarak kararlar almaya çalışıyoruz. Türkiye'nin konumu çok daha iyi ve farklı durumda. Merkez Bankası olarak Türkiye'de faizlerin inmesi, maliyetlerin düşmesi, üretimin ve yatırımların artması noktasında üzerimize düşeni yapıyoruz. Reeskont kredileri ihracat ve üretimin artması noktasında çok önemli. Cari fazla verdiğimizde çok daha sağlıklı fiyat istikrarına kavuşmuş olacağız." dedi.
Kavcıoğlu, karar alırken, para politikasının etki alanı dışındaki unsurlara baktıklarına işaret ederek şunları söyledi:
"Bu noktada bir yere takılıp kalmak çok doğru değil. Merkez Bankasını yıpratma anlamında ona baktın, buna baktın... Dünyadaki bütün merkez bankaları aynı iletişimi yapıyor, hatta çekirdek enflasyonu kullanan bir sürü merkez bankası var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da geçmişte çekirdek enflasyonu kullandı. Bir gelişme varsa Merkez Bankasının para politikasıyla müdahale edemediği alanları ayrıştırma noktasında kendi iletişimini yapmıştır. Biz çok net iletişim yapan Merkez Bankasıyız. Bu geçici unsurlar devam ettiği sürece ona göre davranacağız. Dolayısıyla bir yere takılıp kalmayı, Merkez Bankasını eleştirmeyi çok doğru bulmuyorum."
"BÜTÜN SEKTÖRLERE FAİZ İNDİRİMİNİN SİRAYET ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Para aktarım mekanizmasına ilişkin bir soru üzerine Kavcıoğlu, bütün sektörlere faiz indiriminin sirayet ettiğini düşündüğünü belirtti.
Kavcıoğlu, özel bankaların da kamu bankaları ile aynı reaksiyonu gösterdiğini düşündüğünü dile getirdi.
Bunun kesinlikle bir parasal genişleme olmadığının altını çizen Kavcıoğlu, "Bu tamamen selektif krediye yönelik ihracatı ve ithalat ikamesi ürünlerin üretimine ilişkin Merkez Bankasının desteklediği bir politikadır. Bu anlamda da parasal aktarım mekanizmasını bu yönde kullanmaya gayret ediyoruz. Bankacılık sektörü de buna olumlu tepki vermiştir. Dolayısıyla ben faizlerin süre içinde daha aşağıya geleceğini düşünüyorum. Bunun üretimi ve maliyetleri düşüreceği noktasında beklentilerimizi koruyoruz." diye konuştu.
"CARİ DENGENİN SAĞLANMASI, DAHA KALICI BİR FİYAT İSTİKRARINI GETİRECEK"
Kavcıoğlu, Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılamasıyla beraber salgın şartlarını en iyi geçiren ülkelerden biri olduğunu, ülkenin önemli bir üretim merkezi haline gelme şansı bulunduğunu ve bunu desteklemek gerektiğini vurguladı.
Fiyat istikrarı için cari dengenin önemine dikkati çeken Kavcıoğlu, "Cari dengeyi sağladığımız noktada Türkiye'nin yakalayacağı dezenflasyon süreci daha kalıcı bir fiyat istikrarını bize getirecektir. Başlattığımız bu süreç kurları da diğer ekonomi enstrümanlarını da fiyat istikrarı anlamında destekleyen bir süreçtir. Ben özellikle ana akım iktisatçı hocalarımızdan, Türkiye'nin bu süreci tartışmasını, hepimize bu yolun açılıp Türkiye'de kalıcı bir fiyat istikrarının sağlanması noktasında herkesin desteklerini bekliyorum." ifadelerini kullandı.
"DÖVİZ TEVDİAT HESAPLARINDAN 40 MİLYAR DOLARA YAKIN ÇÖZÜNME VAR"
Kavcıoğlu, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki oranına ilişkin bir soru üzerine de şöyle konuştu:
"Ters dolarizasyon gerçekleşiyor. Şu ana kadar döviz tevdiat hesaplarından 40 milyar dolara yakın çözünme var. Bunu nerede görüyoruz? Türk lirası mevduatına baktığımızda 300 milyar liranın üzerinde bir artış var. Bu zor bir süreç ama biz bu ters dolarizasyonun devamında kurların üzerindeki baskının da hafifleyeceğini düşünüyoruz. İki şey önemli, bir cari işlemler dengesinin sağlanması, iki ters dolarizasyonun sağlanması kurlar üzerindeki baskıyı önemli ölçüde alacaktır. Dolayısıyla o noktada şu ana kadar iyi gidiyoruz."
"PARA POLİTİKAMIZDAKİ DURUŞUMUZ AYNI ŞEKİLDE DEVAM ETMEKTEDİR"
Kavcıoğlu, para politikası kararlarında söz konusu gelişmelerin enflasyon görünümü üzerindeki etkilerini dikkate alarak hareket ettiklerini, politikalarında bir değişiklik olmadığını dile getirdi.
Enflasyonla ilgili hedeflerinden vazgeçmediklerini vurgulayan Kavcıoğlu, "Temel hedefimiz, fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu düşürmektir. Bu konuda politikalarımızda bir değişiklik yoktur. Para politikamızdaki duruşumuz aynı şekilde devam etmektedir." dedi.
Kavcıoğlu, Merkez Bankasının ana görevinin fiyat istikrarını sağlamak, temel amaçlarının enflasyonu düşürmek olduğunu söyledi. Çalışmalarının bu kapsamda devam ettiğini belirten Kavcıoğlu, "Fiyat istikrarının sağlanması noktasında da neler yapabileceğimize baktığımızda, ihracatın artırılması ve cari dengenin sağlanması noktasında Merkez Bankası olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
REZERVLERDE REKOR BEKLENİYOR
Merkez Bankası rezervlerinde yıl sonunda rekor beklendiğinin ve daha önce 136 milyar dolarlık bir rezerv miktarına ulaşıldığının anımsatılması üzerine de Kavcıoğlu, "Rezervlerle ilgili hedefimiz o rakamı yakalamak ve üzerine çıkmak. O konudaki planlamamız da devam ediyor, yakalayacağız gibi duruyor." dedi.
Kavcıoğlu, yeni swap anlaşmaları için görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, "Tabii hepsi bir süreç. İnşallah yıl sonundan önce gerçekleşen olur. Bir takvim vermem zor ama çeşitli ülkelerle bu anlamda görüşmelerimiz devam ediyor. Ticaret açığı verdiğimiz ülkelerle bu konuda görüşmelerimiz sürüyor." diye konuştu.
Merkez Bankasının bağımsızlığına ilişkin bir soruya karşılık da Kavcıoğlu, "Merkez Bankası kanundan aldığı görevleri hakkıyla, hiçbir şeyden etkilenmeden hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor. Benim de herkesten ricam, dünyada hiçbir merkez bankası TCMB kadar tartışılmıyor. TCMB kadar şeffaf ve rakamlarını açık bir şekilde paylaşan çok az merkez bankası var. Dolayısıyla bu konuda destekleyici eleştiriler ve açıklamaların olması hem ülkemiz hem de Merkez Bankası açısından daha doğru olur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"KURDAKİ ALGI BASKISINI DA YIKACAĞIZ"
Toplantı sonrası basın mensuplarıyla sohbeti sırasında da reeskont kredilerinin önemine değinen Kavcıoğlu, "Biz reeskont kredisini ihracat bedellerinin Türkiye'ye getirilmesi, bunların Türk lirasına döndürülmesi ve kredinin vadesinin de ihracat bedelleriyle kapanması şartını getirdik. Dolayısıyla bu kurun üzerindeki önemli bir baskıyı hafifletecek." diye konuştu.
Kavcıoğlu, "Kurdaki baskının büyük bir kısmının algıdan kaynaklandığına" yönelik yorumlar için de "Bu çalışmalarla algıyı da yıkacağız." dedi.